İnsan Hak ve Hürriyetler Derneği (Hür-Der) Başkanı Avukat Şaban Dalgın, Bangladeş yönetiminin Cemaat-i İslami üyelerine uyguladığı baskıları ve alınan idam kararlarına tepki göstererek, ümmetin bir dayanışma içerisinde yapılan zulümlere gür bir şekilde ses çıkarması gerektiğini söyledi.  

Cemaat-i İslami Genel Sekreteri Ali Ahsen Muhammed Mücahit'in, 1971'deki bağımsızlık savaşı sırasında savaş suçu işlemekle itham edilerek, 2013 yılının temmuz ayında idamına karar verilmiş, bu karar yüksek mahkeme tarafından geçtiğimiz günlerde onaylanmıştı. Mücahit, mahkemenin verdiği idam kararının yeniden incelenmesi talebinde bulundu.  

Hasina Hükümeti’nin icraatlarını Cemaat-i İslami’yi yok etme planı olarak değerlendiren Hür-Der Başkanı Dalgın, verilen idam kararına tepki gösterdi.

İslami değerlerin yok edilmeye çalışıldığını belirten Dalgın, Bangladeş’te TC’nin kuruluş dönemindeki faşist ve kendini emperyalizme odaklamış, onların istediği gibi bir devlet oluşturmaya çalışan bir yönetim Bangladeş’in başına gelmiştir. Müslümanların 1970’lerde meydan gelmiş olaylar nedeniyle yargılanıyor olması, bunların kininin bitmediğini gösteriyor. Cemaat-i İslami’yi bir şekilde yok etmek istediklerini sadece Cemaat-i İslami’yi değil, onun sembolü olan İslami değerleri de yok etmeye çalıştıklarını görmekteyiz.” dedi.

Bangladeş yönetiminin İslami değerlere karşı olduğunu söyleyen Dalgın, “Ortadoğu’daki Müslüman halkların başlarına nasıl kuklalar getirildiyse ve bu kuklaların en temel vazifeleri olan bürokrasisiyle, İslam’a İslam’ın kurumlarına karşı bir savaş olarak başlamışsa aynı Bangladeş’te de Müslümanlara aynı o dönemi yaşatıyorlar. Bangladeş yönetim olarak faşist, İslami değerleri, İslami kurumları, İslami yapıları yok etmeye çalışan bir yönetim olarak, ne yazık ki karşımızda bulunmaktadır. Bu zulümlerine karşı bütün Müslümanların ses çıkarması gerekiyor. 80-90 yaşlarındaki İslam âlimlerini, Cemaat fertlerini idam cezasına çarptırarak İslami hareketleri sekteye uğratma çabasındadırlar.”ifadelerini kullandı.  

Ümmetin bir dayanışma içerisinde olup bu zulümlere ses çıkarması gerektiğine dikkat çeken Dalgın son olarak,  “İdam cezalarına ses çıkarabilecek, bu zulme engel olabilecek kendi yönetimlerini ve dünya çapında sivil insan hakları derneklerini bir şekilde harekete geçirmek gerekir. Müslümanları ve kurumlarını yok etme çabasında olanlara bir nebzede olsa göstereceğimiz sivil inisiyatifle ve devletleri en azından harekete geçirerek Müslüman kardeşlerimize fayda sağlayabiliriz.  Dünya kamuoyu oradaki zulümlere baş kaldırırsa, devletler ve uluslararası kurumlar seslerini yükseltirlerse bu zulümlerin duracağını umut ediyoruz.” diye konuştu. (Mustafa Kaynak / M. Hüseyin Temel – İLKHA)