Yılbaşı kutlamak kimliğimizi ve kişiliğimizi kaybetmektir

Yılbaşı kutlamak kimliğimizi ve kişiliğimizi kaybetmektir

Adıyaman İl Müftüsü Mehmet Taşçı, Müslümanların kendilerine ait olmayan yılbaşı kutlaması ve piyango kumarı gibi İslam dışı kutlama ve şans oyunlarına rağbet etmesini, kişilik ve kimlik bozulması olarak değerlendirdi.

Müslümanların büyük bir kısmının adeta seferber olduğu ve kendi inançlarının bir gereği imiş gibi gaflet içerisinde kutlamaya çalıştıkları yılbaşını ve bugün oynanan piyango kumarını değerlendiren Adıyaman İl Müftüsü Mehmet Taşçı, Müslümanları aslına dönmeye ve Müslümanlığın gereğini yerine getirmeye çağırdı.

Konuşmasına “Aziz ve muhterem kardeşlerim, sevgili dostlar! Öncelikle günümüzün ve ömrümüzün hayırlı, uğurlu, mübarek ve mükemmel olmasını Rabbimden dua ediyorum.” diyerek başlayan Taşçı, “Her yıl Aralık ayının gelmesiyle beraber ve özellikle aralık ayının 15'inden 20'sinden sonra memleketimizde maalesef bir yılbaşı kutlama hazırlığı başlar. Öncelikle şunu vurgulamak isterim ki bizim yılbaşımız Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselamın ve sahabenin Mekke'den Medine'ye hicretini baz alan ve Hazreti Ömer döneminde kullanılmaya başlayan ve 1 Muharrem ile başlayan Hicri yılbaşıdır. Bize ait olan, bizim olan, milli olan, yerli olan yılbaşımız bizim Hicri yılbaşıdır. O da bu yıl Miladi takvime göre 11 Eylül Salı günü başlamıştır. Biz zaten yeni yılımızın şu anda içerisindeyiz ve bizim yeni yılımız geçmiştir. 31 Aralık pazartesi günü 1 Ocak ile beraber başlayacak olan yeni yıl kutlaması, bunu özellikle vurgulamak istiyorum yeni bir yılın bu şekilde kutlamaları bize ait olan bir kutlama değildir.” ifadelerini kullandı.

“Müslüman model insandır, Müslüman örnek insandır”

Müslüman bir şahsın örnek olması gerektiğinin altını çizen Taşçı, “Öncelikle bir defa Müslümanların şunu bilmesi gerekir: Müslüman model insandır, Müslüman örnek insandır, Müslüman hiçbir zaman gayrimüslimleri, onların yaşantıları ve hayat tarzlarını kendisine örnek ve model olarak alamaz, alması uygun değildir. Zira Cenab-ı Allah bizleri başta Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam olmak üzere inananları ve müminleri yeryüzüne örnek ve model olarak indirdiğini bize bildiriyor. Ayet-i celilerde Rabbimiz 'İnsanlar içerisinde yine insanların hayrı için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Zira Siz iyiliği emreder, kötülükten nehy edersiniz. Ve siz Allah'a inanırsınız.' buyurmak suretiyle Cenab-ı Allah bizleri bu âleme bu dünyaya model ve örnek olarak gönderdiğini ve yarattığını bildiriyor. Dolayısıyla bizler model insan olmak zorundayız. Bizler Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam gibi model insanlar olmak durumundayız, başkalarını kendimize model almak değil.” dedi.

“Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin”

Yahudi ve Hristiyanların İslam ile uyuşmayan ahlak ve davranışlarının örnek alınmaması gerektiğini vurgulayan Taşçı, “Diğer taraftan hem Kur’an-ı Kerim'de Rabbimiz onlarca ayeti celilesinde Yahudileri ve Hristiyanları bu şekil uygulamalarında asla dost, sırdaş ve yaran edinmememizi bize üzerinde durarak vurgulayarak bildirmektedir. Mesela bu ayeti celilelerden bir tanesi Maide suresinde ‘Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudur. Sizden kim onları bu batıl işlerinde, hususlarda ve kutlamalarında dost edinirse o da onlardandır. Allah zalimler güruhunu asla hidayete erdirmez.’ buyurmak suretiyle hem bu ayet-i celilede ve bu ayeti celile dışında da onlarca ayet-i celilede Cenab-ı Allah bizlere hem Yahudilerin hem de Hristiyanları taklitten ve onların örf ve adetlerini uymaktan Rabbimiz bizleri men etmektedir.” şeklinde konuştu.

