Deprem ve büyük insanlık

Sait ŞAHİN

Geçen hafta ‘ahir zaman fitneleri’ başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu hafta da bu konuya devam edecektim. Ancak Elazığ merkezli yaşanan deprem hepimizin gündemini teslim aldı. Aslında depremlerin çoğalması da hadislerin bildirdiği kadarı ile ahir zaman fitneleri gibi ansızın kopacak kıyametin alametlerindendir. Depremlerin farklı sebep ve hikmetleri olsa da bir sebebi ve hikmeti de kıyamet günü yaşanacak şiddetli yer sarsıntısını ve kıyameti, ölümü hatırlatmasıdır.  

“Yer şiddetli bir sarsıntı ile sarsıldığı ve yer, içindeki ağırlıkları dışarı çıkardığı ve insan ‘ona ne oluyor’ dediği zaman...” (Zilzal Suresi)  

Deprem sadece sarsıntısı, yıkımı ve yaşanan ölümler ile hayatımıza ve gündemimize girmedi, beraberinde birçok şeyi gündemimize soktu. Gündemimize soktuğu müspet şeyler inşallah hayatımızda, gündemimizde kalıcı olur. 

Depremle birlikte büyük bir yardımlaşma ve dayanışma örneği yaşandı. Türkiye’nin dört bir tarafından ve özellikle de çevre illerden yardımseverler Elazığ’a koştu. Hatta Avrupa’dan Avrupa Yetim Eli Derneği ve İHO EBRAR gibi yardım kuruluşları ertesi gün Elazığ’da iş başında idiler. Battaniye dağıttılar, gıda paketleri dağıttılar, sıcak aş dağıttılar.

Hele bir de aklımızın kendilerinde olduğu enkaz altındakileri kurtarma çalışmaları. Enkaz altından gelen ses, yaşam umudu, eşref-i mahlukat olan insanı kurtarma çabası, aşkı ve heyecanı...

Sadece enkaz sahasında yaşanmayan, milyonların ekran başlarında yaşadığı o anın ortak duyguları...

Kalbimizin kafesine sığmadığı, dilimizin duaya durup, nefeslerimizi tuttuğumuz anlar... Milyonların kalbi bir oldu, nefesi bir oldu, duası bir oldu. Buradan büyük insanlık doğdu. O zaman daha iyi anladım; “meleklerin niçin Adem’e secde ettiğini.”

Azize ile konuşan Kürt kızı, Türkiyeli bir bayanı kurtarmak için tırnaklarını, ellerini parçalayan Suriyeli Mahmut, enkaz altından çıkarılırken, ölümden kurtarılırken başörtüsü isteyen Müslüman kadın, depremden saatler sonra enkazdan yeniden doğan iki buçuk yaşındaki Yüsra çocuk...

İnsanlığın ırkının, mezhebinin ve renginin olmadığını bütün dünyaya bir kez daha gösterdiler. Ve toprakların mayasının insanlık ve Müslümanlık olduğunu da bir kez daha gösterdiler.

Ve depremle birlikte bir ayetin daha manasının idrakine vardık:

“Kim bir insanı haksız yere öldürürse bütün insanlığı öldürmüştür ve kim bir insanı kurtarırsa bütün insanlığı kurtarmıştır.” (Maide: 32)

Depremden kurtarılan her bir insan ile içimizde büyük bir insanlık dirildi.

Bütün acıları ve ibretleri yanında deprem, bir uyarıdır aynı zamanda. Dünyanın fani olduğunu, ölümün ansızın gelebileceğini, eninde sonunda ölüp Allah’ın huzurunda toplanacağımızı hatırlattı. Allah ibret alanlardan ve hayatını bu ibretler ile yaşayanlardan kılsın.

Allah depremde ölenlere rahmet etsin. Yaralılara şifa ve yüreğine acının ateşi düşmüş bütün musibetzedelere büyük sabırlar versin.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.