“Takıntı tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır”

“Takıntı tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır”

Toplumda sık rastlanan takıntı hastalığının kişinin ve ailelerinin yaşam kalitesini düşürmekle kalmayıp, hayatılarını kâbusa çevirebildiğini vurgulayan uzmanlar, takıntılı kişilerin mutlaka destek alması gerektiğini belirtiyor.

Takıntılı olmanın toplumda yaygın olarak görülen bir psikolojik rahatsızlık olduğunu belirten Aile Terapisti Dr. Obengül Ejder, ‘Obsesif Kompulsif Bozukluk’ olarak adlandırılan takıntı hastalığının bazı boyutlarının kişinin ve ailelerinin yaşam kalitesini düşürmekle kalmayıp,  hayatını kâbusa çevirebildiğini bu yüzden mutlaka uzman desteği alması gerektiğini söyledi.

Halk arasında “Takıntı Hastalığı” olarak bilinen hastalığın, en sık karşılaşılan tipinin temizlik takıntıları olduğunu bildiren Dr. Ejder, kişilerin düşüncelerinin saçma olduğunu bildiği halde, içinde bulundukları sıkıntıdan kurtulmak için yineleyici davranışlardan kendilerini alamadıklarını kaydetti.

“Takıntı hastalığının kesin nedeni bilinmiyor”

Dr. Ejder, Obsesif Kompulsif Bozukluğunun (Takıntı Hastalığı) kesin nedeni bilinmemekle beraber nedenlerini şöyle sıraladı;

“Genetik nedenler: Genellikle birinci derece akrabalarda veya ikinci kuşakta görüldüğünden genetik geçişli olduğu düşünülüyor.

Hormonal nedenler: Beyinde iletim ağında önemli rolü olan serotonin maddesinin azalması.

Çocukluk çağı travmaları: Erken çocukluk döneminde yoğun stres altında kalınmış olmak, anne veya babaya karşı duyulan yoğun öfkenin içe bastırılması, cinsel taciz veya istismara uğramak gibi.

Kişilik özellikleri: Kişilik yapısı olarak titiz, kuralcı, ayrıntıcı, mükemmeliyetçi özelliklere sahip olan kişiler bu hastalığa daha yatkın kişiler.”

Takıntı hastalığının tedavisi mümkün

Takıntı hastalığının tedavi edilebilen bir psikolojik rahatsızlık olmasına karşın kişilerin çoğu zaman doktora gitmekten çekindiğini ve dolayısıyla tedavilerini geciktirdiğini ifade eden Dr. Ejder, “Oysa ki ilaç tedavisi ile birlikte uygulanan Bilişsel Davranışçı Terapi ve diğer terapi teknikleri ile tedavide başarı şansı oldukça yüksek.” dedi. 

Tedavi konusunda da bilgi veren Dr. Ejder, “Genellikle beyindeki hormonal sistemin düzenlenebilmesi için Seratonin sistemi üzerinde etkili olan ilaçlar tedavide ilk seçenek olarak kullanılıyor. Bu tür ilaçların yan etkilerine tölerans gelişebilmesi için en az 5-7 gün geçmeli ve etkinliğini tam olarak görebilmek için de en az 3 hafta ilaç kullanımına devam edilmelidir. Bunun yanı sıra,‘bilişsel’ terapi ile kişinin kaçındığı nesne veya kişiden aşamalı olarak karşı karşıya gelmesini sağlayan veya törensel davranışları önlemeye yönelik ‘davranışçı’ terapi tekniğinin birlikte kullanılması ile ortalama 6-8 seansta hastada düşünsel ve davranışsal değişiklikler sağlanabilmektedir.” şeklinde konuştu. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler