Batman Eğitim Modeli

Halime GÖNÜL

Kalemi elime aldım, Ramazan orucuyla ilgili birkaç satır karaladım, tekrar vazgeçtim.

Çünkü benim aklımda kalan ve gönlümden geçen, gurur verici olan o fotoğraf karesiydi.

Tevazu ve sadelik kokan teşekkür hassasiyeti, tavizsiz bir fotoğraf karesi…

Eminin ki birçok kardeşimiz o tabloyu gördükten sonra gayr-i ihtiyari bir tebessümden sonra dudaklarından dökülen, elhamdülillah sözleri olmuştur.

Kim bilir, belki içimizde sevinç gözyaşları dökenler ve şükür secdesine kapananlar bile olmuştur.

Kimlerden mi söz ediyorum!

Batman’da icazet alan âlimelerimizden…  

Gönül isterdi ki Nisanur dergimiz bu konuya öncelik verip kardeşlerimizden ve onları eğitim sürecinden uzun uzun söz etsin.

Belki de yetişmedi.

İnşaallah bir sonraki sayıda fırsatını bulunur.

Onlarla röportaj dahi yapılarak konu genişçe işlenir.

Bu tablo; yıllarca eğitim ve hizmetle uğraşan ve bu yolda emek sarf eden kardeşlerimizin özlem duyduğu bir tabloydu.

Yıllarca eğitim alanında ezikliğini ve eksikliğini hissettikleri bir tablo...

Böyle bir tablo, hep onların hayallerini süslemiş; ama şartlar ve ortam buna elverişli olmamıştı.

Kardeşlerimizden; siyer, akaid, risale, ahlaki konular, hadis, Türkçe dersi vs. konularda uzmanlaşan vardır.

Ama Arapça’ya gelince hep kanayan yaramız ve tıkandığımız nokta olmuştur.

Bunun içindir ki; icazet alan âlimelerimizin başarısı karşısında duygulanmamak mümkün değildir.

Yıllardır Arapça eğitim vermekle kendilerinden söz edilen eğitim kurumlarına yönelik bir araştırma yaptığımızda, bayanlara yönelik böylesi bir başarıyı görmek mümkün değil.

Uzun süren eğitim sürecinden sonra geriye kalan Arapça ‘ya karşı bıkkınlık ve şevklerin kırılmasından başka bir şey olmamıştı.

Bir diğer konuda; medrese eğitimi denilince aklımıza gelen klasik medrese usulü olmuştur.

Sadece dil eğitimi verme anlayışına dayalı olan eğitim.

Üstad Bediüzzaman’ın deyimiyle öğrencilere “men rabbuke” denilince cevapları, sadece “ men mübteda; rabbuke onun haberi” olur; denilen ruhsuz eğitim...

Klasik medrese usulünde yıllardır hep aynı döngü etrafında dönülüyor.

Sadece ezbere dayalı bir eğitim sistemi...

Nihayetinde âlimelerimizle bu geleneği bozduk.

Fıkıh, tefsir, yanı sıra siyer, hadis, Risale, Adap vs. konulara yer veriliyor.

Arapça’yı bir bilgi yığını olarak değil, o bilgiyi mükemmel şekilde kullanmayı öğreniyorlar.

Yani aldıkları anahtarlarla ilmin deryalarına dalıyorlar.

Bizim temennimiz ve beklentimiz; her bölgede aynı metodun takip edilmesi ve uygulanması için işin ehli olan hocalarımızın bir an evvel vakit kaybetmeden harekete geçmesidir.

Çünkü böylesi müjdeli bir haberden sonra birçok genç kardeşimizi gözleme imkânımız oldu.

Hepsinin gözlerinde bir umut, bir güven ve sevinç vardı.

Batman eğitim modelinin, ileride daha da gelişeceğine, daha da pratik ve çekici  hale  geleceğine inanıyorum.

Zaten genç kardeşlerimizin hayallerini çoktan süsledi bile.

Birçoğunun amacı, daha fazla vakit kaybetmeden böylesi bir eğitim sürecinden geçmek ve eğitimlerini tamamlamaktır. 

Emeği geçen herkesten Allah razı olsun.  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.