2014’te ekonomide en çok cari açık konuşulacak

Abdulhalim SEÇKİN

2010’da milli gelirin yüzde 10’una kadar yükselen cari açığı kontrol altına almak için uygulanan “yumuşak iniş” politikaları etkisini gösterdi. 2012’de yüzde 02.02.2013’te yüzde 3-4 büyümesi beklenen cari açık artışı yavaşladı. Açığın milli gelire oranının yüzde 7,1’e düşürülmesi hedefleniyor. Ancak bu oran dahi riskli ve daha ileri adımların atılması gerekiyor.

Cari açığı olumlu ve olumsuz etkileyen kimi iç ve dış faktörler vardır.

2008 küresel krizi sonrası artan parasal genişleme politikalarının sonuna yaklaşılırken, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu cari açığı yüksek ülkeler, fon alma sıkıntısı ile karşılaşabilir. Bu da cari açığı olumsuz etkileyecektir.

Amerikan ekonomisi 2014 yılında yüzde 3 civarında büyüyebilir. Bu düzeydeki bir büyüme parasal genişlemenin yavaşlatılması olasılığını hep canlı tutacaktır. Uluslararası likiditedeki artış giderek yavaşlayacak. 2013 yılında bu durumun mini tecrübesini yaşadık; likidite kısılmadığı halde yakın zamanda kısılma riskinin ortaya çıkması dahi tüm gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de çıkışlara sebep oldu. Bu da tahvil fiyatlamasını değiştirdi ve faizler yükseldi.

Küresel likiditedeki oynaklıklar, uluslararası yatırımcıların daha seçici hale gelmesine sebep olabilir. Uluslararası yatırımcılar seçici oldukları sürece, bizim gibi cari işlemler açığı ile büyüyen ekonomiler daha az tercih edilebilir.

2014’ün en önemli riski Fed’in parasal genişlemeyi azaltmaya başlamasıyla küresel piyasalarda yaşanabilecek türbülanstır. Böyle bir konjonktürden en çok etkilenecek ekonomilerden biri de Türkiye ekonomisidir. Çünkü cari açığı yüksek ve bu açığı ağırlıklı biçimde sermaye hareketleriyle finanse ediyor. Türbülans ya da Fed’in parasal genişlemeyi azaltmaya başladığı ortam da küresel risk iştahı azalacağı ortamdır. Bu durumda Türkiye cari açığını kendisi azaltmak durumunda kalacak ki, bu da yumuşak iniştir ya da piyasa mekanizması içinde sert kur yükselişi, ekonominin daralması, finansal stresin artması yoluyla olacak ki, bu da sert iniştir. Ekonomi yönetiminin tüketimi, özellikle de ithal tüketimi sınırlama yönünde attığı adımlar yumuşak iniş içinde değerlendirilebilir.

 Fed’in parasal genişlemeden çıkması kadar ardından başlayacak “parasal normalleşme” çağı da dolar ve ABD tahvil faizlerini yukarı iterek sıcak paranın bu varlık sınıfını terk etmesine neden olabilir. Gelişmekte olan Piyasaların (GOP) son 10 yılda sergilediği fevkalade performansın büyük ölçüde düşük faizler ve genişleyen borçlanma imkânlarından kaynaklandığı artık kabul edildi.

Avrupa, özellikle Euro Bölgesi ekonomileri 2014 yılında da debelenmeye devam edecek gibi görünüyor.  Bu da ticaret kanalı üzerinden Türk işletmeleri ve büyümesini menfi etkileyebilir.

P5+1 ülkeleri ile İran arasındaki anlaşmanın devam etmesinin cari açığı azaltmaya etkileri olacaktır. Çünkü bu anlaşmanın devamı enerji ve petrol fiyatlarını dengede tutacaktır. Anlaşmasının devam etmesi bu anlamda önemlidir. Enerjide dışa bağımlılık cari açığın temel unsurlarından biridir. Türkiye birincil enerji kaynakları bakımından yüzde 72 oranında dışa bağımlıdır.  Enerji ithalatı cari işlemler açığındaki en önemli kalemdir.  Eylül ayında 12 aylık enerji ithalatı, 56,9 milyar dolar ile cari açığın neredeyse tamamına denk gelmektedir. 

Yerli, yenilenebilir ve aynı zamanda çevre dostu enerjiler üzerinde çalışmaların devam ettirilmesi ve hızlandırılması, bu yöndeki özel sektör yatırımlarının teşvik edilmesi cari açığı düşürebilmek için önemlidir.

Faizli işlemler hala ülke ekonomisinin sırtında bir kamburdur. 2014 yılında bütçe giderlerindeki, faiz giderlerinin 52 milyar lira olarak belirlendiğini düşündüğümüzde, durumun vahameti daha net görülür.  Faiz giderlerinin var olan güçle düşürülmeye çalışılması cari açığı düşürmede etkili olacaktır.

2014 yılının seçim yılı olması nedeniyle dikkatlerin ekonomiden çok seçime kayması ve seçim harcamalarının cari açığa olumsuz etkileri olacaktır.

Güven ortamının sağlanması uluslararası yatırımcıların ülkemize olan ilgisini artıracaktır.

Komşu ülkelerin siyasi istikrara kavuşması dış ticaret dengelerini olumlu yönde etkileyecektir.

Kredi kartı kullanımı ve aşırı tüketime yönelik sınırlamaların getirilmesinin cari açığı düşürmede olumlu etkisi olacaktır.

Selam ve dua ile Allah’a emanet olun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.