Polisin infaz ettiği gençlerin davası zaman aşımına uğradı

Polisin infaz ettiği gençlerin davası zaman aşımına uğradı

1999 yılında Bingöl'ün Genç ilçesinde, özel harekât polisleri tarafından infaz edilen Mehmet Eliveren ve yeğeni Yılmaz Eliveren ‘nin son duruşması Bingöl 1'inci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

1999 yılında Bingöl'ün Genç ilçesinde, özel harekât polisleri tarafından PKK'li diye infaz edilen ancak ardından sivil oldukların ortaya çıkan Mehmet Eliveren (19) ve yeğeni Yılmaz Eliveren'nin (17) son duruşması Bingöl 1'inci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.  Mahkeme, sanıkların işledikleri suçların TCK ve CMK maddelerince zaman aşımına uğradığı kararını verdi.

Duruşma salonunda sadece katledilen amca ve yeğeninin yakını Ahmet Eliveren ve avukatı Abdullah Alakuş hazır bulundu. Ankara batı adliyesi Ağır Ceza mahkemesi aracılığıyla, Dönemin Genç İlçe Emniyet Amiri olan Ahmet Koni ve müdafisi Av. Hacı Muharrem Mankır ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katıldı.

Yapılan duruşmada, iddia makamı önceki celsede sunmuş olduğu mütalaayı tekrar edip ve bu doğrultuda karar verilmesini istediklerini belirtti.

Bingöl 1'inci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen son duruşmada, mahkeme heyeti, sanıkların; taksirle ölüme sebebiyet verme, resmi belgede sahtecilik, tehdit suçu gibi eylemlerinin zaman aşımı sürelerinin dolduğu, bu nedenle tüm sanıkların 765 S.TCK’ nın 102 ve 104 CMK madde 223/8 maddesi uyarınca ayrı ayrı dürülmesine karar verdi.

Katledilen amca ve yeğeninin avukatı Abdullah Alakuş duruşma sonrası yaptığı açıklamada tüm dosya kapsamında maktullerin tasarlanarak ve kasten öldürüldüklerinin sabit olduğuna dikkat çekti.

"Soruşturmanın başından itibaren adil yargılanma hakkımızda ihlal edilmiştir"

Alakuş, “Celse arasında yazı olarak sunduğumuz beyanlarımızı aynen tekrar ediyoruz. Mütalaanın tehdit ve evrakta sahtecilik suçlarının oluştuğu yönünde tespitlerine iştirak ediyoruz.  Ancak öldürme eyleminin taksirle oluştuğu yönündeki eylemine iştirak etmiyoruz. Tüm dosya kapsamında maktullerin tasarlanarak ve kasten öldürüldükleri sabittir yine zaman aşımı tespitine de katılmıyoruz. Olaydan hemen sonra maktullerin terörist gruba dahil olduklarından bahisle soruşturma açılmıştır. Ancak bizim 2010 tarihindeki şikayetimiz üzerine başlatılan 2'nci Soruşturmanın maktullerin terörist olmadıkları sanıklar tarafından kasten öldürüldükleri tespit edilmiş ve buna göre soruşturma genişletilmiştir. Bize göre zaman aşımı süresinin bu tespitten sonra başlatılması gerekir. Aşamalardaki tüm iddialarımızı tekrarla sanıkların tasarlayarak kasten adam öldürme resmi evrakla sahtecilik delilerin karartılması ve tehdit suçlarından cezalandırılması talep olunur.  Ayrıca bu olayda soruşturmanın başından itibaren adil yargılanma hakkımızda ihlal edilmiştir. Bunu da mahkemenin takdirine sunuyoruz.” şeklinde konuştu.

Kardeşi ve oğlunun özel harekât polisleri tarafından öldürüldüğünü İLKHA'ya daha önceden anlatan Ahmet Eliveren, "Oğlum ve kardeşimi öldürdükleri zaman, ‘Ellerindeki kayıt dışı silahlarla olaya çatışma süsü vererek’ olayın yıllarca mahkemelerde sürmesine neden oldular. Eğer bunlar çete olmasaydı, kötü niyetleri olmamış olsaydı, silahları saklı tutmazlardı. Kayıt dışı silahlar, bunların elinde olmasaydı oğlum ve kardeşim öldürüldüğü zaman adalet çoktan yerini bulacaktı.” ifadelerine yer vermişti.

İLKHA









HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.