Tarihte de birçok Kürt âlim topluma önderlik yapmıştır

Tarihte de birçok Kürt âlim topluma önderlik yapmıştır

İttihad'ul Ulema’nın düzenlediği 2’nci Kürdistan Âlimleri Buluşmasında İran’dan katılan Müderris Muhammed Mollazade, tarihte de birçok Kürt âlimin topluma önderlik yaptığına dikkat çekti.

Âlimler ve Medreseler Birliği (İttihad'ul Ulema) tarafından düzenlenen 2’nci Kürdistan Âlimleri Buluşmasının birinci oturumu sona erdi.

Moderatörlüğünü Irak’tan katılan Dr. Ahmed Cemal’in yaptığı oturumda, ‘İslam Ümmetinin Mevcut Hali ve Siyasi Kutuplaşmalar’ konusunu Dünya Müslüman Âlimler Üyesi Mela Reşit Taha Osman Sıgeri, ‘Ümmet bilincinin oluşumunda âlimlerin rolü’ konusunu da İran’dan katılan Müderris Muhammed Mollazade anlattı.

Moderatör Ahmed Cemal’in söz hakkı verdiği Dünya Müslüman Âlimler Üyesi Mela Reşit Taha Osman Sıgeri, İslam tarihinin aydınlık olduğuna vurgu yaptı.

“Bugün dünyada yaşanan tüm sıkıntıların sebebi İslam değil; bilakis görevlerini hakkıyla yerine getirmeyen âlimler ve İslam önderleridir.” diyen Sıgeri, “İslam tarihi ve Müslümanların tarihi arasında büyük farklılıklar vardır. İslam tarihi bir aydınlık iken Müslümanların tarihi ise birbirlerinden ayrılıklarından ötürü daima gerileme olmuştur. Bugün diyorlar ki; ilerlemeniz için Avrupa’yı taklit etmeniz lazımdır. Bizde diyoruz ki; bunu böyle dile getirenler Allah-u Teâlâ’ya iftira atmışlardır. Bugün Avrupa’ya da bu ilerlemeyi kazandıran İslam âlimleridirler.” dedi.

“Âlimler ve İslami partiler bu sorunları yüklenmeleri ve toplumu ihya etmeleri gerekir”

Müslüman ülkelerin geri kalmalalrının İslam’a mal edilmeyeceğini söyleyen Sıgeri, “Bilakis; İslam’ın müntesibi olan biz biçare Müslümanlara ve İslam âlimlerine mal etmemiz lazımdır. İslam toplumu kendi kuvvetini Kur’an-ı Kerim’den alıyor. Söz kendisinde bir direniş, bir ilerleyiş barındırır. Allah-u Teâlâ’nın kelamı ise buna en layık olandır. Bu Kur'an da emin sıfatıyla Cebrail tarafından Peygambere gönderilmiştir. İstisnasız İslam 13 asır toplumu yönlendirmiştir. Geçmişte Müslümanların dünyayı yönetmeleri onların sorumluluk sahibi olduklarının bir göstergesidir ama bugünkü Müslümanlar ise sorumluluktan kaçmaktadırlar. Kim dünyaya gönül kaptırırsa dünyada zelil olur. Kim İslam’a tutunursa tüm işlerinde izzet sahihi olur. Bugünkü âlimler ve İslami partiler bu sorunları yüklenmeleri ve toplumu ihya etmeleri gerekir. Bunu da ahireti dünyayı tercih ederek yapabilirler. Bunu da Resulullah’ı kendilerine önder ederek yapabilirler.” ifadelerini kullandı.

“Âlimlerin fikir ve ilimde bağımsız olmaları gerekir”

Âlimlerin peygamberin varisi olduğunda dikkat çeken Sıgeri sözlerine şöyle devam etti:

“Âlimlerin bugüne kadar toplumu yönlendirmelerinin tek sebebi onların dini dünyadan önce almalarıdır. Bugünkü âlimler sıkıntılı ise kendilerini devlet yanında görmek istemeleridir. Âlimlerin fikir ve ilimde bağımsız olmaları gerekir. İslam yine geri dönecektir. Ama İslami partilerin, hareketlerin sayısının fazlalığı, Cuma namazı farklı yerlerde kılınmasına benziyor. Nasıl ki cumanın farklı yerlerde kılınması topluluğu ayırmıyorsa aynı şekilde İslami hareketlerin de halkı ayrıştırma değil; birleştirdiklerini düşünüyorum. Bizim fikirlerimizin ayrılığında sıkıntı yok. Eğer kalplerimiz farklılaşırsa işte bu sıkıntıdır. Bugün ki İslami hareketlerin ilk olarak tekmil oluşum daha sonra da tekmil sürecine girmeleri lazımdır. Resulullah ta böyle yapmıştır. Resulullah ilk olarak şahıs yetiştirmiş daha sonra da devlet kurmuştur. Şunu çok iyi bilmemiz gerekir ki Resulullah ilk önce hiçbir zaman küfürle silahlı mücadeleye girmemiş, bilakis 13 yıl boyunca bir tekmil sürecine girmiştir. Ve o süreçte kendi fertlerine akide ve ahlak oturtmuştur. Son olarak da siz değerli âlimlere şunu söylemek istiyorum; sizler peygamberlerin görevini üstlenmiş insanlarsınız, onların metodu üzerine yürüyünüz.”

Sıgeri’nin konuşmasının ardından ‘Ümmet bilincinin oluşumunda âlimlerin rolü’ konusunu İran’dan katılan Müderris Muhammed Mollazade anlattı.

İslam âlimlerinin ümmet içerisinde İslami bir bilincin oluşmasında en büyük görevi üstlenmiş fertler olduğunu söyleyen Mollazade, âlimlerin üstlendiği görevi yerine getirmemesi durumunda Allah’a verecekleri hesabın ağır olacağını söyledi.

Ümmetin içerisinde bulunduğu sorunları alimlerin çözeceğini dile getiren Mollazade, “Âlimler dünden bugüne daima toplumun manevi hastalıklarıyla uğraşmış ve bunları gidermek için risaleler, mektubatlar ve kitaplar yazmışlardır. Bunun örnekleri ilk asırlarda Hasan el Basri, İmam Şafii, İmam İbn-i Teymiyye ve önder âlimler olmuştur. Bugün biz âlimler eğer bu halkın manevi hastalıklarını kurtarmak istiyorsak İmam Gazali gibi toplumun hastalığını iyi belirlemek ve ona göre hareket etmemiz gerekir. Bizler İmam Gazali gibi sadece risaleler ve kitaplarla değil; halkın bizatihi içerisine girip sıkıntılarıyla hemhal olmamız lazımdır. Halkın küçük sıkıntılarıyla ilk olarak uğraşmamız lazım ki daha sonra ümmetin içerisinde bulunduğu sorunlarına çözüm bulabilelim.” dedi.

“Bizler Peygamberlerin görevlerini üstlenmiş insanlarız.” diyen Mollazade, “Üstlendiğimiz bu görevin sorumluluğunu hakkıyla yerine getiremezsek Peygamber Efendimizin bize devrettiği bu görevi yerine getirdiğimizden ötürü hesabımızın çok ağır olacağının farkında olmamız lazımdır. Tarihte de birçok Kürt âlim topluma önderlik yapmış ve onların sıkıntılarıyla kendi mescit, dergâhlarında çözüm aramıştır. Amedî, İbni Teymiyye, Said Nursi gibi toplumun önder isimleri sadece kitaplarıyla değil; bizatihi toplumun içerisine girip onların sorun ve sıkıntılarını dinlemiş bugünkü psikologların görevlerini üstlenmişlerdir. Biz âlimlerin de selef âlimlerin metot ve menhecini kendimize rehber edinip o şekilde hareket etmemiz lazımdır.” İfadelerini kullandı.

“Ümmetin içerisinde bulunduğu en büyük sıkıntı âlimlerin sorumluluktan kaçınmalarıdır”

Âlimlerin sorumluluktan kaçmaması gerektiğini belirten Mollazade, “Bugünkü âlimlerimizin en büyük görevi toplum içerisindeki yerini bir daha almaları ve bu halka imam, mürşit ve önder olma sorumluluğunu bir daha üstlenmemizdir. Ümmetin içerisinde bulunduğu en büyük sıkıntı âlimlerin sorumluluktan kaçınmalarıdır. Biz bu halkın sıkıntılarını kendi sıkıntımız gibi görmedikçe eskiden âlimlerin toplum içeresindeki konumlarını elde edemeyiz. Bugün âlimlerimizin yeni bir söyleşi ortaya koymaları lazımdır. O da şu olmalıdır; vahye inanıp aklı inkâr etmeyen, dünyaya çalışıp ahireti unutmayan, her şeyin vasatını bulan bir söyleyiş ortaya koymak olmalıdır.” Şeklinde konuştu.

Mollazade’nin konuşmasının ardından buluşmanın birinci oturumu sona erdi.

İLKHA

















HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.