Vesvese nedir? Başa çıkmanın yolları nelerdir?

Psikolog Enes Kaban, Müslümanı zora sokan bu tür takıntılardan kurtulmanın yolları hakkında tavsiyelerde bulundu.

Hazreti Adem'le başlayan insanlık imtihanının bir türü de ameli ve imani açıdan şeytanın verdiği vesvese türleridir.

Kimi insanlarda saplantı haline gelip ruhsal bozukluklara neden olan vesvesenin türleri ve kurtulma yöntemleri hakkında akademik çalışmalar yürüten Klinik Psikolog Enes Kaban; konu hakkkında önemli tespitlerde bulunarak, nasıl mücadele edilmesi gerektiği konusunda İLKHA muhabirine konuştu.

Dini takıntılar nedir?

Dini takıntılar ya da İslam literatüründe 'vesvese' denilen durumun, aslında batı literatüründe 'obsesif kompusif bozukluk' denilen rahatsızlığın bir türü olduğunu belirten Kaban, "Birçok alt türü vardır; temizlik, kontrol etme ve benzeri gibi takıntılar da bu türdendir. Dini takıntılar nedir? Kişinin abdest aldım oldu olmadı, namaz kıldım oldu olmadı, işte aklıma kötü bir düşünce geldi acaba ben dinden mi çıktım gibi birçok düşüncenin zihne tekrar tekrar geliyor olması ve bunu kişinin istemeden geliyor olması, durumun rahatsız edici olması ve kişinin bundan kurtulabilmek için bazı tekrarlayıcı davranışlar yapıyor olmasına biz 'dini takıntılar' diyoruz. Abdestim olmadı düşüncesi geliyor tekrar tekrar abdest alıyor, Allah'a dair bir düşünce geliyor; 'acaba dinden mi çıktım, kafir mi oldum' diye bir düşünce ile beraber 'estağfurullah, estağfurullah' diyerek kafayı sağa sola sallamak gibi birçok davranış görebiliyoruz." dedi.

Vesvesenin nedenleri nedir, neden olur?

Dini takıntıların nedenleri hakkında konuşan Kaban, "Baktığımızda bu dini takıntıların altında yatan temel birkaç unsur var. Birincisi genetik altyapıdır. Genetik altyapısı olmayan kişilerde çok da kolay bir şekilde görmüyoruz ama altyapı varsa çok hızlı bir şekilde ortaya çıkabiliyor. İkincisi biyolojik etkenler; o dönemki serotonin dopamin gibi hormon seviyesinin yükselmesi azalması etki edebiliyor. Üçüncüsü de ve muhtemelen en önemlilerinden bir tanesi; erken dönem yaşam olaylarıdır. Ne demek istiyorum? Aile içerisindeki yapılar; sert yapılar risk faktörünü arttırıyor, ilk çocuk olmak risk faktörünü arttırıyor. Ne yazık ki doğudan-batıya, kuzeyden-güneye dini öğretiler genellikle katı kurallar şeklinde karşımıza çıkıyor. İğne deliği kadar yer kalmayacak şekilde gusül alman lazım; bağlamdan kopartarak kullanıyoruz bunu aslında. Peygamber Efendimiz'in söylediği dönemde gusül abdesti için 5 litrelik gibi bir su kullanıyorlar ama bugün biz bir suyu açıyoruz tazyikli geliyor ve tazyikli su sayesinde aslında su heryere değmiş oluyor. Kişi o kadar katı yetiştiriliyor ki; 'onu bırakırsan şöyle olur, bunu burada eksik olsa böyle olur' diye aklından en ufak geçen düşünceden sorumlusundur ya da işte bazen maalesef kötü örnekler olduğu gibi Camide, Kur'an kursunda sert müdahelelerden dolayı çocukluk döneminde başlayan katı bir zihin yapılanması oluyor. Allah korkutucudur, cezalandırıcıdır, cehenneme atar, taş eder benzeri bir sürü öğreti ile karşılaşıyoruz. Bu öğretilerden dolayı hayatlarında bir olaydan sonra kırılma yaşanıyor. Ergenlik döneminde de başlayabiliyor, daha geç dönemde de başlayabiliyor." şeklinde konuştu.


Vesveselerden kurtulmak için ne yapılmalıdır?

