Abdulhakim SONKAYA

Abdulhakim SONKAYA

Sevk ve Seyir

Sevk ve seyir, sözlükte sürmeyi ve toplamayı ifade eder. İkisinin birbiriyle yakın bir ilişkisi olsa da esasen aralarında ciddi bir fark vardır. Şöyle ki:


Sevkte bir tür zorlama ve itekleme, seyirde ise tamamen gönüllü olma durumu vardır.


Sevkte mutlaka arkada birileri bulunurken seyirde ise daha çok önde birileri vardır.


Sevkte mecburi bir itaat var iken seyirde ise gönüllü bir tabilik söz konusudur.


Sevkte askeri ve içtimai bir disiplin olduğu halde, seyirde bireysel bir kontrol ve inisiyatif vardır.


Sevkte sürüklenmek, seyirde ise kendi iradesiyle yürümek vardır.


Sevkte idare ve komuta, seyirde ise irade ve hedef vardır.


Sevkte ayaklar ön planda iken-çünkü sak ayak demektir-seyirde ise zihin ön plandadır. Bu nedenle Allah (CC): “Yeryüzünde seyir ederek yalanlayanların akıbetinin nasıl olduğunu görün”(Nahl:36) buyurur.


Peygamber (SAV) normal şartlarda ashabının arkasında, zor şartlarda ise önlerinde yürürdü. Hadiste Peygamber (SAV)’in barış şartlarında daima arkada yürüyerek ashabını önüne aldığı(sevk ettiği) rivayet edilir. Demek ki Peygamber (SAV) zor şartlarda ashabının gönüllü olarak kendisine tabi olmasını uygun görürdü. Krallar ise tersini yaparlar. Onlar barışta önde, savaşta ise arkada yer alırlar.


Peygamber (SAV)’in hayatına “siyret” adı verilir ki bu da seyirden gelir. Siyret; düzgün şekil ve suret, sağlam ve tabii yol, fıtrat, asıl olan manasındadır. Tabii bir seyir sonucunda tamama ve kemale erdiği, insana sağlam ve fıtrî bir yol gösterdiği, ona özgürlük yolunu açtığı için Peygamberin mübarek hayatına “siyret” adı verilmiştir. Siyret, seyirden gelir ve özgürlüğü ifade eder.


Peygamber Sevdalılarının düzenlediği Kutlu Doğum etkinliklerinin bu yılki şiarı “Özgürlük ve Tevhid Önderi Hz. Peygamber” şeklinde idi. Bu da siyerin mesajına ve lafzına fevkalade uyumlu bir şiardır.


Bu şiara uygun olarak Peygamber Sevdalıları, insanları bu işe sevk etti. Etkinlikleri sevk ve idare etti. Ama asla insanları arkadan sürmedi. Onlar siyret-i nebeviye için seyir halinde oldu. Peygamber Sevdalıları hizmette önde yer alırken ödül ve şerefte ise kendilerini en arkaya yerleştirdi.


Peygamber Sevdalıları tevazuda insanların arkasında yer aldı. İnsanlara ruh ve azim aşılamak için itici bir rol üstlendi ama asla insanları meydanlara sevk etmedi. Onlar, insanları arkadan sevk etmedi, onları itmedi. Bilakis insanların kendisi siyret-i nebeviye için seyir halinde oldu. Müslümanlar meydanlara sevk olmadı, sürülmedi ve sürüklenmedi.

Bilakis kendileri yürüdü. Kendileri gönülden tabi oldu. Disiplini kendileri sağladı. Mecburî olarak değil gönülden bu işe talip oldular, hayra ve Hakka tabi oldular. Bu bir sevk değil, tam anlamıyla siyer için bir seyir haliydi. Bir sefer, bir akımdı. İslam ve onun Peygamberi dışındaki batıl otoriteler ancak halkı sevk ve idare ile zorla toplarlar. Çünkü onların siyreti yoktur. Ya da asıl ve fıtrî suretlerinde değil, farklı hal ve suretlerde, asıl olmayan siyretlerde insanlara yaklaşıyorlar. Bu nedenle insanlar onlara güvenmiyor,  gönül rahatlığıyla onların arkasında yer almıyor. Onlara tabi olmuyor.


İslam idare nizamında sevk ve idare, en belirleyici faktör değildir. Bundan ziyade “seyir halinde olma” mühim bir ilkedir. İnsanın asıl siyretine kavuşması esastır. Müslümanlar sevk ve seyri yerine göre uygularlar. Fakat İslam asla sevki temel itici güç olarak kabul etmez. Zorlamayı ve ikrahı, sevki ve sürüklemeyi değil seyr ü seferi esas alır.


Kimse Müslümanları siyret-i nebeviye için zorla meydana sevk etmedi. Halkın kendisi oraya yürüdü. Kendisi bu işe gönülden talip oldu. Bu seyrin sonucunda Diyarbakır ve bütün Türkiye, asıl siyretine kavuşmak için seyir halinde yola koyuldu.

Peygamberin siyretini anma ve anlama faaliyeti bizi asıl hüviyetimize kavuşturacak, bize en güzel sureti kazandıracaktır.


İstanbul, Diyarbakır, Batman, Adana, Konya ve bütün memleket artık sevk edilmek, itilmek ve sürüklenmek suretiyle değil seyir halinde idare olunmayı istiyor. Bu da ancak özgürlük ve tevhid önderi Resulullah’ın siyretine ve sünnetine tabi olmak ve böylece asıl suret ve siyretimize kavuşmakla mümkündür.


Resulullah’ın siyreti ve sünneti için seyir halinde olan Müslümanlara selam olsun.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.