Kurban Allah'a yaklaşmak ve onun rızasını kazanmak için kesilir

Kurban Allah'a yaklaşmak ve onun rızasını kazanmak için kesilir

​Kurban ibadeti ve bayramın faziletiyle ilgili açıklamada bulunan Siirt İl Müftüsü Faruk Arvas kurbanın Allah’a yaklaşmak ve onun rızasını kazanmak için kesilmesi gerektiğini söyledi.

Kurban Bayramı'nda Müslümanların yapması gerekenleri dile getiren Siirt İl Müftüsü Faruk Arvas, kurban kesmenin fazileti, teşrik tekbirlerinin önemi ve bayramda Sıla-i Rahim'in yapılması konusunda önemi tavsiyelerde bulundu.

Kurban ibadetinin önemine dikkat çeken Siirt İl Müftüsü Faruk Arvas, Kurbanla ilgili Hz Muhammed'in, 'imkânı olduğu halde sadece cimrilikten, halsizlikten kurban kesmeyen bizim namazgâhımıza yaklaşmasın. Benim ümmetimin en hayırlıları kurban kesenlerdir.' Hadis-i Şerifini hatırlattı.

Arvas, "Kurban Bayramı da ismini kurban kelimesinden aldığı yüce dinimizin iki dini bayramlarından birisidir. Kurban kurbiyet (Allah’a yaklaşmak, insanlara yaklaşmak) anlamında bir kelime olup, kurban Allah rızası için, mukim olan, hür olan ve İslam’a göre zengin sayılan müminlerin senede bir defa Allah’a yaklaşmak maksadıyla belli şartlara haiz olan hayvanları Allah rızası için kesmektir. Kurbiyet niyetiyle hem Allah'a yaklaşmak hem de insanlara yaklaşmaktır. Kurban Bayramı da ismini bu vecibeden alıyor. Kurban Hz. Âdem ile başlayıp Hz. İbrahim döneminde ivme kazanmış ve sevgili Peygamberimiz (sav) döneminde de hicretin 2'nci yılında meşru kılınmış olan çok önemli bir ibadettir. Bu ibadet Hanefi mezhebine göre vacip, Şafi mezhebine göre sünneti müekkededir. Doğu ve güneydoğuda daha yoğun olan şafi kardeşlerimiz bilmiş olsunlar ki vacip kavramı şafi fıkhında sadece hac mesakisinde vardır. Bunun dışında hiçbir ibadette vacip kavramı bulunmamaktadır. Şafi mezhebinde sünneti müekkede, Hanefi mezhebinin vacip kavramıyla eştir. Dolasıyla Şafi kardeşlerimiz kurban ibadeti şafi mezhebinde sünnettir, diyerek bunu küçümsememelerini, özellikle önem vermelerini hassaten istirham ediyorum. Zira Peygamberimiz (as), 'imkânı olduğu halde sadece cimrilikten, halsizlikten kurban kesmeyen bizim namazgâhımıza yaklaşmasın. Benim ümmetimin en hayırlıları kurban kesenlerdir.' şeklinde buyuruyor." dedi.

"Peygamberimiz her zaman kurban kesmiş ve teşvik etmiştir"

Kurban kesecek kişilerin zengin olma şartlarının olmadığını söyleyen Arvas, “Kurbanda nisap Hanefi mezhebine göre, zaruri ihtiyacı demek olan; kendisinin, hanımının nafakasıyla mükellef olduğu, aile efradının bir aylık zaruri ihtiyacının dışında 80 gram altın veya 563 gram gümüşe veya karşılığında para ve servete sahip olan bir kişi dinen zengin sayılır ve kurban kesmekle mükelleftir. Hanefi mezhebinde birden fazla kişi kurban kesmekle mükellef olabilir. Bir evde babanın geliri ayrı, hanımın geliri ayrı veya oğlanın ayrı, kızının ayrı olabilir. Böyle ayrı ayrı gelirleri olan ve hepsinin kendisine ait 80 gram altın ve benzeri bir serveti olan, Hanefi mezhebine göre zengin sayılır. Her birisinin ayrı ayrı kurban kesmesi vaciptir. Ancak Şafi mezhebine göre bu biraz daha basitleştirilmiş, özellikle Şafiilerin buna dikkat etmesi lazım. Şafi mezhebine göre bir insanın bayram gecesi ya da bayram günü; kendisi, eşi ve nafakasıyla mükellef olduğu aile efradının bir günlük, bir gecelik nafakasının dışında kurban kesebilecek bir serveti, parası, altını (80 gram altını olması şart değil) yani bayram gecesi veya bayram günü aile efradının nafakası dışında 850 TL parası varsa bir Şafi kardeşimizin kurban kesmesi sünneti müekkededir. Peygamber efendimiz (as) kurban vacip olduktan sonra hiçbir Kurban Bayramı'nda kurban kesmediği görülmemiştir. Her zaman kesmiş ve her zaman teşvik etmiştir." ifadelerini kullandı.

