Solun arasındaki çatışmada 2 bin kişi öldü

Solun arasındaki çatışmada 2 bin kişi öldü

Derin Sol kitabının yazarından olay yaratacak iddialar.

'Derin sol' adlı kitabın yazarı Hakkı Öznur, solun kendi arasındaki kavgalarda 2 bin kişinin öldüğünü ileri sürdü.

Bugün gazetesinden Seda Şimşek'e konuşan Hakkı Öznur infazların çoğunun ‘uyuşturucudan gelen paranın paylaşımı’nda yaşandığını söyledi.

*12 Eylül öncesi ve sonrası sol örgütler arasındaki çatışmalarda kaç kişi öldü?

1968’den günümüze sol gruplar arasındaki çatışmalar ve örgüt içi infazlarda, aralarında örgüt liderleri, MK üyeleri, kurucular, militanlar ve sempatizanların da olduğu yaklaşık 2 bin kişi öldürüldü.

Marksist-Leninist örgütlere göre içlerinde hain çoktu, örgütleri hain kaynıyordu. Bu tanıma şef ve yöneticileri dahil değildi. Solda, örgüt şeflerine ve izlenen siyasetlere karşı çıkan birçok militan örgüt kamp ve hücre evlerinde kurulan “devrim mahkemelerinde” düzmece itiraflar ve belgelerle vahşice öldürüldü.

Stalin ve Mao gibi Abdullah Öcalan, Dursun Karataş, Cüneyt Kahraman da en yakın yoldaşlarını ‘hain’ diye infaz etmekte tereddüt etmedi.

‘SAYMAKLA BİTMEZ’

*Kimler kimleri infaz etti?

DHKP-C lideri Dursun Karataş, Paşa Güven’i ve Latife Ereren’i, şimdiki ismi MKP olan eski adıyla TKP/ML’nin lideri Cüneyt Kahraman, “Laz Nihat” kod adlı MK üyesi Enver Doğru ve bir grup örgüt üyesini, PKK lideri Öcalan, Şahin Dönmez’den, Mehmet Şener’e saymakla bitmez, yüze yakın PKK kurucu ve MK üyesi ile binlerce militanı, hep aynı klasik “hain”, “önderliğe karşı geldi”, “ajan provokatör”, “casus” gibi suçlamalarla infaz ettirdi.

Soldaki örgüt içi infazlar 1980’lerin sonlarından itibaren eğitim kampına çevrilen cezaevleri ve koğuşlarda da devam etti. Derin solda ne iç çatışma ne de infazlar biter.

‘DARBEYLE DEVİRME İSTEĞİ’

*İnfazların sebebi ideolojik ayrılık mı?

Uyuşturucudan elde edilen kirli paranın paylaşımının rolü büyük.

Dursun Karataş, örgütü birlikte kurdukları Paşa Güven’i örgütün parasına el koymak gibi suçlamalarla 1991’de Paris’te infaz ettirdi. Bedri Yağan’ın da, 13 Eylül 1992’de Orta Doğu’daki örgüt kampından Almanya’daki merkez üsse gelerek Karataş’ı darbeyle devirmek istemesinin sebebi de para gibi faktörlerdi.

Yağan’a göre Karataş örgüt parasını zimmetine geçirmiş ve şahsı için kullanmış. TKP/ML de bazı MK üyelerinin uyuşturucu kaçakçılığından elde edilen parayı zimmetlerine geçirmelerinin ortaya çıkması üzerine, 18 Nisan 1994’te ikiye bölündü.

PKK da yurtiçi ve dışındaki bazı sorumlularını uyuşturucudan gelen paraları üzerlerine geçirmekle suçlayarak infaz ettirdi.

Sadece Maocular değil TKP ve DİSK de sorumlu

*Halil Berktay’ın sözleri ile 1Mayıs 1977’ye dair tartışmalar başladı.

“Derin Sol” kitabımda da anlattım. Türk Solu’nun kanlı 1 Mayıs’ta suçu ve sorumluluğu var. 12 Eylül öncesi “Aydınlık” hareketinde ideologluk yapan eski Maocu Berktay bunu yıllar sonra söylüyor. Geç kalmış ama yine de önemli.

Sol çevreler kanlı 1 Mayıs’ta solun suçlu olduğunu söyleyen arkadaşlarına mahalle baskısı yapıyor “niye konuştun” diye.

*DİSK ve TKP bu olayın neresinde?

Sovyet yanlısı TKP ve onun gençlik örgütü İGD, TİP, TSİP gibi birçok fraksiyon Taksim’e sol siyasi literatürde “Halkın Sülalesi” olarak adlandırılan Maocu grupları meydana almayacaklarını, gelirlerse onlara şiddet uygulayacaklarını ilan etti.

Aydınlık grubu, “provokasyonlar olabilir” diyerek 1 Mayıs mitingine katılmama kararı aldı. Maocu çevreler ise Taksim’e gireceklerini, engel olmak isteyen “Sosyal Faşist”lere “devrimci şiddet”le cevap vereceğini açıkladı.

DİSK yönetimi de mitinge Maocu grupları sokmayacağını ilan etti. Miting alanına girmek isteyen Maocu grupları, kırmızı pazu bantlı, DİSK görevlileri ve İGD militanları engellemeye çalıştı. İki grup arasında çıkan arbedede silahlar patladı... Kanlı olaylardan DİSK de, Maocular kadar sorumludur.

*Nabi Yağcı ve Ümit Kıvanç’ın Halil Berktay’ın anlattıklarına itirazları var.

12 Eylül 1980 öncesi TKP yöneticiliği yapan Yağcı, 1 Mayıs 1977 olaylarında TKP ve onun kontrolündeki İGD’yi yönlendirenlerdendi. Maocular’a yıkmaya çalıştıkları bu olayda, en az Maocular kadar hatta daha fazla suçları vardı. Bunun bilinmesinden tedirginlik duyuyor olabilir.

Türk solu ile Kürt solu yıllarca çatıştı

*Türk solu ile Kürt sol gruplar arasında çatışmalar var.

Marksist Kürt solu ile Türk solu arasında 1977-1980 döneminde yoğun çatışmalar yaşandı. Aydınlıkçılar, Halkın Kurtuluşu, Devrimci Halkın Birliği, Partizan, Dev-Yol ve benzerleri “Apocular” adıyla bilinen PKK ile yoğun kanlı çatışmalara girdi.

Apocular, birçok sol örgüt mensubunu öldürdü. TKP, taraftarlarını öldüren PKK’lılar için “Apocu çetelerin arkasında kontrgerilla var”diyordu.

PKK, 12 Eylül öncesinden günümüze 300’e yakın Türk sosyalist hareketi mensubunu öldürmüştür. Apocular’la KUK arasında 1980’de çıkan çatışmalarda 100’den fazla militan öldü.

Askeri vesayet peşinde koştular

*Sol, sol içi şiddetle yüzleşme sürecine girdi gibi.

12 Eylül 1980 öncesi ve sonrası fraksiyon çatışmalarında yüzlerce solcu militan öldü. Türk Solu, “Sol içi şiddeti”konuşmaktan kaçıyor. Marksist sol örgütler ve bölücü gruplar “ihtilal şartlarını olgunlaştırmak isteyen” askeri vesayet peşinde koşan, oligarşiye hizmet etti. Oligarşi, dün olduğu gibi bugün de onları kullanmaya devam ediyor.
Bugün

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.