Yeni devlet kuruyoruz sözüne tepkiler

Geçen hafta memleket, ‘yeni devlet kuruyoruz' cümlesi ile çalkalandı. Saldırganlıkları alınganlıklarından hızlı olanların tepkisini anlamak kolaydı çünkü laikliğe teolojik bir aidiyetle bağlı bu malum tabu ve totem şövalyeleri, dünya görüşünü sevmedikleri kişilerin söylediği cümlelerden kendi aleyhlerine modern komplolar üretiyorlar.

Ve bu mamülleri, algı bulutları halinde ülkenin üzerine gönderiyorlar. Haklarını yememek lazım, yüksek sesle ve kendilerine aşırı güvenerek konuşuyorlar, babalarının malı gördükleri rejimin ikonlarıyla tehdit ediyorlar, korkutuyorlar ve bu şekilde hayatta kalmayı başarıyorlar..

Harflerden ve rakamlardan tavşan yapmakta o kadar ustalar ki, onlara bir kelime ve tarih söyleyin hemen ondan korkuluk anıtı dikiyorlar.

Onlara göre ‘yeni devlet kuruyoruz' diyenler, bir öncekini yani halihazırdakini yıkıp yerine namazcı, takkeci, tesbihçi, tesettürcü, camici, nikahcı, Fatiha'cı, Yasin'ci, sahabeci, siyerci, hadisçi, tefsirci kısaca öcü bir dinci sistem getirecekler.

Padişah, sultan, sadrazam, vezir, şeyhülislam, kadı, eski yazı, sarık, fes, tekke, dergah gibi gömülen ne varsa hepsini çıkarıp geri getirecekler.

Tabi ya, yeni devlet kurmak başka nedir ki, metre yerine arşınla, kilo yerine okka ile ölçecekler, elif ba ile yazacaklar, miladi yerine hicri rumi takvim kullanacaklar, nikahı müftüye kıydırmakla başlayıp, boşanmayı kadı onayına bırakacaklar..

Ve tüm çağdaş kazanımlar yeni devletle buhar olacak, şapka kanununu kaldıracaklar mesela..

Malum kesimden ürettikleri bu paranoyalar yüzünden depresyon ve anksiyete bozukluğuna yakalanıp ciddi psikolojik rahatsızlıklara kapılanlardan tutun kendilerini alkole verenler bile var.

Bunların önceki tutumları da bilindiği için, ‘hava bulutlu' sözünü, ‘sen bana ördek dedin' diye fehmedip kızmaları gayet normal karşılanabilir.

Yine milliyetçi refleksin, olaya yaklaşım tarzı da sürpriz değil.

Peki gelelim, sözün sahibini aforoz edenlere. ‘Bu şahsın da, söylediği saçma sözün de bizimle hiç alakası yok, kesinlikle yeni devlet kurmak filan söz konusu değildir' türünden beyanlar, maalesef, darbe girişiminin ardından ‘artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak' sözüyle çelişmiştir.

Siyasette zamansız ve yersiz beyanlar taktik kurbanı olurlar gerçeğine eyvallah, ancak, ‘yeni devlet kuruyoruz' sözünü doğru anlatma zahmetine girmekten kaçınmak da ne oluyor.

‘Bir şeyi yıktığımız filan yok, zannettiğiniz gibi sizin korktuğunuz şeyleri planladığımız da yok, sadece darbe ihtimali olmayan, toplumun değerleriyle ters düşmeyen ve farklılıkları zenginlik gören bir yeniliği kastediyoruz' denilseydi daha isabetli olacaktı.

Peki şimdi ne oldu. Darbe girişiminden sonra çok ciddi dönüşümler bekleyen kitlelerde devasa hayal kırıklığı oluştu.

Dindar halk yığınlarında, artık iyiden iyiye özellikle milliyetçi cephe neyi onaylarsa hükümet ona göre yolunu çiziyor, laik kesimden de ciddi korkuları var ve bunu siyasi bir takım adımlarla geçiştirmeye çalışıyorlar gibi bir düşünce yerleşmeye başlıyor.

Güçlendirdiği ekonomisi ve tarihsel dinamizmini küresel sistemde, tam bağımsızlığı için temel iki referans olarak gören bir devlet, önüne atılan ağır problemleri ancak kendini her açıdan yenilemekle çözebilir. Buna karşı direnmek statükoyu sırtında taşımak demektir.

Yoksa, yüz yıl önce kurulan yeni devleti, dönemin emperyalist güçlerine karşı bir zaferin neticesidir deyip alkışlayanlar, aynı güçlerin geçen yıl düzenlediği darbe girişimine karşı bir zafer kazanıldığını inkar mı ediyorlar?

Elhasıl, yeniliğin toplumdaki pozitif etkisini kıracak tavırların hiç kimseye faydası olmayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.