Bacımın Örtüsü Batmakta Rezilin Gözüne

Esra GÜLŞAHİN

Durmadan yeni bir hakaret mi üretiyorsunuz? Sahi insanlığınızın son kullanma tarihi geçmişti. Siz üretin, biz de cahilliğin aynasını yüzünüze tutacağız aşkla.

---

Neyden mi bahsediyorum? Zıvanadan çıkan, ne yaptığını bilmeyen cahilliğin resmini sergileyen şu İslâm düşmanları yine İslami değerlere saldırdı. İslami değerlerin etrafında dönüp duruyorlar. Bu, sevgilerinden olmadığına göre korkularından kaynaklanıyor. Üzgünüz, bu korkunuz kıyamete kadar sürecektir ve hazmedemediğiniz İslami değerler de her açıdan varlığını devam ettirecektir!

Öfkemi kalemimin mürekkebi yaparken, size laf yetiştirmek derdinde değilim. Sadece İslami değere yaptığınız hakaret açısından cahilliğinizi gün yüzüne çıkarıp safımı ve savunduğum değeri ayyuka çıkarma niyetindeyim.

Değerli İslami şiarımız olan çarşafa yapılan bu üçüncü cahillik teşebbüsünüz ve daha önce en sevgilimiz olan Peygamberimiz'(a.s)e yapılan çirkince davranışınız artık değil yüzünüzü iki yüzünüzü de yeterince açığa çıkarmıştır. Biz sizi yeterince ve derinden anladık rahat olun. Bu neyin göstergesidir biliyor musunuz? Bu alayınızın cahilliğinin aslında portresini çiziyor. Kendinizle olan dalganız kutlu olsun!

Biz bu siyahiliğin içinde o kadar izzetli, İslâm düşmanlarının canını sıkmaktan o kadar mutluyuz ki; bu yapılan hakaret aslında bizi daha çok tesettürümüze bağlıyor. Ve canınızı sıktığımızı bilip daha çok mutlu oluyoruz! Bacımın örtüsü bu kadar korkutuyorsa sizi, biz sevincimizi daha çok bu örtü davetini çevreye yayarak yaparız. Ki bu korkunuz sizin ödünüzü patlatıp sona yaklaştırsın.

Dibine kadar cahillik kusarken, siz aslında kendinizi yakıyorsunuz. Eşitlik, özgürlük, kadın hakları inancıyla yürüdüğünüzü söyleyen sizler aslında sözle- yaşantının dağlar kadar farkını yansıtıyorsunuz. İnandığınız fikri nasıl da çelişkiye uğrattığınız bile… Bizle uğraşmanızdan besbelli.

Özgürlüğü öldürmeyi sevenler, düşünceye olan saldırıyı en derinden yapanlardır. Katillikle de somut öldürme işlemi yaparlar ki nerden tutacağınızı bilemezsiniz. Yani fikirlerinizle de eylemlerinizle de her tarafınız bozuk, döküntü, çirkef!

Çarşafa bürünmek içteki şeytanı yenmekle bitmiyor, dışardaki insi şeytanlara karşı da uyanık olmayı gerektiriyor. Ama inanın dışardaki insi düşmanların kinlerini gördükçe biz içimizdeki düşmanı daha kolay yeneceğiz! Yeter ki birilerini rahatsız etmiş olalım, birilerini korkutmuş olalım.

Uğraşacağınız başka bir şey yok mu?! Siz bunu çok kafaya takmış durumdasınız, fakat dikkat edin o kafa bir gün sizi cehennem ateşi kuyularına yuvarlayacak. Değerlerimizin içine daldırdığınız o çirkin fikirleriniz sizi gittikçe ‘son'a yaklaştırıyor.

Hakaretleriniz bizim değerlerimizi lekeleyemeyecek kadar ucuzdur. Ve satın alınamayacak kadar sahiplendiğimiz bir inancımız var. Bu durumda en büyük hakareti kendinize yapmış olacaksınız.

Şimdi başta şahsıma dâhil tüm Müslüman bacılarıma sesleniyorum. Biz onları daha da kahredebiliriz. Ya da yaptıkları hakaretin zerre miskalini umursamadığımıza dair ‘ses' getirip çarşafımızın ‘çığlığı' olabiliriz. Öyle bir çığlık ki fikirleri sağır olsun ve bir daha teşebbüs etmeye cahillikleri olmasın!

Madem uğraştıkları tesettürdür ve madem korkuları bundan dolayıdır, o halde bu tesettürün güzelliğini anlatmak için ve kardeşlerimize tavsiye etmek için daha çok uğraş vermeli ve onların kinlerini kursaklarında bırakmalıyız. Kinleriyle gebersinler demiyorum, çünkü zaten onlar ölmüşler. Yaşayan, sadece cahillikleri kalmış.

Çarşafı ‘esaret' olarak gören sizler, önce kimin kölesi olduğunuza bir bakın. Kimin boyunduruğu altına girip hangi cahillik zincirlerini yaşantınıza geçirdiğinizi görün. Siz dert etmeyin. Biz tesettürümüzle özgürlüğün alasını yaşayıp, size bu özgürlüğün faturasını onur ve de izzet olarak sergiliyoruz. Siyahiliğimizin azadeliğine hayranken, siz nefsi esirliğin halini yansıtıyorken ne ‘esaret' kelimesini bağdaştırmaya ne de konuşmaya hakkınız var. Sizin fikri inancınız sizeyken, bizim fikri inancımız bize. Biz fikrimizin arkasında sımsıkı dururken, sizler daha savunduğunuz fikrin(özgürlük-eşitlik) yanından geçemiyorsunuz.

Hani bir dizesi vardır Mehmet Akif'in. Ne kadar söylense de güncelliğini yitirmiyor. Ve tercüman olacak kadar büyük anlam taşıyor. Onunla yazımızı noktalayalım.

‘Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne

Acırım tükrüğe billahi tükürsem yüzüne.'

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.