“Diğer taraftan Peygamber Efendimiz, gözlerimizin nuru, sevgili Peygamberimiz, önderimiz rehberimiz, sevgilimiz şefaatçimiz, her şeyimiz bizim rol modelimiz ve örneğimizdir.” ifadelerini kullanan Taşçı daha sonra, “Hayatına baktığımız zaman hayatını Yahudi ve Hristiyanlara muhalefet üzerine kurgulayan bir Peygamberimiz var. Ve birçok hadis-i şeriflerinde 'Kim bir kavme bir millete bir topluluğa benzerse o da onlardandır.' buyurmak suretiyle bizi Müslümanların dışında başka topluluklara benzemekten menetmektedir. Yine bir hadis-i şeriflerinde 'Öyle bir zaman gelecek ki siz sizden öncekilerin yollarını adım adım karış karış tabi olacaksınız. Öylesine tabi olacaksınız ki, onlardan birisi kelerin deliğine girse siz de girmeye çalışacaksınız.' Orada bulunanlar Allah Resulüne sordular; 'Ya Resullullah! Bunlar Yahudi ve Hristiyanlar mı? Allah Resulü başka kim olabilir.” ifadelerini kullandı.

“Bizim kutlamaya değer gün ve gecelerimiz var”

Müslümanların kutlayacağı çok değerli gün ve gecelerin olduğunu söyleyen Taşçı, “Allah'a hamd olsun iki tane Kurban Bayramı'mız ve Ramazan Bayramı'mız var. Kandillerimiz var, Regaip kandilimiz var, Miraç kandilimiz var, Beraat kandilimiz var, bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecemiz var. Bizim kutlamaya değecek ve yetecek günlerimiz de var gecelerimiz de var.” dedi.

Kim bir kavme benzer ise o da onlardandır vurgusunu yapan Taşçı, “Yine Allah Resulü aleyhissalatu vesselam bir başka hadisi şerifte ‘Kim bir milleti yapmış olduğu hal ve hareketlerinden, yaşam tarzlarından dolayı severse bir topluluğu severse Allah onu o milletle, o toplulukla haşreder ve onlarla beraber hesaba çeker, buyurmak suretiyle yine Allah Resulü aleyhissalatu vesselam bizi öyle yanlışlara düşmekten korumakta, korunmamızı bize emretmektedir. Bakın bizler Müslümanlarız, inanan insanlarız ve biz günde beş vakit namaz kılıyoruz. Ve o günde beş vakit namazda 40 defa Fatiha suresini okuyoruz. Ve orada ne diyoruz 'Ya Rabbi bizi sırat-ı müstakime ulaştır, kendilerine nimet verdiğin Peygamberlerin, şehitlerin, sıddıkların yollarına ulaştır.' diye. Biz Cenab-ı Allah'a günde 40 defa ne yapıyoruz; Fatiha suresinde yalvarıyoruz. 'Ya Rabbi bizi nimet verdiklerinin yollarına ulaştır ve eriştir.' diyoruz. Devamında kendilerine öfkelendiğin Yahudilerin ve sapkınlıkta olan Hristiyanların yollarına bizi eriştirme bizi onların yollarından gitmekten muhafaza buyur, diye Cenab-ı Allah'a günde 100 defa yalvarıyoruz.”  ifadelerini kullandı.

