Hz. Muhammed'e(S.A.V) Sadakatımız ve Feryadımız

Kainatın şeref ve iftihar tablosu Hz Muhammed Mustafa’ya Onun pak Ehl-i Beytine ve kahramanlıkta ve sadakatte eşi ve benzeri tarih boyunca görülmemiş parlak yıldızlar mesabesindeki ashabına sonsuz selat ve selam olsun.  Allah’ın, Resulullah’ın ve insanlığın düşmanı; Amerika ve İsrail’e ve onların dostları, ahbapları ve Müslüman geçinen ayak takımı hizmetkârları ile işbirlikçilerine sonsuza dek lanet olsun. Bu filmin gösterime girdiği gün ise şer odaklarına inat İslam’a ve Peygamberimize (S.A.V) sadakat yemini günümüz olsun.

Yazımızın girişinden tahmin edeceğiniz üzere bu şiddet ve celal halimizin sebebi firavunlaşan Kıptilerin ABD-İsrail merkezli olarak çevirdikleri Peygamber Efendimize(S.A.V) ve İslam’a hakaret etmeyi ve İslamiyet’i şiddet yanlısı bir din olarak dünya halklarına tanıtmayı amaç edinmiş olan bir film. Aşağıdaki satırlarda ise bu filmin her Müslüman ferdin yüreğinde açtığını düşündüğümüz derin üzüntünün ve kahredişin sebep olduğu sitemi ve feryadı kardeşlerimizin duygularına tercüman olmak ümidiyle siz değerli okuyucularımıza aktarmaya çalıştık.

Müslüman toplumların, devletlerin, Alimlerin ve Cemaat Önderlerinin topyekün bir mücadeleye girişmek ve zalimler karşısında savaşmak için mürtedlerin, zalimlerin, kafirlerin daha ne tür hakaretler yapmaları ve kinlerini kusarcasına daha ne tür zulümler yapmaları lazımdır acaba. Allah’ın nurunu söndürmeye çalışmaları ve Allah’ın habibine, kâinatın ve içindekilerin yaratılış sebebine hakaret etmeleri yetmiyor mu? Ey Suriye meselesinde ZALİM ESAD’a şahin kesilen İslami teşkilatlar neredesiniz? ABD ve İsrail ile güvenlik ve işbirliğine dayalı ilişkilerinizi neden koparmıyorsunuz? Ey Büyük Ortadoğu Projesinin Eş Başkanları ve bu projeyi destekleyen Müslüman(!) devletlerin idarecileri o kutsal(!) çabalarınızın Ortadoğu ve dünya genelinde ortaya çıkardığı sonuçlar ve yaptığı tahribatlar nasıl? Hoşunuza gidiyor mu bari? Camilere ve Cami Cemaatine duyarlı Suud-i Amerika güdümlü patlayıcı severler düşmanınızı hala tanımadınız mı? Sesiniz soluğunuz çıkmıyor nedendir? Korkularınız ile yüzleşmek mi istemiyorsunuz. Yoksa dünya geneline uygulanan baskı ve şiddetten etkilenerek psikolojik yılgınlığa mı düştünüz veya yenilgiyi peşinen kabul etme halet-i ruhiyesine mi girdiniz? Ey medeniyetler ittifakı ve dinler arası diyalog havarisi Ahtapotlar; Allah’ın huzuruna hangi yüzle çıkmayı düşünüyorsunuz. Bu suspus olmuş halinizle mi? her türlü horlanmışlığa aman demesinler diye mi katlanıyorsunuz? Size dokunmayan Amerika ve İsrail bin yıl mı yaşasın? Bu yüzden mi bu kadar duyarsızsınız? Yoksa paşa babalarınız kulaklarınızı mı çekti? İslam’a ve Onun yüce Rehberine dil uzatanları değil de Allah’ın nazarında bir köpek kadar bile değeri olmayan ABD’ li birkaç kâfirin öldürülmesini kınayacak kadar mı alçaldınız? Yoksa Onların kanı her gün öldürülen Müslümanların kanından daha kırmızı da üzüntünüz bundan mı? Ne o! bu iğneleyici laflarım hoşunuza gitmedi sanırım.