"Değerli kardeşlerim kurban, kurbiyet anlamında Allah’a yaklaşmak manasındadır. Zira Allah’ın verdiği nimetlere; yani Allah’ın vermiş olduğu evlat nimeti var, Ramazanı Şerif nimeti, vücut nimeti var. Allah (cc) bir Mümin’e servet vermişse altın, gümüş veya parası varsa, bu verdiği nimetleri şükraniyesi olarak, teşekkür borcu olarak, Kurban Bayramı'nda bu kurbanını kesmeli." diyen Arvas, daha sonra şunları kaydetti:

"Kurban kurbiyet niyetiyle olunca önce Allah rızası için kesilecek ondan sonra kestiği kurbanı, Efendimiz (as) ifade ettiği gibi 3 taksim etmeli. Bir kısmını kendi aile efradıyla yiyecek. Bir kısmını; zengin olsun fakir olsun komşularına dağıtacak, diğer kısmını da fakirlere dağıtmalıdır. Sevgili Peygamberimizi (a s) Kurban Bayramı'nda bir gün evine teşrif ediyor. 'Kurban kesildi mi?' diye soruyor. Hz. Ayşe de 'evet ya Resulullah kesildi' diye cevap veriyor. Ne yaptınız diye soruyor Efendimiz (as) bir but dışında hepsini fakirlere verdik cevabını alınca; 'desene bir but dışındaki bütün kurban kesimi bizimdir, esas bizim olan but dışındakilerdir' diye karşılık veriyor ve ahirette bizimle olacak olan kendimize ayırdığımız değil, fakire komşuya dağıttıklarımızdır, buyuruyor."

"Teşrik tekbirleri Kurban Bayramı'nda Arafat günü sabah namazıyla başlar, bayramın 4'üncü günü ikindi namazı da dâhil olmak üzere sona erer"

Kurban Bayramı'nda getirilen teşrik tekbirleriyle ilgili de hatırlatmalarda bulunan Arvas, “Kurban Bayramı bildiğiniz gibi 4 günden ibarettir. Zilhiccenin 10'uncu günü başlar 13'ünde sona erer yani; bu sene 1 Eylül de başlayacak 4 Eylül de sona erecektir. Kurban Bayramı'nda bilinmesi gereken bir ibadetimiz daha var o da teşrik tekbirledir. Teşrik tekbirleri Kurban Bayramı'nda Arafat günü yani bayramdan bir gün önce sabah namazıyla başlar, bayramın 4'üncü günü ikindi namazı da dâhil olmak üzere sona erer. Kurban Bayramı'nda teşrik tekbirlerini getirmek Hanefi’ye göre vacip, Şafiilere göre sünneti müekkededir. İster tek başına kılsın ister cemaatle kılsın teşrik tekbirlerini bir veya 3 kez söylenmesi çok önemli bir mesajdır. Bu mübarek tekbirleri mübarek mekânda getiren hacılarımızla birlikte biz de burada söyleyerek onlarla yekvücut olduğumuzu onların dualarına iştirak ettiğimizi, bizim dualarımızın onlarla, onlarınkinin de bizlerle olduğunu ve Allah’ın birliğini, yüceliğini bu şekilde bütün âleme ima etmiş oluyoruz.” dedi

 Kurbanını keserken mutlaka besmeleyle kesmeli dua edip namaz kılmalıyız.

Kurban Bayramı'nda yapılması gereken bazı sünnetler olduğunu dile getiren Arvas. “Diğer bayramlar da olduğu gibi. Öncelikle Kurban kesecek kardeşlerimizin daha öncesinden kurbanlığını belirlemeli, kurbanını hazırlamalı, kurbanı kesme esnasında hazır bulunmalı, kurbanını keserken mutlaka besmeleyle kesmeli, Ya Rabbi bana lütfettiğin nimetler için bu kurbanını kesiyorum; bu kurbanımı Hz. Âdem’den, Hz. İbrahim’den, Hz. Muhammed'den (as) kabul ettiğin gibi benden de kabul buyur diyerek besmeleyle, tekbirlerle kurbanını kesmeli. Mümkün mertebe kurbanını kestikten sonra 2 rekât da şükür namazı kılmalı. Kurban etini sünnete uygun şekilde 3 kısma ayırmalıdır. Kurbanın tamamı fakirlere de verilebilir. Özellikle Hanefi mezhebinde ki kardeşlerimiz bazen bir evde birkaç kurban kesebiliyor. Onlardan bir tanesini, özellikle bu son yıllarda müminler bir vücudun organları gibi olduğunu Efendimiz (a s) bildirdiğine göre; biz bugün sıkıntı çeken, ıstırap çeken, belki yılda bir kilo et ancak bulabilen, özellikle Myanmar'da, Arakan'da, Suriye’de, Irak'ta, Afrika’da mültecilerin kardeşlerimizin sıkıntıların biliyoruz. Onlar vücudumuzun bir organı gibi, onların derdiyle dertlenmeli, mümkün mertebe de kurbanlarımızın bir kısmını buralara göndermeliyiz. Kurban Allah’a yaklaşmak maksadıyla yapılan bir ibadet olduğu için, Kurban Bayramı günlerinde de bizi Allah’a yaklaştıran davranışlar, efendimizin yapmış olduğu bazı davranışları yapmamız gerekmektedir.” İfadelerini kullandı.

İLKHA





Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.