Dünyanın en pahalı girdilerini kullanan çiftçileri mağdur ediyoruz

Dünyanın en pahalı girdilerini kullanan çiftçileri mağdur ediyoruz

​Gaziantep Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı, buğday taban fiyatını çok daha yüksek beklediklerini, açıklanan fiyatın dünyanın en pahalı girdilerini kullanan çiftçiyi memnun etmediğini söyledi.

Gaziantep Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Kenan Seçkin, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından açıklanan buğday satış fiyatlarını değerlendirdi. Seçkin, daha yüksek fiyat beklediklerini, buğdayın tonunun bin TL’den aşağı olmaması gerektiğini belirtti.

Buğday taban fiyatlarını İLKHA’ya değerlendiren Seçkin, açıklanan fiyatların çiftçileri mutlu etmediğini ve düşük seviyelerde olan buğday üretiminin gelecek yıl azalmasına neden olacağını söyledi.

Çiftçinin buğdayın kilosunu en az bin 100 TL’ye satması gerektiğini belirten Seçkin, “Gaziantep Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’nün 2015 yılı verilerine göre, buğdayın maliyeti kuruda fiyatı 57 kuruş ve suluda 66 kuruş olarak belirlenmişti. Bu veriye baktığımız zaman Gaziantep’te buğday verimi kuruda 400, suluda 650 kilo olarak alıyoruz. Fakat tarımsal girdiler o kadar çok arttı ki 2013’de 720 lira olarak açıklanan taban fiyatı yıllık yüzde 10 gibi bir enflasyon farkı eklenmiş olsa buğday fiyatının bin liranın üzerinde olması lazım. Tarımsal girdiler bunun üstünde yüzde 15 zamlanmıştır. 2013 yılını ortalama aldığımızda bugün çiftçinin buğdayın kilosunu en az bin 100 liraya satması lazım.”dedi.

Kırsalda gelir elde edemeyen çiftçilerin son zamanlarda yoğun bir şekilde kente göç etmek zorunda kaldığına dikkat çeken Seçkin, “Tarım il müdürlüğü verilerine göre, ortalama dekara yüz bir suluda çiftçilerimiz 92 lira gelir elde ediyor. Çiftçilerimizin asgari ücret seviyesinde gelir elde edebilmesi için kuru şartlarda da ekmesi lazım. Bu durum Gaziantep için büyük bir rakamdır. Dolayısıyla bu sonuçlar ekonomik ve sosyal sorunlar meydana getirmektedir. Bunun neticesinde kırsalda gelir elde edemeyen çiftçilerimiz son zamanlarda kente göç etmektedir. Çünkü bir çiftçimizin asgari ücreti elde edebilmesi için 166 dekar buğday ekmesi gerekiyor. O da birçok çiftçimizde yoktur. Dolayısıyla ekim alanları az olan çiftçilerimizin hepsi şehre göç etmektedir. Genel olarak baktığımızda da çiftçilerimiz kırsaldaki nüfusumuz Türkiye nüfusu en az olan illerden biri Gaziantep’te TÜİK verilerine göre, nüfusumuzun yüzde 7’si kırsalda yaşamaktadır. Kırsaldan şehre göç olduğu zaman şehirde birçok sosyal sorunlarda meydana gelmektedir.” ifadelerini kullandı.

Dünyada buğdayın stratejik bir bitki olduğunu ve Türkiye’nin buğday ihraç eden bir ülkeden ithalat eden konuma geldiğini vurgulayan Seçkin, hasat döneminde buğday ithalatının serbest bırakılmasını da eleştirerek, şunları söyledi:

“Dünya piyasasına baktığımızda ihraç eden bir ülkeden ithalat eden konuma geldik. Dünyada buğday stratejik bir bitkidir. Çünkü her zaman bizim TMO’muz kötü gün için stratejik ürün olan buğdayı stokta bulundurur. Bu dünyada da böyledir. Bu bağlamda buğdaya baktığımız zaman uzun zamandan beri de ben ilk kez hasat döneminde ülkenin buğday ithalatını serbest bıraktığını gördüm. İthalat her zaman vardır. Çiftçimizi koruma bağlamında yıllardan beri bakanlığımız her zaman hasat zamanında ithalat durdurulur, çiftçinin elinden buğday çıktıktan ve sanayicinin eline girdikten sonra ithalat serbest bırakılır. Bu yıl ise tam tersi oldu. Hasat döneminde ithalatın serbest bırakılması çiftçilerin mağdur olmasına sebep oluyor.”

