Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Sokağımızdaki kavga

Akşama doğru işinizden veya okulunuzdan evinize dönüyorsunuz. Sizin sokakta bir kalabalık, bir hareketlilik var. Yaklaştığınızda bunun bir kavga olduğunu ve üstelik kavga eden taraflardan birisinin sizinkiler olduğunu, yani babanızın, kardeşinizin kavga edenlerden olduğunu görüyorsunuz.

Söyleyin, ne yapardınız böylesi bir durumda? Veya ne yapmanız gerekirdi?

Sizin bu noktada sergileyeceğiniz davranış, göstereceğiniz tavır kim olduğunuzu ortaya çıkarması için yeterli olacaktır.

Eğer farkındaysanız, siz o anda ikiye ayrılan bir kavşaktasınız; bir taraf Hakka ayrılan, diğeri cahiliyeye ayrılan yol.

Tarih boyunca soy-sop, ırkçılık meselesinin ufak tehlikelerine, yani soyuyla öğünme, kendi soyunu üstün görme, soyundan dolayı başkalarını düşük görme gibi hastalıklara temas edilmiş ve bu konuda insanlar uyarılagelmiştir. Fakat her şeye rağmen soy-soptan kaynaklanan tehlikenin boyutları gerektiği kadar anlaşılamamaktadır.

Evet, bu tehlike soyla sopla öğünme veya başkalarını yerme tehlikesi değil, soyu sopu Hakkın yerine ikame etme, hakkın ta kendisi zannetme tehlikesidir.

Soruyorum size, kapılarının önündeki kavgaya, babalarının, kardeşlerinin yaptığı kavgaya hiçbir şey sormadan körü körüne gözünü yumup katılmayan kaç kişi gördünüz?

Hak denilen ölçüyü bir saniyecik olsun aklına getirmeden babalarının, kardeşlerinin safında yer alarak kavgaya katılmayı hak bilmek, yapılması gereken tek doğru davranış bilmek ne korkunç bir savruluştur, haktan ve hakikatten savruluş?

Söz konusu kavgada sizinkilerin haksız olma ihtimali yok mudur? Oradan geçmekte olan bir garibanı çevirip dövüyor olamazlar mı? Bu kavgaya balıklamasına dalmaktan başka bütün yollar kapalı mı sizin için? Başka ihtimallerin olabileceğini hiç düşünmeyecek misiniz?

Peki, sergilediğiniz bu davranışın boyutlarının ulaştığı noktaları tahmin edebiliyor musunuz?

Hele bu tavrınız oracıkta bir defaya mahsus değil de, sizde değişmeyen bir özellikse, yani siz benzer sahnelerle karşılaştığınızda hep aynı tavrı gösteriyorsanız, kendinizin nasıl bir çizgide olduğunuzu tahmin ediyorsunuz?

İslam işte bu noktada başlamaktadır ve cahiliye de bu noktada başlamaktadır.

İyice araştırdığınızda böylesi bir tavrı Rasûlullah (s.a.v) Efendimizin  "cahiliye" olarak isimlendirdiğini görürüz.

Şimdi siz sokağınızda karşılaştığınız bu kavganın boyutlarını biraz daha genişletin.

Sizin sülale ile bir başka sülalenin kavgasıyla karşılaştığınızı farz edin, sizin köy ile komşu köyün kavgasıyla karşı karşıya olduğunuzu düşünün, sizin şehrinizle bir başka şehrin, sizin ulusunuzla bir başka ulusun karşı karşıya geldiği bir sahnenin önünde olduğunuzu düşünün!

Buyurun şimdi, gösterin hangi tavrı gösterecekseniz. Her şey bir yana, Allah Teâla sizi seyrediyor, özellikle sizin göstereceğiniz tavrı.

Tarih boyunca insanların ayaklarını hakkın çizgisinden kaydıran birçok hastalıklar olmuştur, fakat ırk ve soy düşüncesi kadar insanları kitleler halinde haktan uzak düşüren bir hastalık olmamıştır hiç.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.