Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Serbest piyasadaki değerimiz

Maddeyle, parayla, piyasayla alakası olmayan birçok meseleyi de bu kelimelerle anlatmak konuyu daha anlaşılır yapıyor. Rabbimiz de Kitabında birçok hakikati ticari kelimelerle ve kavramlarla anlatıyor. Çünkü insanoğlunun bu dünyada en iyi bildiği, en çok yaptığı şey ticarettir. En küçüğümüzden en yaşlımıza kadar alışveriş yapmadan edemeyiz.

Ayaklarımızın yere basması gerektiğinden, insanların içinde olmamız, bu şekilde gerçek değerimizi öğrenmekten korkmamamız gerektiğinden söz etmek istiyorum.

Bunun zıddı nedir? Kapalı alanların Müslümanları olmayı bırakıp açık alanların Müslümanları olmalıyız diyorum. Sadece kendi meşrebimizden olanların arasında söylediğimiz şeyleri açık alanlarda da söyleyebilmeliyiz.

Sadece sözümüzün gerçek değerinin ne olduğunu bu şekilde ölçebileceğimiz gibi şahıslarımızın değerini de ancak böyle ölçebiliriz.

Unutmayalım ki, derneğimizde, vakfımızda, sohbet odamızda veya sadece kendi katılımımızla doldurduğumuz etkinliklerde abarttığımız, yücelttiğimiz, korumalar eşliğinde karşılayıp uğurladığımız insanların gerçek değerlerini ancak serbest piyasada öğrenebiliriz.

Seksenli yılların başında hac yolculuğu vesilesiyle defalarca Irak'tan geçmiş, Bağdat, Musul, Kerbela gibi şehirlerde mola vermiştik. Alışveriş esnasında Irak dinarının değeri doların dört katıydı, fakat Irak dışında serbest piyasada hiç kimsenin umurunda değildi, arayıp soran yoktu. Libya ve benzer ülkelerin paraları da böyleydi.

Kendi küçük dünyamızda birbirimizin fiyatını abartıp durmaktan vazgeçmeliyiz. Çünkü artık o bizim küçük dünyamızın duvarları yıkılmış, sınırları yok artık. Hatta bunu bizzat kendimiz yapmadık mı dünyaya açılma adına. Yaptık ve doğrusu da buydu.

Evet, küreselleşme, globalleşme gibi terimler emperyal dünyaya aittir ama unutmayalım ki bizler de bütün bir insanlığa gönderilmiş bir Din'in, bir Kitab'ın ve bir Rasül'ün mensuplarıyız.

Ha, bu arada şunu da unutmayalım. O derneklerimizde, vakıflarımızda, sohbet odalarımızdaki sözlerimiz, tavırlarımız ve özellikle faziletli bildiklerimize karşı davranışlarımız hepten mi yanlıştır? Asla.

Aslında söz konusu küçük ve kapalı dünyamız bizim laboratuvarımızdır. Oralarda yetiştirip geliştireceğimiz erdem ve faziletleri oradan açık alanlarda ekip büyütmeye başlayacağız.

Zaten bu bizim en önemli ayrıcalığımızdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.