Şeyhanlıoğlu, “Müslümanlar kendi kaderini eline almalı”

Şeyhanlıoğlu, “Müslümanlar kendi kaderini eline almalı”

Ortadoğu’daki gelişmeler ve İslam coğrafyası hakkında değerlendirmelerde bulunan Uluslararası İlişkiler Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, Müslümanların kendi kaderini batının elinden alması gerektiğinin altını çizdi.

Ortadoğu’daki savaş ortamı ve Müslümanların durumu hakkında değerlendirmelerde bulunan Uluslararası İlişkiler Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, Müslümanların kendi kaderini batının elinden alarak kendi sorunlarına kendisi çözüm bulması gerektiğini söyledi.

Suriye'nin dört parçaya Irak’ın üç parçaya bölündüğünü ifade eden Şeyhanlıoğlu, bu tablonun kazananının batı ve batının kontrolündeki örgütler olduğunu dile getirerek, “Ortadoğu'yu yüzyıl yöneten diktatörlere baktığımızda Sykes-Picot tarafından desteklenen kişilerdir.” dedi.

 “Batının peşine takılanların sonu hüsran olacaktır”

Müslümanlar arasında kendi sorunlarını çözecek komitelerin kurulması gerektiğine dikkat çeken Şeyhanlıoğlu, Batı’dan beklenebilecek hiçbir güzellik olmadığını belirterek, “Batı bize ancak müsveddesini verir. Onu da vermeyeceğini Kıbrıs’tan, Afganistan’dan, Filistin’den görüyoruz. Bütün İslam ülkelerine bakın, Keşmir’den Somali ve Sudan’a kadar batının size katacağı bir artı değer yok. Bir defa yüzyıllık tarihten bunu okuyabilmemiz gerekiyor.  Ancak birçok İslam ülkesi batının peşine takılıyor. Hepsinin de varacağı sonuç hüsran olacak. Batının peşine takılanların sonu hüsran olacaktır. Çünkü, son 50 yıllık tablo ortadadır.” dedi.

“Türkiye beraberliğinde bir İslami blokun oluşması gerekiyor”

Şeyhanlıoğlu açıklamasının devamında, “Eğer Sisi yerine Mursi iktidar olsaydı, bugün Ortadoğu tablosu farklı olurdu. Kaddafi dahi olsaydı farklı olurdu. En azından Libya bu halde olmazdı. Tunus yakasını kısa sürede kurtardı. Sorun şurada; Türkiye beraberliğinde bir İslami blokun oluşması gerekiyor. Ancak bunun önüne geçmek için her şeyi yapıyorlar. Suriye meselesinde de Batı Türkiye ile beraber muhalifleri destekledi. Ancak, Esed’in düşeceğini gördüğünde silahları keserek, Esed’i ayakta tutmanın önünü açtı.” diye konuştu.

“Suriye’yi kontrol eden, Asya’da nüfuz sahibi olur”

Napolyon’un Suriye üzerinden neredeyse İngiltere’yi Hindistan’dan atacağını hatırlatan Şeyhanlıoğlu, bu bakımdan Suriye’nin, konumu itibariyle de önemli olduğunu ifade etti.

Suriye’yi kontrol edenin Asya’da nüfuz sahibi olacağını belirten Şeyhanlıoğlu, “Rusya da bu yüzden işin içine girdi. Amerika’nın 1902 yılında yüzyıllık bir stratejileri vardı. Asya kıtasının 3 noktasını ele geçirmek istiyorlardı. Birincisi Afganistan, ikincisi Kafkasya, üçüncüsü ise Balkanlardır. Kosova üzerinden Balkanlara yerleştiler. Ermeniler üzerinden Kafkaslara yerleştiler. Ruslar ise ‘Benim sıcak sulara inmem gerek’ dedi.  Bunun için de Türk boğazlarını açması gerektiğini biliyordu. Afganistan ile Kafkasya’da ilerledi. Afganistan’da çöktü ama Gürcistan’ı devrimlerle terbiye etti. Ukrayna’yı da bypas etti. Şu an da boğazlarda nükleer denizaltılara el sallayarak, Akdeniz’e indi. Buradan çıkmak istemiyor.” değerlendirmelerinde bulundu.

“Müslümanlar sorunlarını kendi aralarında çözmesi gerekir”

Rusya’nın Tarsus ve Lazkiye’de üs kurduğuna dikkat çeken Şeyhanlıoğlu, bu üslerin birinin hava, diğerinin ise kara üssü olduğunu belirtti.

Bu oluşumların batının yeni oluşum ve stratejileri olduğunu dile getiren Şeyhanlıoğlu, “Şu anda 3 çıkış kapısı uyuşmuş durumda. Çünkü iki tarafın da ortak düşmanı birdir. Afganistan halkının tamamı hiç kimsenin umurunda değil. Çeçenler ya da Boşnaklar önemsenmiyor. Dayton barış anlaşmasından zalim ödüllendirildi, mazlum ise cezalandırıldı.    Aynı şey Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da ve diğer İslam coğrafyalarında da oldu olacak. Bu nedenle altını çizerek söylüyorum, İslam coğrafyası ve Müslümanlar kendi kaderini eline alarak kendi arasında sorunları çözmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler