Uzmanlara göre böbrek yetmezliği zor ve kronik bir rahatsızlıktır

Yaz ayları sıcaklıklarının başlaması ile birlikte sağlıkçılar, vücudumuzda bulunan hayati organlardan biri olan böbrek sağlığı için uyarılarda bulundu.

Dr. Muhammed Enes Gider, yaz aylarında su tüketiminin önemli olduğunu vurgulayarak, böbrek yetmezliğinin ilerleyen evrelerde diyaliz ve böbrek nakline kadar giden zor ve kronik bir rahatsızlık olduğunu vurgulayarak böbrek yetmezliği farkındalığında tanı koymanın yüzde 10 civarında olduğunu söyledi.


Dr. Gider, böbreğin en önemli fonksiyonunun vücuttan atık maddeleri atmak olduğunu bu durumun iki şekilde olduğunu söyleyip, birinin akciğer yoluyla nefes alıp vererek diğer yolunun ise kandan zararlı maddeleri süzüp idrar oluşturarak atmak olduğunu söyledi.

Dr. Gider, böbrek sağlığının insan hayatı için çok önemli olduğunu hatırlatarak, böbrek yetmezliğinin en önemli nedenlerinin diyabet ve hipertansiyon olduğunu vurguladı.

“Her 8 kişiden biri böbrek yetmezliği hastası”

Dr. Muhammed Enes Gider

Dr. Gider, “Her şeyden önce bunu belirtmek lazım, Türk Nefroloji Derneğinin yaptığı araştırmalara göre ortalama 8 kişiden birinde böbrek yetmezliği görüldüğü belirtiliyor. Bu da çok ciddi bir rakamdır. Böbrek yetmezliği ilerleyen evrelerde diyaliz ve böbrek nakline kadar giden zor ve kronik bir rahatsızlıktır. Maalesef tanı koyma farkındalığı açısında bu durum yüzde 10 seviyesinde. Şu demek oluyor, 10 hastadan biri hastalığının farkında. Hastalık ortaya çıktığında iş işten geçmiş oluyor. Bu çok ciddi bir risktir.” dedi.

“Böbrek yetmezliğinin en önemli nedeni diyabet ve hipertansiyondur”

Kronik böbrek yetmezliği konusunda ise Gider, “Kronik böbrek yetmezliği, böbreğin normalde yapması gereken fonksiyonunu artık yerine getirememesi sonucu oluşan bir hastalıktır. Bunun nedenleri üzerinde durmak gerekiyor. Böbreğin kendine ait nedenleri olduğu gibi, asıl üzerinde durmamız gerekenlerden biri diyabet, diğeri ise hipertansiyondur. Şeker ve tansiyon hastalığı aslında böbreklerimize zarar veriyor. Bu durum uzun sürerse ve kontrol altına alınmazsa süreç diyalize kadar ilerleyebiliyor. BU konuya çok dikkat etmek gerekiyor.” İfadelerini kullandı.

Dr. Gider, böbrek yetmezliğine sebebiyet verecek hastalıkların olması durumunda veya sağlıklı iken de böbrek sağlığını güvene almak adına günlük yaşamda mutlaka egzersiz yapmak gerektiğini söyleyerek gün içerisinde ortalama 2 litre (8 bardak) su alınması gerektiğinin altını çizdi.

Böbrek yetmezliği konusunda risk faktörlerinin diyabet ve hipertansiyon hastaları olduğunu hatırlatan Dr. Gider, şu ifadeleri kaydetti:

“Diyabet ve hipertansiyon hastalıklarının yanında kişinin genetik bir hikâyesi varsa, örneğin babası diyalize girmiş, böbrek yetmezliği olan bir şahıs, sigara kullanıyor, düzenli su içmiyor, egzersiz yapmıyor ve sağlığına dikkat etmiyorsa muhtemelen bu kişi de böbrek yetmezliği tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Bu şahıs üzerinden örnekler verip tedbirleri sıralayabiliriz; Düzenli egzersiz, bol sıvı alımı, özellikle kilo-boy dengesini gözetecek, böbrek sağlığının ne durumda olduğunu öğrenmek açısından düzenli aralıklarla mutlaka kan tahlili yapması gerekiyor.”

“Günlük çıkarılan idrar oranının kontrolü böbrek sağlığı için önemlidir”

Dr. Gider, kişinin kendisinde böbrek yetmezliğinin olup olmadığını nasıl anlaması gerektiği konusunda ise, “Her şeyden önce bir insanın günlük çıkarması gereken bir idrar oranı vardır. Hasta olmadığımız zamanlarda çıkarılan idrarda bir azalma söz konusu olduğunda dikkatli olmak gerek. Böbrek çalışmazsa idrar üretemez. İdrar üretemediği için idrar miktarında bir azalma olur. Bunu fark eden kişi mutlaka hastaneye uğrayıp ‘kreatin’ dediğimiz böbrek değerine baktırmalıdır. ‘Kreatinin’ değeri yüksek olunca ilgili hekimler tarafından ona göre önlem alınır. İdrar miktarında azalma, mide bulantısı, vücutta idrarın çok fazla olmasına bağlı ilerleyen safhalarda bazen bilinç bulanıklığına kadar gidebiliyor. Ama bu evreye gelmeden hastaneye gitmiş olacağımız için bunları genelde yoğun bakımlarda görüyoruz. Böbrek yetmezliğinde ilk etapta idrar miktarında azalma bir alarm olmalıdır. Eğer bir azalma varsa böbreğimiz iyi çalışmıyor demektir ve hastaneye başvurmak gerekir. Ancak kişi normal günlük su tüketmiyorsa tüketime orantılı bir idrar çıkaracaktır bu hastalık belirtisi değildir. Burada önemli olan su tüketimi fazla ancak idrarın az olması durumudur. Beslenmesine dikkat edip su tüketen biri idrar çıkarması az ise bu böbrek yetmezliği sorununun alarmı olabilir.” ifadelerini kullandı.

“İdrarın konsantrasyonu vücuttaki ihtiyaca göredir”

İdrarın rengi konusunda da Dr. Gider, “Böbrekler, idrarı vücuttaki ihtiyaca göre ya çok konsantre (yoğunlaştırılmış) şekilde koyu sarı bir şekilde çıkarır ya da vücudun buna ihtiyacı yoksa daha çok sıvı atımına ihtiyacı varsa da böbrekler bunun kararını açık renkli idrar şeklinde verir ve açık idrar üretir. İdrarın açık ve koyu olması böbreğin çalışma prensibine bağlı olduğu için bu böbrek yetmezliği anlamında bir belirti değil. Bu renk durumu daha çok idrar yolu enfeksiyonu için koyu olması bir belirtidir. Ancak tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu da böbrek yetmezliğine götürebilir. İdrar yolu enfeksiyonunun belirtileri ise bulantı, kusma, idrar yaparken ağrı ve yanma kısmına çok dikkat etmek gerekir.” dedi.

Dr. Gider, böbrek yetmezliğine sebep olabilen diğer etkenlerin ise, düşük doğum ağırlığı ve erken doğum gibi risk faktörlülerinin de olduğunu belirterek özellikle gebelik takibinin de bu süreçte çok iyi yapılması gerektiğini söyledi.

Gider, doğacak bebeğin doğuştan böbrek fonksiyonlarının düşük olması çocukta bir sürü dezavantaj getireceğini vurgulayarak gebelik sürecinin çok iyi takip edilmesi gerektiği ve alınması gereken bir tedbir varsa bunun gebelik sürecinde alınması gerektiğini ifade etti.. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.