Bangladeş’te seçim tiyatrosu

Hasan SABAZ

Bangladeş’te bir tiyatro oyununa dönen seçimler yapıldı.

Muhalefet partileri, seçimleri boykot ettikleri için katılım bir hayli düşük oldu. Bazı seçim bölgelerinde hiç oy kullanılmadığı tespit edildi. Halk Partisi “şaka gibi” bir zafer kazandı.

Şeyh Hasina için bunun bir önemi yok. İnsanlarla alay edercesine “Boykota rağmen bazıları oy kullandı” şeklinde açıklama yaptı Hasina’nın sözcüleri.

Seçimler sırasında 20’den fazla kişi öldü.

Gözlerini iktidar hırsı bürümüş olan Hindu maşası Halk Partisi, ordu ve polis desteğiyle zulmüne devam edecek.

Ortadaki traji-komik tabloya küresel güçlerden ses çıkaran yok!

Irak ve Afganistan’ı işgal ederken “Halkı diktatörlerden kurtaracağız” diyen emperyalistler…

Baskı gören hareket İslam dünyasının en mutedil hareketlerinden olan Cemaati İslami olduğu için emperyalistler sözle bile olsa zalime karşı bir tepki ortaya koymuyorlar.

Tekfircilikten, mezhepçilikten, aşırılıktan uzak bir hareket, daha tehlikelidir zalim dünya düzeni için.

Aşırı uçların olması ve sürekli birbirleriyle çatışması her zaman işlerine gelir.

Halkın dilini bilen, inanç köklerine saygılı, geçmişiyle barışık ve İslamî oluşumlar için keskin bir dil kullanmayan hareketlerin her zaman topluma verecekleri daha fazla şey vardır.

Cemaati İslamî yer yer tıkanmalar yaşamışsa da âlimlerinin ve önderlerinin çabasıyla bunları aşmıştır. Merhum Mevdudi’nin eserleri İslam dünyası için önemli bir birikimdir. Eleştirilere açık olması ve İslam kültürüne duyduğu derin saygı, hareketin önünü açmış ve her yerde eserleri faydalanılacaklar kategorisine alınmıştır.

Bangladeş’te bir süredir yaşananlar bu önemli birikimi boğma ve yayılmasını engelleme çabasıdır. Şeyh Hasina ve avanesi hizmet ettikleri şer odaklarının onlardan ne istediğini iyi bilmektedirler. Amaç Cemaati İslamî’yi terörize ederek İslamî çalışmaların önünü tıkamak, şiddetten ve kinden beslenen, söyleyecek sözü olmayan solcu grupların önünü açmaktır. Geçen sene solculara ait internet sitelerine İslam’a hakaret içerikli yazılar yerleştirilmiş, buna karşı milyonlarca insan protesto gösterileri düzenlemişti. Bangladeşli Müslümanların canları pahasına o alçakça saldırılara karşı durması rejimi ürkütmüş ve başka yolar denemeye karar vermişlerdi.

Abdulkadir Molla’nın ihanetle suçlanarak şehid edilmesiyle İslam alimlerini itibarsızlaştırma yoluna gidildi. Ama Allah’ın izniyle tuzakları başlarına geçti. Aziz şehid Abdulkadir Molla, yiğitçe yürüdüğü şehadet yolunda ümmete çok önemli bir mesaj verdi. Yakınlarına şunları söyledi: “Ben kesinlikle masumum. İslamî harekete mensup olduğum için öldürülüyorum. Şehitlik herkese ihsan edilmiş bir kader değildir. Yüce Allah bana şehidlik nasip ederse, kendimi en şanslı olarak düşünürüm. Şehidlik hayatımın en büyük başarısı olacaktır. Benim kanım İslamî hareketi ayağa kaldıracak ve otokratların sonunu getirecektir.”

Abdulkadir Molla, sadece Cemati İslamî’nin değil ümmetin şehididir.

Şu sözleri nasıl sağlam bir inanca sahip olduğunu net olarak göstermektedir.

‘’Suçum Allah’tan başkasına kulluk etmemekti... Bize kulluk et dediler, ben de asın dedim’’

Zalim yöneticiler döktükleri kanda boğulacaklardır.

Ne Sisiler ne Hasinalar ne de diğer zalimler ellerindeki makamlara güvenmesinler.

Hile ve tuzakları ile nereye kadar gidebilirler ki…

İplerini ellerinde tutan kuklacılar tepetaklak olduğunda kaçacak delik arayacaklardır.

“Hani o inkâr edenler, seni tutuklamak ya da öldürmek veya sürgün etmek amacıyla, tuzak kuruyorlardı. Onlar bu tuzağı tasarlıyorlarken, Allah da bir düzen (bir karşılık) kuruyordu. Allah, düzen kurucuların (tuzaklarına karşılık verenlerin) hayırlısıdır.” (Enfal:30)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.