Atabek Projesi ve Camiler

Muhammed Ali AKAY

Malumunuz Selçuklu gibi devletlerde şehzadelere dini ve idarecilik eğitimi veren kişilere atabek denirmiş. Atabekler şehzadeleri küçükten itibaren yetiştirir, faydalı kişiler olmalarını sağlarlarmış. Bu gelenek, birçok devlette vardır. Mesela Osmanlılarda da bu Atabek'lere “lala” denirmiş.

Gaziantep İl Müftülüğü, 2014'ten beri uygulamaya koyduğu Atabek ve Nine Hatun Projesi ile İmam- Hatipli erkek ve kız öğrencilerin bizzat sahada eğitim görmelerini sağlayan bir proje üretti. Yaşayarak öğrenme buna denir herhalde. Bu projeyi başka şehirlerimize de ihraç eden il müftülüğü; projenin çok faydalı olduğunu, gençlerin camileri süslediğini belirtiyor. Birçok imam, gönüllü olarak bu projeyi destekliyor. Yine; İmam- Hatipli öğretmenler ve yöneticiler de liseli öğrencileri camiye teşvik ediyorlar. Allah bu projeyi hazırlayan, uygulayan ve proje kapsamında camilere gidip gelen gençlerimizden razı olsun.  

Nine Hatun Projesi ile kız öğrencilerin Kur'an kurslarında uygulamalı eğitim almaları sağlanıyor. Bu iki proje vesilesi ile hem gençler tecrübe kazanıyor hem de imamlarımız ve Kur'an kursu hocası hanımlar gençlerle daha hayırlı hizmetlere vesile oluyorlar.

Özellikle Atabek Projesi ile cami cemaatleri genç imamlarla, müezzinlerle karşılaşmanın sevincini yaşıyor. Gerçekten de çok güzel bir duygu… Liseli bir öğrencinin veya bıyığı daha yeni terlemiş bir gencin, o günahla kirlenmemiş saf ve temiz ağzından Kuran'ı işitmek, gerçekten de müminlere zevk veriyor.

Bu projeyi, aslında Diyanet İşleri Başkanlığı İmam Hatip liseleri ile bir mutabakata varıp daha kapsamlı ve resmi hale getirmelidir. Yani İmam- Hatip öğrencileri camide Allah'ın evlerinde yetişmeli ve eğitimin mesleki boyutu olarak tanımlanan İmam- Hatiplik kısmını camide tamamlamalıdır. Hatta İlahiyat Fakültesi öğrencilerini de camilere getirtecek projeler hazırlanmalıdır. Bu vesile ile 28 Şubat süreci ile camilerden uzaklaştırılan gençlik yeniden camilerle ihya olmalıdır.

Bazı şehirlerimizde de İmam- Hatipli gençlerin öncülüğünde, mahalledeki caminin derneği bünyesinde;  gençlik kolları kurularak, gençlik camiye teşvik ediliyor. Malumunuz hemen hemen her caminin bir de derneği var.

Aslında her şey imamlarımızın yetenek ve kabiliyetleri ile alakalıdır. Gerçekten de cami ve imkanları çok fazladır. Asr-ı saadetteki gibi sosyal bir hizmet alanına dönüşmesi gereken camilerimiz ne yazık ki asli fonksiyonunu bir türlü icra edemiyor. Ama 15 Temmuz gecesinde camiler inşallah aslına rücu edeceğini gösterdi. Toplumumuzda cidd bir değişim isteyen vicdan sahibi herkes, camilerimizin topluma hizmet etmesini sağlamaya çalışmalıdır. Sadece namaz kılınan bir mekân olarak kalmamalı, Allah resulünün kullandığı gibi birçok hizmet alanında merkez haline gelmelidir.

Tabi bütün yükü Diyanete ve imamlara bırakmak haksızlık olur. Bu konuda İslami duyarlılık sahibi her vatandaşımız, mahallesindeki cami derneğine üye olmalı ve camisinin insanların hidayetine vesile olma derecesini arttırma çabası içine girmesi gerekir. Özellikle İslami sivil toplum kuruluşları kendilerini camiden, Diyanetten bağımsız görmemeli ve bu konuda camilere ve diyanete birikimleri ile yardımcı olmalılar. Bu vesile ile cemaat, dernek, vakıf taassubu da inşallah yok olacaktır.

Malumunuz İslami STK'lar her geçen gün çoğalıyor. İnsan buna seviniyor; ama bir yandan da bu STK'ların sadece kendi kurumlarını ayakta tutma yarışına girmeleri insanı üzüyor. İslami STK'lar çoğalsın; fakat İmam- Hatip Liseleri, camiler ve Kur'an Kursları ve Diyanet unutulmasın. Bu kurumlar geliştirilmeli ve toplum içindeki etkileri arttırılmalıdır. Ve ülkemizdeki bütün İslami camiaların birleştiği mekânlara dönüşmelidir. Unutmayalım ki her şeyden önce biz Ümmet-i Muhammed'iz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.