Tarladan fabrikaya pamuğun serüveni

Tarladan fabrikaya pamuğun serüveni

​Pamuk hasadının başladığı bu günlerde tarladan toplanan “Beyaz altın” olarak adlandırılan pamuk, zorlu süreçlerden geçerek sanayi ve hayvancılık sektörüne ham madde olarak kullanılıyor.

Ağustos ayında başlayan pamuk hasadı devam ediyor. Kozasından çiçek açımına kadar her evresinde tarlalarda görsel şölen sunan pamuk, stratejik bir ürün olduğundan dolayı “Beyaz altın” diye adlandırılıyor.

Anadolu’nun en eski tarım ürünlerinden biri olan pamuk, birçok sektörde ham madde olarak kullanılıyor. Tarladan biçerdöver ya da insan gücü ile toplanan pamuk, zorlu süreçlerden geçerek lifiyle tekstil, çiğit, margarin, biyodizel yakıt, kapçık ve küspesiyle yem sanayisinde, linteriyle kâğıt, selüloz, barut yapımında kullanılıyor.

Çile dolu üretimle Türkiye'yi dünyada tekstil devi yapan “Beyaz altın”, sabahın erken saatlerinde tarlada tarım işçileri tarafından toplanıyor.

Türkiye’deki pamuğun önemli bir kısmının üretildiği Diyarbakır’da, hasat devam ediyor. Tarladan tarım işçileri tarafından toplanan pamuk, traktörlere yüklenerek Çukurova Pamuk, Yerfıstığı ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifler Birliğinin çırçır fabrikasına getiriliyor.

Burada kooperatif birliği tarafından çiftçiden kantarla tartılıp alınan pamuk, makinelerde lifi ve çiğidi ayrılıyor. Ayrılan lif ve çiğit daha sonra birliğin genel müdürlüğü tarafından ihaleyle satılıyor.

“Bölgede geçen yıllara nazaran pamuk ekim alanları yüzde 20 oldu”

Pamuk hasadı ve çiftçinin durumu hakkında değerlendirmelerde bulunan Çukurova Pamuk, Yerfıstığı ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifler Birliği (ÇUKOBİRLİK) Diyarbakır Yönetim Kurulu Başkanı Vekili Süleyman İskenderoğlu, bölgede geçen yıllara nazaran pamuk ekim alanları yüzde 20 fazla olduğunu belirtti.

Pamuk ekim alanlarının artmasıyla Türkiye’nin dışa bağımlılığının azalacağını ifade eden ÇUKOBİRLİK Diyarbakır Yönetim Kurulu Başkanı Vekili İskenderoğlu, pamuk çiftçisinin desteğinin artırılması, mazot, gübre ve ilaçta verginin alınmaması gerektiğini talep etti.

Rekoltenin dönüm başı 500-550 kilo arasında beklediklerini dile getiren İskenderoğlu, “Bu sabah genel müdürlüğümüzden bir genelge geldi. Pamuk fiyatları 10 kuruş daha da arttı. Yani kilo başı fiyat 2 lira 50 kuruş iken şu anda 2 lira 60 kuruşa çıkarıldı. Pamuk fiyatları bu yıl sezon başlamadan önce daha iyiydi. Dünya borsalarında balya fiyatı aşağı yukarı 7 ila 8 lira arasındaydı, fakat son bir ay içinde dünya borsalarında, dış ülkelerde gelişen olaylardan dolayı pamuk fiyatları biraz gerilemiş oldu. Şu anda borsalarda balya sanırım 6 lira 50 kuruş ile 6 lira 70 kuruş arasında değişiyor. Bunu da kütlü pamuk fiyatlarına çevirdiğimiz zaman ÇUKOBİRLİK üreticimizden yüzde 42 randıman bazlı pamuğu şu anda 2 lira 60 kuruşa alıyoruz.” dedi.

Çiftçiden aldıkları pamuğu çırçır makinesinde işlediklerini söyleyen İskenderoğlu, “ÇUKOBİRLİK olarak aldığımız pamuğu çırçır fabrikamızda işletip pamuğu bir tarafa, çiğidi de bir tarafa ayırıyoruz. Çiğidi yağ fabrikalarına, pamuğu da sanayicilerimiz ve tekstilcilerimize ihale usulü ile genel müdürlüğümüz tarafından satıyoruz. Bunların satışı genel müdürlüğümüz yetkisindedir. Çiftçinin lehine göre nasıl gerekiyorsa o şekilde satış yapıyor.” ifadelerini kullandı.