Vesveselerden kurtulmak için yapılması gerekenler hakkında konuşan Kaban, "Vesveselerden kurtulabilmemiz için önce yapmamız gereken şey; bunun farkına varmamız lazım. Ben abdest alıyorum ve bunda zorlanıyorum, bu doğal mı bu normal mi? Ya da namaz kılıyorum, namaz kılarken zorlanıyorum ve canım yanıyor bu doğal mı? Namaz böyle bir şey mi? Bu soruyu sormak lazım. Soruyu sorduğumuzda şunu görüyoruz; aslında din böyle bir şey değil. Böyle olmaması lazım, işte orada tam da farkındalık ortaya çıkıyor. Çünkü bunu bana yapan şey din değil çünkü Allah bana; kaldırabileceğimden daha fazla büyük vermeyeceğini söylüyor o zaman burada işte takıntılar devreye giriyor. Nasıl oluşuyor? Zihnimize gelen otomatik düşüncelerdir bunlar. Aslında hepimizin zihnine günde 6000 tane düşünce geliyor, bunlar rastgele düşüncelerdir. 'Ben bunlardan birine takılıp kalıyorum, ondan çıkamıyorum' diyebilmek lazım. Buna etki eden sebeplerden bir tanesi de kendi kültürümüzde, inanç sistemimizde bildiğimiz şeytanın vesvese vermesidir. Şeytanın amacı bizi doğru yoldan çıkartmak ise bizim yumuşak karınlarımızı bularak orayı kullanması gerekecek. Nedir? Ben dinde hassas olduğum için; namazım, abdestim değer verdiğim için önemli olduğu için şeytan burayı kullanır çünkü soldan yaklaşamayacak. Beni kötü davranışlara sürükleyemeyecek o zaman sağdan gelecek. Niye sağdan geliyor? Beni o istediğim yerden uzaklaştırmak için. Peki ne yapmam gerekiyor? Öncelikle bunun farkına vardım, farkına vardıktan sonra şunu diyeceğim; 'bunlar şeytanın vesveseleri, bunlar takıntılı düşünceler, dinin bana söylediği şeyler bunlar değil, ben bunları yapmak zorunda değilim, abdestimi tekrar almak zorunda değilim, namazı tekrar kılmak zorunda değilim, tövbe-istiğfar etmek zorunda değilim şu an çünkü bu düşünce bana ait değil." diye belirtti.

"Şeytan bana bu vesveseyi veriyorsa benim aksi bir şey bulmam lazım"

Dini takıntıların yerine kişinin başka bir düşünce bulmasının önemine değinen Kaban, "Ne diyeceğim; 'şeytan bana bu vesveseyi veriyorsa benim aksi bir şey bulmam lazım' diyeceğim. Çünkü şeytan Allah'ın gazab sıfatını kullanıyor, bak seni cezalandırır diyor. Halbuki Allah bize en çok merhametinden, rahmetinden, sevgisinden bahsediyor. Kur'an'ın başlangıç kısmına baktığımızda; 'Rahman ve Rahim olan Allah' diye başlıyor, gazab eden Allah diye başlamıyor; biz bunu unutuyoruz. Rahman ve Rahim olarak başlıyor; Felak ve Nas Suresi'nde de O'na sığınmamızı söylüyor. Aslında baktığımızda koruyucu, affedeceği ve merhamet edici bir Yaratan'dan bahsediyoruz. Şeytan bizim erken dönem sert öğretilerimizi kullanarak; azap edici, öfkeli bir Allah tablosu ortaya çıkarmak istiyor. Bu düşünceyi şöyle düzeltmemiz lazım; 'Allah çok affedicidir, önemli olan benim buradaki niyetimdir. Çünkü şunu düşünmemiz lazım; ben niye abdest alıyorum, niye namaz kılıyorum, niye oruç tutuyorum kimse beni görmüyor. Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma görsün diye yapmıyorum; Allah rızası için yapıyorum. O zaman niye bilerek hata yapayım ki, bu düşünce ile abdest aldım oldu eğer eksik bir yer varsa Allah kabul edicidir, affedicidir, hataları gizleyicidir diyerek devam etmek gerekir. Tabii bu durum rahatsızlığı olan kişi için, takıntı hastalığı olan kişi bunu kullanma ehliyetine sahiptir. Çünkü bunu bir yandan da şeytan bu durumu sıkıntısı olmayanda da gevşekliğine götürsün istemiyoruz ama bu kadar katı ve zorlanıyorsa bu durumu kullanabilir, bu ruhsat benim elinde bulunuyor." ifadeleri kullandı. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.