7 aylık maratonunu tamamlayan ve raporunu Meclis başkanlığına teslim eden TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun başkanı Nimet Baş, 12 Eylül’de 25 bin kişinin komşusunu ispiyon ettiğini söyledi.
Nimet Baş, Habertürk'ten Saliha Çolak’a yaptığı açıklamada, kendisini en çok şaşırtan şeylerden birinin TSK'dan uzaklaştırma kararlarındaki keyfilik olduğunu belirtti.
"Allah yazısı, ‘İçeriği dini bulunduğundan el konulması’ diye yazıyordu. Rüveyda ismini koyduğu için, eşi Atatürkçü Düşünce pikniğine katılmadığı için, bazen ‘Maşallah’, ‘İnşallah’ dediği, çaktırmadan cumaya gittiği için" ordudan atılanlar olduğunu vurgulayan Baş, darbelerin en ağır etkisi konusundaki bir soruya şu cevabı verdi:
"12 Eylül ile birlikte büyük bir kırılma yaşandı. Espiyonaj, muhbirlik mekanizmaları kuruldu. Parlamentoda ihbar komisyonu kuruldu. 25 binin üzerinde insan komşusunu, akrabasını ispiyon etti. Biz bunların belgelerini aldık; ‘Onda kitap var, bunda silah var, falanca komünist’ diye. Darbelerin verdiği en büyük hasar toplumun birlik-beraberlik duygusunu zedelemektir. Ahlaki bir çöküntüdür bu. O nedenle ‘Şu daha büyük’ diyemiyorum. 28 Şubat’ta hepsinin toplamını yaşadık. Aynı ihbar düzeneği sürdü. 1 milyon 600 bin insan fişlendi."
Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nun raporunda, TSK'dan tasfiye sürecinin 28 Şubat MGK toplantısının hemen öncesinde ve hemen sonrasında, yoğunlaştığı vurgulandı.
Raporda irticai faaliyetler gerekçesiyle 8 vakfın mallarına el konulduğu, bunlardan en büyüğünün ise Milli Gençlik Vakfı olduğu ifade edildi