“Pamuk ekimi ne kadar çok olursa Türkiye olarak dışa bağımlılığımız o kadar azalır”

Bölgede pamuk ekim alanlarının arttığına dikkat çeken İskenderoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Geçen yıllara nazaran bölgemizde pamuk ekim alanları 2017 itibari ile yaklaşık yüzde 20 fazla oldu. Yenişehir ilçesinde yüzde 30 oranında ekim alanında artış oldu. 2018 yılı için de daha umutluyuz. Pamuk ekimi ne kadar çok olursa, Türkiye olarak dışa bağımlılığımız o kadar azalır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2016 yılında yaklaşık olarak 990 bin ton dışardan pamuk ithal ettik. Bu 990 bin ton pamuk ithalatıyla yaklaşık olarak 2 milyar 2 milyon TL paramız dışarı gitti. Fakat burada üreticilerimizi pamuk ekmeye yönlendirirse pamuk alanlarında hem istihdam yaratılmış olur, hem de dışa bağımlılıktan kurtulmuş oluyoruz. Hal böyle olunca devletin üreticiye destek vermesi lazım. Pamuk primini biz bir TL bekliyorduk ama 80 kuruşa çekildi. Bu 80 kuruştan da üreticiden yüzde 4 stopaj vergisi kesiliyor. Yani üreticinin eline net 76 kuruş geçmiş oluyor. Desteklemeden verilen hibe para gelir değil, o desteklemedir. Sen çiftçiyi teşvik ediyorsun. Üreticiyi teşvik etmek lazım ki üretici pamuk eksin.”

“Dünyada pamuk endüstriyel ve stratejik ürün olarak kabul ediliyor, böyle olunca üreticiyi teşvik etmemiz lazım”

Çiftçinin desteğinin artırılması, mazot, gübre ve ilaçta verginin alınmaması gerektiğini söyleyen İskenderoğlu, “Biz ilaçta KDV’nin, mazotta KDV ve ÖTV’nin, elektrikte de TRT payının kaldırılmasını istiyoruz. Sadece üreticiye’Git pamuk ek, ben sana 80 kuruş pamuk için destek veriyorum’ demekle olmaz bu iş. Şimdi pamuğun ülke ekonomisine ciddi bir katma değeri var. Dünyada pamuk endüstriyel ve stratejik ürün olarak kabul ediliyor. Böyle olunca üreticiyi teşvik etmemiz lazım. Önce üretici birlikler ve büyük kuruluşlar devlet tarafından desteklenmesi lazım. Devlet bu üretici birliklere 10 yıllık faizsiz kredi verebilir. Devlet destek verdiği bu birlikleri hem destekleyecek, hem de denetleyecek. Ayrıca SGK’da indirim istiyoruz. Devlet, üretici birliklere destek olacak ki üretici birlikleri de çiftçiyi desteklesin. Devlet bu anlamda birlikleri destekleyecek ki, birlikler de üreticiyi destekleyip, üreticilerin de dünyadaki diğer ülkelerdeki çiftçilerle rekabet etmesi için çabalayacak. Birlikler üreticiyi desteklediği zaman üretim alanları daha da artacak, böylecerekoltemiz yükselmiş olacak.” şeklinde konuştu.

“Üreticilerimiz devletten biçer hibesi istiyor”

Pamuk üreticisinin hasat toplamada işçi bulamadığını ifade eden İskenderoğlu, “2017 yılı için yaklaşık olarak 750 bin ile 850 bin ton arasında rekolte Türkiye genelinde bekleniyor. Bu rakam Türkiye için azdır. Bu oranın yaklaşık üçte biri kadarını kendimiz üretiyoruz, üçte ikisini de ihraç ediyoruz. Pamuk alanları artığı zaman üreticiye yeterli destek ve teşvik verildiği vakit üretim alanlarımız artacak, pamuk ekme alanlarımız arttığı zaman dışa bağımlılıktan kurtulmuş olacağız. Pamuk üreticilerinin pamuk toplamada işçi sorunu var, onun için üreticilerimiz devletten biçer hibesi istiyor. Devletten en büyük talebimiz yüzde 50 hibeli pamuk biçeridir. Pamuk biçerinin pamuğu da kalitelidir. Baz olarak yüzde 41-42 randıman çıkıyor. Öyle olunca pamuk fiyatları yükselmiş oluyor. İşletmeler kolay çalışmış oluyor. Şimdi elle toplanan pamuk kirli oluyor. Makineli hasatta hem kaliteli bir pamuk çıkmış oluyor, hem çoğu üretici işçi bulamadığı için pamuk ekemiyor. Çiftçimiz bütün pamuk masrafını yapıyor, pamuğu yetiştiriyor, pamuk geliyor tam toplama zamanına ama işçi yok, pamuk toplam makinesi yok. Pamuk üreticisi para kazanmasa bu işi yapmaz. Pamuk şatafatlı bir iştir, masraf istiyor. Girdi maliyetleri çok yüksek ve en büyük sorun pamuk toplama sorunu toplamada işçi problemi var toplayamıyoruz ve işçi ile de topladığımız zaman pamuk kirli ve kalitesiz oluyor. Kalitesiz olduğu zaman da fiyat da düşüyor. Yüzde 32 randıman ve 41-42 randıman arasında yaklaşık 60-65 kuruş fark var. 65 kuruş zaten üreticinin bütün masrafı onun için pamuk hasat makinesi istiyoruz.” diye konuştu. (M. Hüseyin Temel, Mehmet Çelik – İLKHA) 
















































 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.