Çocuklarımızın kitaplarını şöyle bir karıştıralım

Mehmet GÖKTAŞ

Okulların açılıyor olmasıyla birlikte bakıyorum herkes eğitimle, öğretimle, müfredatla ilgili yazıyor ve konuşuyor. Son yıllarda defalarca değiştirilen eğitim sistemiyle ilgili o kadar yazan ve konuşan var ki. Şahsen bu konunun uzmanı olmadığım için biraz geriden ve sessizce izlemeyi uygun görüyorum.

Onun yerine çocuklarla birlikte kendimizin de aynı dersleri yenilememizi daha elzem görüyorum.

Evet, okulların açılmasıyla birlikte çocuklarımızın, torunlarımızın veya küçük kardeşlerimizin bazı ders kitaplarını gözden geçirmeyi ve bazı konuları okumayı şiddetle tavsiye ediyorum.

Önceden okuyup geçmiş olsak bile bu bilgileri yenilemek çok önemlidir. Onlar gibi sınava girecekmiş gibi değil de hiç olmazsa bazı bölümleri bir çırpıda okumamız gereklidir.

Hem kendi bilgilerimizi yenilemek hem de küçüklerle daha iyi iletişim kurabilmemiz için bunu yapmamız şarttır.

Sınıflarına göre bir tarih, bir coğrafya bilgimizi yenilemek ne güzeldir. Bu arada insanın biyolojik yapısını bir daha incelemek gerçekten bir zarurettir. Kalp nedir, beyin nedir, sinir sistemi nasıl işler, kan dolaşımı nasıl gerçekleşir, ciğerlerimiz, böbreklerimiz vs hangi fonksiyonları icra eder...

Evet, okulların açılmasıyla birlikte büyükler olarak küçüklerimizin kitaplarını mutlaka şöyle bir karıştıralım. Fizikten, kimyadan pratik olan bazı bilgilerimizi mutlaka yenileyelim.

Matematiğe gelince, bu konuda size fazla yüklenmeyeceğim, zaten matematik dersinden güç bela kurtulmuştuk.

Matematik dersine çalışmakta olan çocuğuna babası; “Oğlum matematikten çok bir şeyler öğrenmene gerek yok, dört işlemden çıkarmayı iyi öğren yeter” Niçin, diye sorunca babası;

“Toplamaya, çarpmaya gerek yok, ne ile neyi toplayacaksın, ne ile neyi çarpacaksın oğlum. Maaşı aldıktan sonra ödeyeceklerimizi teker teker düşmeyi yani çıkarmayı öğrenirsen yeter vesselam” demiş.

Benzer bir başka espriyle noktalayalım: Yine bir baba ve çocuk:

-“Baba, veli, evliye ne demek?” diye sorar çocuk;

- “Oğlum, Müslümanların en iyilerine,  Allah'ın sevgili kullarına veli denir”

-“Peki, biz onları nasıl biliriz, şimdi var mıdır veli?”

-“Velileri kerametleriyle tanırız. Elbette vardır, mesela ben o velilerden biriyim” deyince çocuk alaycı bir tebessümle gözlerini açar ve “Haydi o zaman bir keramet göster bakalım” der. Adam çocuğuna eline bir kalem kâğıt almasını söyler, sonra aldığı maaşı bir tarafa yazmasını, bir tarafa da aylık giderleri, ev kirası, doğalgaz, elektrik, su, telefon, mutfak giderleri, okul masrafları, servis ücreti, giyim kuşam, temizlik ürünleri ve daha ne varsa rakamlarla yazdırır ve sonra toplamasını söyler. Tabii kâğıdın diğer tarafına yazdığı maaştan bir hayli fazla çıkar. “Gördünüz mü oğlum babanızın kerametini?” der.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.