Vicdanlar kuruyunca

İnsanda vicdan bir kez kurumayıversin artık ardı arkası kesilmiyor vicdansız davranışların.

Baas zalimi İdlib'de sivillerin üzerine kimyasal silah atıyor.

Aslında bu durum Baas'ın genlerine işlemiş. Daha önce Saddam İran-Irak savaşı döneminde Halepçe'ye kimyasal saldırıda bulunmuştu.

Baas'ın Suriye versiyonu ise defalarca kimyasal saldırılar yaptı son birkaç yıl içinde.

Kırmızıçizgiler aşıldı, ilkeler çiğnendi, kınamalar yayınlandı; ama tüm bunlar Esad'a bir etkide bulunmadı.

Zalim zalimliğini her fırsatta gösterdi.

Fırınlar, hastaneler, pazar yerleri bombalandı Esad'ın kan içici çetecileri tarafından.

Kimyasal saldırı da böyle geçiştiriliyor.

Bazılarının vicdanları kuruyunca “yalancılık” açısından kendilerini aşıyorlar.

Rusya, “Ben bombalamadım” diyor; ama hemen ardından Esad'a desteğinin süreceğini söylüyor.

Ardından Esad ve Rusya kimyasal kullanmadıklarını, muhaliflerin kimyasal silah depolarını bombaladıklarını iddia ediyorlar.

Dışarıda İran, içeride sol ve laik çevreler bu iddiaya dört elle sarılıyor.

Hakikate kapalı zihin ve kalplerde hiç şöyle bir soru oluşmuyor: “Bunların kimyasal silahı olsa bile onu kullanacak uçak ve helikopterleri…?”

Bazıları hakka hakikate zulmetmede kendini de çevresini de aşıyor.

Abdüllatif Şener mesela.

Rusya ve Esad “Kimyasal depoyu bombaladık” diyor; ama Şener “Hayır onlar bombalamadı” demeye getiriyor ve şu iddiayla zalimleri aklamaya gayret ediyor: “İdlib'te muhaliflerin kimyasal silah üretimi sırasında yaşanan patlamada yüzlerce ölü…”

Bu iş o kadar kirli ve ahlaksız bir hal alıyor ki, yarın birileri çıkar ve “Adamlar bombayı bilerek patlattılar ki, dünyaya mağdur edebiyatı yapsınlar” diyebilir.

Şimdilerde bazıları “Bombalamayı Amerika yaptı” diyerek kendi zalimlerini aklama telaşına düştü.

Madem öyle neden Amerika'yı bu “insanlık dışı saldırıdan” dolayı kınamıyorsunuz?

Amerika'nın sınır tanımaz zalimliğinden, kan içiciliğinden şüphemiz yok; ama kimse bunu kendi zalimliğini örtme maskaralığında kullanmasın, çünkü iğrenç bir şekilde sırıtıyor.

Dedik ya vicdanlar bir kez kurumayıversin her şeyi, her yalan ve iftirayı görebilirsin artık.

Öyle ya enkaz altından toza toprağa bulanmış çocuk cesetleri çıkarıldığında da insanlıktan nasibini almamış kahrolasıcalar “Çocuklara un sürüp duygu sömürüsü yapıyorlar” demedi mi?

Dini sosyal hayatından da vicdanından da çıkarmış Marksist ve liberalleri bir tarafa bırakıp Müslümanların durumunu konuşalım.

Nasıl bir ahiret algısı var gerçekten çok merak ediyorum.

Yalanın iftiranın dünyada prim yapmasına bakıp ahirette de “Şahitler getirilir ve kimseye zulmedilmez” diyen Rabbimize ne cevap verecekler?

Laik ve İslam düşmanı bir zalim için ahiretini tehlikeye atmaya değer mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.