31. Yıl dönümünde Hama Katliamı

Mehmet ŞENLİK

Tarih 2 Şubat 1982’yi gösteriyordu. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esat’ın Babası Hafız Esad, Suriye’nin üçüncü büyük şehri Hama’da çok vahşice bir katliama imza atarak Müslüman Hama halkını çok acımasız ve vahşice bir kıyımdan geçirdi.
Hafız Esad’ın kardeşi ve zamanın Genelkurmay Başkanı Rıfat Esad, Şubat 1982′de bir gece vakti havadan ve karadan saldırı düzenleyerek dört yandan Hama’yı kuşatmaya aldı. Suriye Ordusunda görevli olup da harekâta katılmak istemeyen askerlerin çoğu anında idam edildiler. Özel Kuvvetlerden oluşan Harekâtı, doğrudan Genelkurmay Başkanı Rıfat Esat yönetiyordu. Önce havadan şehir merkezine bombardıman yaptı, daha sonra topçu ateşi ve ağır silahlarla gelişi güzel ve bütün şehri ateş altına alarak toplu idamlara başladı. Nihayet 27 günde onbinlerce insanı katlederek büyük bir katliam gerçekleştirdi.

Harekâtın amacı, Müslüman Kardeşler (İhvanı Müslimin) Teşkilatı’nın, Esat’ın zulmüne, iğrenç uygulamalarına karşı başlattığı ayaklanmayı bastırmaktı. Bu şehrin yok edilmesinin tek nedeni, burada Müslümanların çok güçlü olması idi. Zira burada Esad’a karşı oluşmuş güçlü bir muhalefet ve cihad ruhlu Müslümanlar vardı. Bu ise, Esad ve avarelerini iyice korkutuyor, rahatsız ediyordu.

Kuşatma 27 gün devam etti. Hama Şehri adeta bir harabeye döndü. Suriye ordusu, yıkılmış binaların içinde saklanan direnişçileri öldürmek veya ortaya çıkarmak için zehirli gazlar kullandı. Buna rağmen hala direnişçiler yerlerinden çıkmıyorlarsa bütün binayı topçu ateşine tutarak içindekilerle birlikte yerle bir ediyorlardı.

Katliam sırasında yaklaşık 40 bin Müslüman vahşice katledildi. Uluslararası Af Örgütü’nün verdiği rapora göre, katliamda öldürülenlerin sayısı 10 bin ila 25 bin arasında tahmin ediliyor. Yerel kaynaklar, ölü sayısının 40 bine kadar çıktığını dile getiriyor. Suriye İnsan Hakları Örgütü’nün verdiği rakamlara göre ise, ölü sayısı 30 bin ile 40 bin arasında. Ayrıca olaylar sırasında 30 bine yakın sivilin kaybolduğu Hama katliamından sonra 100 binden fazla kişinin tutuklandığı ve 800 bin kadar Suriyelinin ülkeyi terk etmek zorunda kaldığı söylenmektedir. O zamanlar, Esad’ın zulmünden kaçıp Türkiye’ye sığınan Sünni Müslümanlar, Hatay İli Samandağ ilçesinde Türk Askerlerinin ayaklarına kapanarak şöyle yakarmışlardı: ”Şam komutanına secde etmedim, ama senin ayaklarını seve seve gözyaşımla yıkarım.”

Ne hazindir ki, zulümden kurtulduğunu zanneden zavallı mülteciler; Suriye’nin inanmayarak yaptığı iade teklifine, 12 Eylül Yönetimi olumlu cevap vermiş ve kendilerine sığınan mültecileri Esat yönetimine teslim etmiştir. Sınır Kapısında teslim sırasında “Bizi Esad’a vermeyin” diye bağıran mülteciler, hayal kırıklığına uğramış ve kaçma girişiminde bulunarak intihar etmişlerdir.

Tarih 2013 ve yine bir Esad… Yine katliamlar yine tehcirler… Yine kan, gözyaşı ve yine yıkım… Bu defa bütün bir Suriye Hama ve bütün ülke kan gölü. Ancak bu defa karşılarında farklı bir Türkiye var! Hiç olmazsa gelen mültecileri barındırıyor, Evren gibi eli kanlı baasçılara iade etmiyor.

Esat ailesinin saltanatı kuruldu kurulalı, başka bir tabirle Baas rejimi geldiği günden beri Suriye’de zulüm aralıksız devam etti; çok kan akıtıldı ve çok büyük katliamlar gerçekleştirildi. Halen Suriye’de ayakta kalan Müslümanlara yaşatılan zulüm, baskı ve işkence taktikleri, bir zamanlar Stalin’in Rusya’daki uygulamalarını akla getiriyor. Basit suçlamalarla uzun süre belirsiz mekânlarda hapishanelerde tutmak gibi sindirme politikaları ve infaz mangaları akıllara durgunluk veriyor. Bir kerecik olsun Baas Partisinin aleyhinde konuşanların vay haline! Sırf mahkûm ailelerine yardım ettiği veya ziyaret ettiği için zindanlarda ömrü çürütülen ve sağ olup olmadığı bilinmeyen Müslümanların haddi hesabı yoktur.

Sözün kısassı; Suriye’de Baas Rejimine karşı çıkmak suç olduğu gibi, bir kere olsun suçlu ilan edilen, insanlarla arkadaşlık etmek veya sahip çıkmak da suçtur. İşte Esat Ailesi ve Baas Rejiminin cibilliyeti... Ve geride bıraktıkları enkaz…

Şimdi birileri, hala Beşşar Esat’la işler tekrar yoluna girsin, görüşmeler yapılsın, diyalog yolları aransın diye düşünenlere sormak lazım! Esat Ailesinin geçmişte bıraktığı bu enkazdan haberiniz var mı? Eğer varsa Suriye Müslümanlarının vicdanını incitmeyecek hangi kelimelerle bunu izah edebilirsiniz. Yok, beyler yok! Beşşar, Baas rejimiyle birlikte gitmeli ve yaptıklarının hesabını da vermelidir. “Sakın zalimlere meyil etmeyin yoksa ateş size dokunur.” (Hud: 113) Fiemanillah

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.