Bizim binada bir bayan vardı…

Mehmet GÖKTAŞ

Biliyorum, böylesi politik bir kapışmanın ertesinde herkes onun değerlendirilmesi üzerine yoğunlaşacak, bizim konumuz bilmem kaç kişinin ilgisini çekecek ama biz yine görevimizi yapalım, söyleyeceklerimizi söyleyelim.

İslami bilgisini az çok geliştirmiş, Kur’an okumasını bilen, düzenli bir ibadet hayatı olan birçok bayana bu seviyeye nasıl geldiğini sorduğunuzda;

“Bizim binada bir bayan, bir hocanım vardı, elhamdülillah benim böyle olmama vesile oldu…” cevabını almışsınızdır.

Önceki yazımızda çocuklarımızın yaz tatilini mutlaka camilerde değerlendirmesini tavsiye etmiştik, kaldığımız yerden devam edelim.

Özellikle kız çocuklarımızın yaz tatilini verimli bir şekilde geçirmeleri için pilot evler ve bayanlardan yararlanılmasını şiddetle tavsiye ediyoruz.

Elhamdülillah bugün İslam adına kendilerini yetiştirmiş, gerek imam-hatip mezunu, gerek yüksekokul mezunu veya medreselerde yetişmiş sayısız bayanlarımız mevcut.

Bu bayanlarımız gerek kendi evlerinde gerek başka müsait bir evde sekiz on yavrumuza iki üç ay içerisinde çok şey verebilir.

Biz biliyoruz ki, her mahallede en azından bir imam kadar eğitim almış, kendisini eğitmiş kızlarımız, bayanlarımız mevcuttur ve bunlar derhal devreye girmelidir, yaz boyunca görevlendirilmelidir.

Evlerine alacakları sekiz on çocuğa ikindiye kadar müthiş bir eğitim verebilecekleri kanaatindeyiz ve hatta buna şahidiz.

Veliler olarak eğer bunun tadını alırsak, yaz tatilinden sonra, kışın öğretim dönemindeki Cumartesi ve Pazar günleri bile bunu devam ettirmek isteyeceğiz.

Bu çalışma, aynı zamanda nice hanım kardeşimize güzel bir iş sahası açacak, Allah Teâla’yı gazaba getirecek iş alanlarından kurtaracak onları.

İki üç ayda neler yapılamaz ki?

Çocuklarımız rahatlıkla Kur'an-ı Kerim okumasını öğrenebilirler, namazda okuyabilecekleri küçük surelerin hepsini ezberleyebilirler,

Rasûlullah Aleyhisselam'ın hayatını baştan sona güzel bir şekilde öğrenebilirler, Tevhidi öğrenebilirler, namazlarını en ince noktasına kadar öğrenebilirler.

Çocuklar öğle yemeği için kendi evlerine gitmemeli, burada yemelidirler.

Tabi, gerek yemek için ve gerekse kendisini ciddi bir şekilde tamamen bu işe verebilmesi için bu hocanım kardeşimize öğrenci velileri olarak ücret vermeliyiz.

Hocanımlarımız hemen kendilerine bir program, bir müfredat hazırlayarak bu işe girmelidirler.

Elbette kendilerine yakın İslami derneklerin, vakıfların binalarından da yararlanabilirler.

Ama bu işin ana eksenini vakıflar ve derneklerden ziyade evler ve hocanımlar oluşturmalıdır.

Sekiz on çocukla bir bir ilgilenmenin ne kadar verimli olduğu görülecektir.

Evet, meyveleri açıktan görünen bu “bizim binada bir bayan vardı…” zincirini şuurlu ve planlı bir şekilde çoğaltmalıyız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.