Amacım birilerini üzüntüye sevk etmek veya onlara hakaret etmek değil bilakis onları kendi halleri üzerinde düşünmeye sevk etmek olsa da ve bu söylediklerim yüreğimin canhıraş çırpınışından öteye gitmese de, biliyorum! hoşunuza gitmedi bu söylediklerim. Ama bilin ki ben sizin dostunuzum ve acıyı söylemek benim görevim. Yine bilin ki Allah’ın azabı pek çetindir. Birkaç ülkeden yükselen Müslüman yüreklerin feryadı ve isyanı yeryüzünde ki zalimlerin ve kâfirlerin belki sonu olmayacaktır. Ama bilesiniz ki bu ateş ona sessiz ve duyarsız davrandığınız kadar belki de kat kat fazlasıyla sizleri ve geleceğinizi de yakacaktır. Hep böyle yumuşacık yataklarınız da yatmayı, yeryüzünün en güzel nimetlerinden istifade ederek yaşamayı düşünüyorsanız, büyük bir gafletin pençesinde olduğunuza emin olabilirsiniz. Zira ne bu dünya bakidir ne de içindekiler. Siz ise orada baki kalacağınız umuduyla zindan hükmünde olan bu dünyadan çok fazla şey bekliyor gibisiniz galiba ne dersiniz.

Ey Ümmeti Muhammed! Artık kendinize gelmenizin zamanı gelmedi mi? Sizin, insanlığın ve Allah’ın düşmanlarına iyi bir ders vermek için daha ne kadar bekleyecek, ne zaman omuz omuza vereceksiniz? Böyle bir günde ve zamanda bir araya gelmemeniz için bir bahaneniz yok ki. Bu din hepinizin dini değil mi? Bu peygamber hepinizin peygamberi değil mi? Bu kitap hepinizin inandığı kitap değil mi? Kıbleniz bir değil mi? Hepiniz Allah’a hesap vermeyecek misiniz? Bu kitapta düşmanlarınızla savaşın demiyor mu? Bu kitap; Allah’a ve Resulullah’a düşmanlık edenlerle savaşmayı emretmiyor mu? Bu kitapta haram ay haram aya karşılık değil mi? Bu kitapta göze göz, dişe diş demiyor mu? Sahabelerin, Evliyaların ve Ariflerin peygamber aşkı ve peygambere bağlılığı ile Bizlerin bağlılığı arasında sizce de dağlar kadar fark yok mu? Şu halimizi görselerdi bunlar Müslüman mı? diye düşünmeyecekler miydi sizce de?

Burada şunu ifade etmeliyim ki böylesi bir dönemde yok provakasyondu, yok efendim Müslümanları oyuna getiriyorlar, yok efendim Müslümanları şiddete yönlendiriyorlar diyenler bilsinler ki; Amerika’nın ve İsrail’in Müslümanların memleketlerini işgal etmek, değerlerine hakaret etmek ve yer altı ve yerüstü zenginlik kaynaklarını talan etmek için bir bahaneye ihtiyaçları yoktur. Onlar bu işi zaten istedikleri zaman yapıyorlar. Ancak böyle düşünen Müslümanlar bu tarz düşünceleri ile düşmanlarına hizmet etmekten ve Müslüman halkların kutsal değerleri karşısında lakayt tavırlar içine girmelerine sebebiyet vermekten öteye gitmediklerini bilmeliler ki bu onlara günah olarak yeter de artar.

 Hulasa elinde bir taşı dahi olan veya bir taşı yerden almaya gücü yeten her Müslüman şunu çok net bir şekilde bilmeli ki “O taşı” yetişebildiği Büyük Şeytan Amerika ve İsrail ile bunların işbirlikçilerinin hedeflerine atmıyor ise bundan mutlaka ama mutlaka sorumlu olacaktır. Her Müslüman Amerika ve İsrail ile bunların hizmetkârlarını hedef tahtasına koymak zorundadır. Zira onların anladıkları tek dil var oda şiddettin dilidir. Aksi halde Müslüman halklar ve beldeler üzerindeki bu zillet ve zulmet hali devam edecektir. 

SELAM VE DUA İLE                                        

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.