"Müslümanın içi dışı bir olmalı"

Müslümanların sözleri ile eylemlerinin uyum içerisinde olması gerektiğini dile getiren Taşçı, “Cenab-ı Allah'tan hep böyle dua edip peşinden de bize ait olmayan, bizimle hiçbir ilgi ve alakası olmayan bir geceyi ve bir de gayri meşru bir şekilde kutlamak asla bir Müslümana yakışan bir husus değildir. Sonra bir Peygamberin, İsa peygamber bizim de peygamberimizdir. Biz hiçbir peygamberin arasında bir fark gözetmeyiz. İsa peygamber de bizim peygamberimiz, Musa peygamberde bizim peygamberimiz, Hazreti Muhammed Mustafa aleyhissalatu vesselam da bizim peygamberimizdir. Sonra bir peygamberin doğumu böyle içkili, kumarlı gayri İslami ve gayri meşru bir şekilde kutlanması da zaten bir problem ve bir sıkıntıdır." ifadelerini kullandı.

“Müslümanların çocukları da noel baba beklentisi içerisinde”

Müslüman bir toplumdaki çocukların da Hristiyan çocukları gibi noel baba beklemelerinin kabul edilebilir bir durum olmadığını vurgulayan Taşçı, “Onun için hiç bir Müslümana bu şekilde bir yılbaşı kutlaması, hiçbir şekilde İslami de değil, dinimize uymaz. Maalesef çocuklarımıza baktığımız zaman Müslümanların çocuklarının hepsi için değil tabii ama birçoğunun noel babayı tanıdığı kadar sahabeyi tanımadığını görüyoruz.” dedi.

“Yılbaşı geldiği zaman maalesef Hristiyan çocukları ile beraber bizim Müslüman ailelerin çocuklarında da bir noel baba beklentisi maalesef oluşmaya başladı ve bunlar son derece tehlikeli işlerdir.” diyen Taşçı şöyle devam etti:

“Yılbaşı kutlamak kişiliğimizi ve kimliğimizi kaybetmektir. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Allah korusun sonra şöyle baktığımız zaman memleketimizde veya diğer bölgelerde hiç bir Hristiyan’ın ben bu zamana kadar kurban kestiğini veya oruç tuttuğunu görmedim, şahit olmadım. Yani onlar asla kendi inançlarından taviz vermezken, biz inananlar ve Müslümanlar olarak niye böyle bir şey yapalım. Hristiyan ve Müslüman İki komşu düşünelim ve Müslüman olan kalkıyor sabah yılbaşı ile ilgili olarak çerez alıyor.  Allah korusun içkidir, şudur budur bir hazırlık yapıyor, hindi kesiyor Hristiyan olan komşusu demez mi yani bu vatandaş Müslüman ve bizim yapmamız gerekenleri yapıyor. Bizim hakkımızdaki düşüncesi ne olur, bunu iyice düşünmemiz lazım. Ardından dedik ya Hristiyan âlemine ait olan bir geceyi bir Müslümanın kutlamasından daha büyük bir zillet ve şuursuzluk olamaz." ifadelerini kullandı.

“Piyango haramdır”

Her yılbaşında Müslüman halk tarafından kendilerine sorulan piyongo hakkında da bilgi veren Taşçı, “Diğer taraftan da her yılbaşı öncesinde yine tartışılan ve bizlere de sorulan piyango caiz midir, değil midir? Kesinlikle caiz değildir, haramdır, kumardır. Zira belki binlerce, belki milyonlarca insanın hakkıdır, kul hakkı yemektir. Zira bu işi organize edenler size kendilerinden bir hediye bir şey vermiyorlar. Milyonlarca insanın para verip de aldığı bileti, o milyonlarca insandan topladıkları parayı üç beş insana yani her birinin kalbi gönlü nefsinin kalmış olduğu parayı üç beş kişiye dağıtmak kesinlikle bir ikramiye değildir.” şeklinde konuştu.

Taşçı, “ Zira o bileti alan milyonlarca insanın gözü orada, nefsi orada böyle bir şey aynı zamanda kul hakkıdır. Alın teri olmadan kumarvari yapılan bu piyango kesinlikle dinimizce Diyanet İşleri Başkanlığımızın da memleketimizde sevilen sayılan itibar edilen ilim adamlarımızın da görüşlerinde bildirdikleri gibi asla caiz değildir, haramdır. Ve Müslüman kardeşlerimizin bundan daha ziyade çalışıp, çabalayıp alın teri ile hem de memleketi, vatanı, milleti için üreterek bir kazanç sağlama yolunu, yollarını aramaları araştırmaları gerekir." dedi.

İLKHA

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.