Yüksekova'da Alçalan İnsanlık

Bir kez daha Yüksekova'da alçaldı insanlık…

Kurtuluş vaadiyle Kürt halkını katliamdan geçirip dizayn eden örgüt, çukur siyasetinden sonra tuzaklama yoluna geçti. Bu defa amaç sadece Kürtleri değil canlı olan her varlığın canına kastetmeyi seçti.

Alçaklıktan çukurlaşmaya terfi etti ihanet örgütü…

Bir yandan cennetin ayakları altında olduğu bir anne…

Nurcan…

Diğer yandan masum ve günahsız bir bebek…

Parçalanmış bir cennet kuşu…

Bedirhan…

Paramparça iki beden…  

Alçakların zulüm halkalarından yeni bir halka…

Alçaklık kitabının ne ilk sayfası eskiden kalan ne de son sayfası olacak...

*****

Rahman'a inanmış on beş gencin Mustazaf Der binasına sığınması ve beş bin alçağın dernek önünde ölüm tamtamlarını oynadıkları yer Yüksekova değil miydi?

Ubeydullah Durna'nın cenazesine gidenlere saldırılan yer,  Yüksekova… Taziyeye gelenlere saldıracak kadar alçaldılar Yüksekova'da…

Alçaklıkta kendisine rakip bulamayan örgüt çözümü çukurda bulurken Yüksekova sokaklarında çukurlaştı.

*****

Ubeydullah'ın sırf “rabbim Allah” dediği için, sırf satılmış kan içici örgüte “senden, senin satılmış iradenden, kişiliksiz ve kimliksizleştirdiğin süründen beriyim” dediği için Yüksekova'da katledildiğinde tarihler 5 Mayıs 2011'i gösteriyordu.

Yüksekova o gün fiziki yüksekliğin alçak ihanetini sergilemişti.

Beş bin kişi akbabalar gibi üşüşmüştü dernek binasının önüne ve “Ne suçları var” diyen tek bir Allah kulu çıkmamıştı aralarında.

Dedim ya zalimler, zulüm dolu kitaplarına yeni bir sayfa, zulüm halkalarına yeni bir halka eklemek için Dahhak'ın askeri olmaya amade...

Kürt töresi desem hak getire…

İnsanlık desem vahşi hayvanlara rahmet okutacak eylemler silsilesi…

Öyle ya hangi Kürt boyunun geleneğinde beş bin kişiyle on beş insana saldırmak vardı?

Hangi Kürt geleneğinde cenaze törenine gelen arabaları parçalatmak, eşyalarını yağmalamak vardı?

Hangi Kürt geleneğinde bir kadına kurşun sıkmak, bir bebeği tuzakla parçalamak vardı?

Ancak Kürt geleneğini yok etmek üzere ihaleyi alan taşeron örgütün tarihi bu sayfalarla dolu.

Ve örgüt, ihanet girdabındaki bu kirli sayfaları sözüm ona şeref vesikası olarak pazarlamakta; beyin melekelerini yitirmiş, insani duyarlılığını tarihin çöplüğüne gömmüş kimliksiz ve kişiliksizler güruhuna…

*****

Örgüte gönüllü destek veren basiretsizler ve örgüte teslim olmuş asalak ruhlar nasıl hesap vereceksiniz?

Berkin'e gözyaşı döküp minik Bedirhan'ı görmeyen sahte insanlık havarileri, nasıl hesap vereceksiniz?

Bir kadına, dahası bir anneye saldıracak kadar kancıklaşan kansızlar, sizler nasıl hesap vereceksiniz?

Kınama adı altında örgütün adını kullanmaktan imtina edip sağa sola kıran ikiyüzlü ve dahi yüzsüzler, sizler nasıl hesap vereceksiniz?

Örgütün ihanet ve zulüm halkalarını görmeyenler, örgüte muhabbet duyanlar, örgütün siyasi uzantılarını besleyenler, korkunun kulu olan, ölümden korkma adına örgüte bir çift söz söylemekten çekinen, örgüt yandaşlarının yanında onlardan görünme gayretine giren cibilliyetsizler…

Sizler nasıl hesap vereceksiniz?

*****

Ubeydullah, karanlık gecelerin nurlu şafağı…

Nurcan, bir anne ki cennetler belirir kaldırsa ayağı…

Ve on bir aylık Bedirhan cennet kuşu olmaya namzet, ümmetin adağı…

Yüksekova'da alçak bir eylem… Çukur siyasetiyle alçaklıktan çukurluğa terfi eden örgütün zulüm halkalarından bir halka…

Tıpkı Pınarcık, Oğuzlar, Erler, Ormancık, Harmanlı, Milan, Çevrimli, Yavi gibi…

Karalar bağlar Başbağlar.

Zulüm dalga dalga, ihanet diz boyu…

Otağ kurdu kancık taşeronun cellatları.

Bir lebbeyk kurtarır, bir lanet dalgası boğar ihanet tayfasını…

Bir Allah Allah nidası ve kıyama kalkmış bir ya Allah sadası…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.