İslam coğrafyasında ciddi bir ıslah hareketine ihtiyaç var

İslam coğrafyasında ciddi bir ıslah hareketine ihtiyaç var

Memur-Sen Ağrı Şubesi tarafından organize edilen “Ortadoğu ve İslam Dünyası” konulu konferansta konuşan Araştırmacı-Yazar Nevzat Çiçek, İslam coğrafyasında ciddi bir ıslah hareketine ihtiyaç olduğunu söyledi.

Ağrı Kültür Kongre Merkezi’nde, Memur-Sen Ağrı Şubesi tarafından organize edilen “Ortadoğu ve İslam Dünyası” konulu bir konferans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Araştırmacı-Yazar Nevzat Çiçek, İslam dünyasının içinde bulunduğu durum hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Çiçek, İslam dünyasının yeni bir dizaynla karşı karşıya kaldığına dikkat çekerek, şunları söyledi: “İslam coğrafyasına baktığımızda, biz öteden beri klasik bir şey söylüyoruz. Ve diyoruz ki İslam dünyası sürekli batı işgali altında. Bu en kolay, en olmazsa olmaz söylemimiz. Buna itiraz edenimiz yok. Fakat bunu söylerken İslam coğrafyasının buna nasıl çanak tuttuğunu asla ve asla söylemiyoruz. Oysaki batının emperyal vizyonu buna yetmez. İçerde bir alkışlayanı, bu duruma rıza göstereni ve içerde bir taşeronunun olması gerekiyor. Aslında İslam coğrafyasının sorunlarının temel sebebi batıdan ziyade içinde devşirilenlerle mücadelesi etmemesidir. İslam coğrafyasına baktığımızda yeni bir dizaynla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz.”

“Batı, direkt olarak çatışmaya girmiyor, işbirlikçileri vasıtasıyla bunu yapıyor”

Batının, işbirlikçileri vasıtasıyla İslam’ın içini boşaltarak yeni Selahaddinlerin çıkmasını önlemeye çalıştığını belirten Çiçek, ” Emperyalist güçler, İslam’a karşı İslam projesini medeniyetler üzeri bir tez olarak Müslümanlar üzerinde okuyor. Bu oyunları sahneleyen Batı, direkt olarak çatışmaya girmiyor. Müslüman coğrafyalarında oluşturduğu işbirlikçileri vasıtasıyla bunu yapıyor. Mezhebe karşı mezhepçilik, coğrafyaya karşı coğrafyacılık, ılımlı İslam’a karşı radikal İslam ile ırka karşı ırkçılık politikasıyla yapmaya çalışıyor. Bununla Müslümanların birliktelik oluşturmasını önlemeye çalışıyor. Şeriatın ve İslam’ın içini boşaltarak yeni Selahaddin-i Eyyubilerin yetişmesini önlemeye çalışıyor.” dedi.

“İslam coğrafyasında ciddi bir ıslah hareketine ihtiyaç var”

Her alanda İslam coğrafyasının ıslaha ihtiyacı olduğu tespitinde bulunan Çiçek, zihin algısı ve kodlarının değişmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Çiçek, “İslam coğrafyasında ciddi manada bir ıslah hareketine ihtiyaç vardır. Öncelikle medreselerden başlamak lazım. İslam coğrafyasındaki medreselerin oluşturulması ve var olan medreselerin ise ciddi manada ıslahının yapılması gerekiyor. İşte teknolojik donanımlar ve bilim anlamında gereken çalışmalar yapılırsa bir üniversite konumundaki medreselerimizden gerektiği gibi faydalanırız.” dedi.

Ekonomi başta olmak üzere İslam dünyasındaki farklı sorunlara değinen ve kurumsal değişimin de şart olduğunu ekleyen Çiçek, konuşmasına şöyle devam etti: “Ekonomi çok önemli ama o kadar da zor bir şey değil. Ekonominin Islahı için çözümün dışarıda aranmasına gerek yok. Ortak bir ekonomik modelin gerçekleştirilmesi lazım. Bakın D-8 ekonomi modeli mevcut. D-8 ekonomi modeli bizim köyün ekonomik modelidir. Köylülerimiz buğdayı, üzümü verip kendi ihtiyacını almıyor mu? D-8 modeli de petrolü alıp ihtiyaçları ne ise onu verecekti. İslam coğrafyasında ortak bir model yok. Mesela, biz farklı bir günde Ramazan’a başlarken, Suud-i Arabistan farklı bir günde başlıyor ve İslam coğrafyası kendi zihin algılarını değiştirmiyor. Şimdi Türkiye’de insanlar başörtüsü ile üniversiteye girip eğitim alıyor, kanuni alt yapısı var mı? Yok. Resmi Kürtçe kanal var peki kanuni alt yapısı var mı? O da yok. Kurumsal değişim olmalı. Kurumsal değişim içinde zihin algısı ve kodlarının değişimi şarttır. Dolayısıyla İslam coğrafyasında topyekûn bir ıslaha ihtiyaç vardır.”

“Çözüm sürecinde taraflar arasında güvensizlik söz konusu”

Çözüm Sürecinde Kürtlerin talepleri ile PKK’nin silah bırakmasının bir birine karıştırıldığına dikkat çeken Çiçek, sürecin doğru yönetilmediği eleştirisinde bulundu.

Çiçek, “Türkiye’de Kürt sorunun çözümü demokratikleşme sorunudur. PKK’nin meselesi bir silah bırakma meselesidir. Eğer zamanında demokratikleşmeyle birlikte Kürtlerin hak ve taleplerini verebilseydiniz bu gün PKK’nin sizden isteği sadece silah bırakma meselesi olacaktı. Ama bu yapılmadı. PKK’nin talepleri bütün Kürtlerin talepleri olarak kabul edildi. Burada çoğunluk sağlanmadı. Diğer muhatap aktörler işin içine konulmadı. Diğer aktörler muhatap alınmadığı için halk içinde tek ses oluşturulmadı. PKK’nin silah bırakması konusunda herkes hem fikirdir. Ama bu nasıl olacak, nasıl yürüyecek bunu kimse bilmiyor. Dolayısıyla burada her iki tarafın birbirine karşı güvensizliği söz konusudur. Bu da süreci tıkayan sebeplerdendir. Dolayısıyla silahların olduğu yede, silahların patladığı yerde çözümü konuşmak imkânsızdır.” şeklinde konuştu.  (Ömer Adıgüzel - İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.