Kutlu Doğum Etkinliği Bidat Öyle mi?

Adı ister ümmet olsun ister millet, isterse halk, bir topluluğun ruhu, mayası, gücü ve dolayısıyla geleceği, birlikte hissettikleri acı ve sevinçlerin toplamı değil midir?

“Şu topraklarda bir ve beraberiz” diyenler aslında, “geçmişten bugüne şu sıkıntıları birlikte yaşadık, şu zaferleri birlikte tattık” demiş olmuyorlar mı?

Ve en büyük vicdan azapları da, geçmişte birilerine alet olup birinin diğerine yapmış olduğu yanlışlardan başka nedir ki?

Şimdi siz birilerinin öyle kutlu doğum etkinliğini gündem edip güya el aleme verdikleri telkinin art niyet taşımadığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Maksatlarının öyle ıslah filan olduğunu düşünüyorsanız hata ediyorsunuz. Bidat ve hurafelerle kurulu saltanatlarına rağmen bidat güzellemelerinde hakikat arıyorsanız beyhude uğraşıyorsunuz.

Allah aşkına söyler misiniz? Şu memlekette nerdeyse her uzak kesimi bir araya getiren hele de Diyarbakır ve Batman gibi yerlerin halklarına tüm farklılıkları unutturup aşk ve heyecanla meydanlarda, salonlarda şehir ve köylerde toplayan bir vesileden, şeytanlar razı olacak, hiç karışmayacak, bir hile ve tuzak içinde olmayacak, engelleyip değerini düşürmek, ilgiyi azaltmak için “fetva” ve “hoca”lardan faydalanmayacak, bunun için ‘FETÖ'nün doğum günü idi' gibi saçma ve komik bile olsa elverişli malzemeler kullanmayacak, devlet erbabına baskı uygulamayacak öyle mi?

On dört asırdır, mezhebi ve etnik farklılıkları kaşıyıp ‘böl-parçala-yut' siyaseti güden “mağdub ve dallin” güruhunun sıratından gidenleri, öyle masum ve iyi niyetli sanmak bizi dünyada da ahirette kurtaramayacaktır.

Bakmayın siz, şeytanın üflediği düğümler kadar basit ve küçülmüş olan ‘kutlu doğum savar'ların telaşına. Göklerden gelen bir karar var ki, ‘Habibinin kardeşlerine' sadece öyle Nisan'ın 15'inde filan değil, Martın son haftasından ta Mayıs'ın ortalarına hem sadece Şemsi takvimle değil Kameri takvimle de salavat getirtiyor, zikrini yüceltiyor, Kevser'ini veriyor…

Evet, her yolu deniyorlar, kutlu doğum etkinliği ile ilgili yasak kararı aldırmanın imkânsız olduğunu bildikleri için kutlanma biçimi, zamanı ve maksadı üzerine oynuyorlar. Arkadan büyük şeytanın casusları, konsolosları, stratejik ekipleri yazıyor ellerine veriyor bunlar da oynuyorlar.

Ha konu kutlu doğum değil de başka bir şey olsa, mesela Kur'an'ın indirilmesi adına böyle kalabalıklar bir araya gelse yine çokbilmiş dilleriyle feveran edecekler; “Efendim o tarihte değil şu vakitte indi, geçmişte kutlanmadı...”

İslam ülkelerinde maç için toplanan kalabalıklar konusunu halletmişler, miladi ve hicri takvimlerin ihtilafı konusunu vuzuha kavuşturmuşlar, bidat-ı haseneleri seyyielerinden ayırmışlar, camileri doldurmuşlar, bütün can sıkıcı problemleri çözmüşler, geriye kutlu doğum etkinliği kalmış. Beyler siz gidin selefleriniz gibi o kutlu nebinin siretinden ve sünnetinden uzaklaştığı için Âlem-i İslam kan gölünde boğulurken, pire kanı bulaşan cübbenizle namaz kılınır mı kılınmaz mı onu tartışın, kalplerdeki Peygamber sevgisini fantezilerinize alet etmeyin.

Güzel amelleriniz de güzel fikirleriniz de sizin olsun. Bizi kutlu doğum etkinliğinde Muhammed(sav) denildiği zaman kendinden geçen, gözyaşları sel olan sevdalı gönüllerle baş başa bırakın ve söyleyin o velilerinize, sırdaşlarınıza size de projelerinde bir kulübe ayırsınlar ve oradan ateşler salın, ama uzak durun bizden ve sevdamızdan.

Geçen bu işgüzarlardan biri diyor ki, “kutlu doğum etkinliği adı altında uçurtma şenliği düzenleniyor, bu nasıl iş?”

Kardeşim uçurtma şenliği bile olsa haram bir tarafı yoksa sana ne, insanlar sevinçlerinin adına öyle bir cümle de koysunlar ne var bunda? Siz kendi medyanızın edebini düzeltin ve geçmişte o ekranlarla sebep olduğunuz günahlar için tevbe edin. Tabi önce bir salavat getirin, öyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.