Dünya piyasasının üzerinde bir tarımsal girdiye sahip olan bir ülkede taban fiyatının bu şekilde düşük olmasının çiftçilerin mağdur olmasına sebep olduğunu belirten Seçkin, “Dünya piyasasında buğdaya baktığımız zaman 310-320 dolar civarındadır. 310 dolar bağlamında baz aldığımızda bugün dünyada buğdayın fiyatını TL karşılığı bin 150 liradır. Fakat biz ise buğdayın fiyatını 940 lira olarak taban fiyat belirliyoruz. Ama bizde biliyoruz ki dünyanın en pahalı mazotu ve gübresi de bizde kullanılıyor. Dünya piyasasının üzerinde bir tarımsal girdiye sahip olan bir ülkede taban fiyatının bu şekilde açıklanması çiftçilerin mağdur olmasına sebep oluyor. Bugün Amerika’da ve Arjantin’de de kuraklık var. Buğday üretimi az. Bugün buğday ambarı dediğimiz Ukrayna ve Kanada’da hasat dönemi daha yeni başlıyor. Verimlerin düşük olduğu bilgileri geliyor. Hindistan’da kısmen iyi olduğu söyleniyor. Kanada’da yine problem var. Şu an dünyada geçen yıla oranla buğday üretiminde bir azalma olacak. Azalmanın olduğu yerde stratejik bir bitkide fiyatların yükselmesi lazım. Ülke olarak taban fiyatını biraz düşük açıkladık. Çünkü piyasada bin liranın üzerinde buğday satılırken 940 liraya taban fiyatı açıklamak piyasanın biraz müdahil edilmesi ve aşağıya çekilmesi anlamına gelir. Bu durumda çiftçilerimiz mağdur ediliyor.” diye konuştu.

Seçkin, Gaziantep’te hububatta gelir elde edemeyen çiftçilerin Antep fıstığı ve zeytin gibi dikili tarıma yöneldiğini belirterek, “Tarım il müdürlüğümüzün verilerine göre, bir çiftçinin 166 dekar ekilmiş alanı olması lazım. 166 dekar birçok çiftçimizde olmadığı gibi her yıl araziler miras kanunuyla azalmaktadır. Dünya piyasasında olsak kısmen belki çiftçilerimiz desteklenir ve köye de yatırım yapar. Çiftçi yatırım yapıyor. Fakat bir gelir elde etmediği için yatırım yapmaktan da vazgeçiyoruz. Yine ürün deseninde de değişiklik meydana geliyor. Gaziantep çok yıllık ürünlerde yüzde 68 dikili tarımla Türkiye’nin en önde gelen illerinden birisidir. Çünkü bizim ana kaynağımız Antep fıstığı ve zeytin. Şu anda Antep fıstığı ve zeytin yetiştiren çiftçilerimiz iyi bir gelir seviyesine sahiplerdir. Dolayısıyla bizim buğday, arpa, mısır, mercimek üreticilerimizi de o gelir seviyesini yakalayabilmek için hububat ekim alanlarını Antep fıstığı ve zeytine kaydırmak zorundadır. Çünkü yaşamak için maddiyata ihtiyaç var. Kentimizde bu sebepten dolayı gün geçtikçe hububat ekim alanları da azalıyor. Dikili tarıma doğru bir yönelme var.” şeklinde konuştu.

Seçkin, “Çiftçilerimiz Toprak Mahsulleri Ofisine (TMO) ürün verecekleri zaman da Toprak Mahsulleri Ofisinin sitesinden bir şifre almak zorundalar. Sisteme müracaat edilerek randevu alınıyor. Randevu alma konusunda bazen çiftçilerimiz sıkıntı yaşadıkları söyleniyor. Ama teknoloji o kadar ilerledi ki çifti ve çiftçi örgütlerimiz, meslek örgütleri ve hatta bir yakınınız dahi TMO’nun sitesine girdiği zaman TC numarasıyla Toprak Mahsulleri Ofisinden randevu alarak ürünümüzü gününde ve saatinde istediği miktarı Toprak Mahsulleri Ofisine teslim ediyoruz. Onunla ilgili çiftçilerimiz çok büyük ciddi bir sıkıntı yaşamıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

İLKHA



HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.