Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı konuşmasında, "İçlerinde hala 1974 öncesi katliamların özlemini çekenler bulunduğunu görebiliyoruz. Bunlar dürüst değil.
Güney referanduma hayır dedi Kuzey evet dedi. Ne oldu Avrupa Birliği'ne sesleniyorum. Siz sözünüzü tuttunuz mu? O zamanki toplantıyı izleyen Alman yetkili gördü işin gerçeğini de anlattı. Bunlarda dürüstlük yok, hep yalan hep yalan. Avrupa Birliği idari noktada Kuzey Kıbrıs'a desteklerini verecekti hayır vermedi. Bunların hayatı yalan üzerine kurulu dürüst değiller. Geçen gün beni arıyorlar söyledikleri şu: Duydum ki ayın 20'sinde Kuzey Kıbrıs'ta konuşma yapacaksınız. Herhâlde orada rahatsızlık verici konuşma olmaz. Bunun için herhâlde sizden izin alacak değiliz. Şimdi bize cevap verecek konuşmayı da onlar yapacaklar. Varsın yapsınlar. Biz haklıyız, hakkımızı savunacağız.
Rumlar, Kıbrıs Türkü'nü azınlık olarak görme, eşitlik temelinde çözümü reddetme gafletinden bir türlü uyanamadılar. Rum tarafı gerçeklerden kopuk, maksimalist, samimiyetsiz ve şımarık yaklaşımını sürdürmekte ısrarcıdır.
KKTC halkının kanıyla canıyla kurduğu devletten vazgeçmesini bekliyorlar. Bu nobran tavrın hiçbir hükmü kalmamıştır. Bizden kimse geriye dönüş beklemesin.
Kimse iki devletli çözüm olmaz demesin. Rumların altında yaşamayı kabul etmeyi beklemesin. Kıbrıs diliyle diniyle kültürüyle farklı. İki devlet olduğu kabul edilmeden müzakerelerde ilerleme sağlanamaz. Bu tercihten öte zorunluluktur.
Artık Maraş'ta hayat yeniden başlayacaktır. Atıl durumda kalan bu bölge de huzurlu geleceğin sembolü olacaktır. Herkesin yararına yeni bir dönem olacaktır. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok, kimsenin de Kuzey Kıbrıs'ta olmasın.
Barış Harekatı'nın 47 yıl hazmedilemediği görülüyor. Değil 47, 147, 247 yıl da sürse Türkiye halkı bağımsızlığından taviz vermeyecektir. Onlara bir an önce buraya gelerek buradaki devleti tanımaları çağrısında bulunuyorum. Bunun dışında ne dışarıdan verilen mesajların ne de içerdeki girişimlerin bizim nazarımızda boş teneke gürültüsünden başka kıymeti yoktur. Türkiye ile Kuzey Kıbrıs kardeşliğini zayıflatmaya kimsenin gücü yetmez.
Mayıs ayında anavatanın suyunu Kuzey Kıbrıs'a ulaştıracak tesis açılışını yapmıştık. Gizli açık tüm baskı kısıtlamalara rağmen KKTC halkının özgüvenini sürekli arttırarak daha müreffeh yarınlara ulaşacağına inanıyorum." ifadelerine yer verdi.