DEVLET DOKUNULMAZLIĞI

Hüseyin KAYA

Ordu'nun Ünye ilçesinde yanlış yere park edilen bir otomobilin camına, "Arabayı bıraktığınız alan yol girişidir, bilgilerinize" şeklinde not bırakan Süleyman Uysal gözaltına alındı. Aracına not bırakılan kişinin, ilçede görevli cumhuriyet savcısı olduğu ortaya çıktı.

Başsavcılık, “tutuklama” olmadığına, “aracın sileceklerine zarar verildiği” gerekçesiyle ifadesinin alındığına dair bir açıklama yaptı; ama bu meselenin vahametini azaltmadı.

Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına dair tartışmalar yapılırken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yargı reformu”ndan söz etmesini bu olayla beraber zikrettiğimizde ürkütücü bir tablo ile karşılaşıyoruz.

Milletvekilinin dokunulmazlığı azaltılırken “devletin dokunulmazlığı” resmiyet kazanıyor gibi.

Mesele sanıldığından daha vahim.

Ortada bir hakaret yok, fiili bir saldırı yok; aksine çok kibar bir şekilde insanlara zarar verildiği ve buna son verilmesine yönelik bir ifade var.

Ama demek oluyor ki, yeni süreçte “kibarlık” değil, “dokunulmaz kibir” gündemde olacak.

Eğer HSK, bu savcı hakkında bir işlem yapmazsa “devletin dokunulmazlığı” ile ilgili bir sürece girildiği yolundaki kanaatimiz pekişecek.

Adalet Bakanlığı, HSK’ya izin verdi; ama bu sonuçta bir şey çıkacağını göstermez.

“Rutin bir işlem” ya da “Yanlış anlaşılma” açıklamalarıyla kapatılacak bir mesele değil.

PERİNÇEK ETKİSİ

Vatan Partisi'ndeki peş peşe istifaları değerlendiren Doğu Perinçek, "Benim karşıma sahte solu getirmeyin. Ben 1968 gençlik hareketin lidereyim. Deniz Gezmişler, Mahir Çayanlar benim emrimdeki kişilerdi." ifadelerini kullanmıştı. Perinçek'in sözleri sosyal medyada olay oldu.

Dikkatimi çekenlerden birkaçını sizinle paylaşayım:

 “Hz Muhammed: İlim Çin’de dahi olsa gidip alınız. Doğu Perinçek: “Burada Allah’ın resulü Çin ile stratejik ittifak kurmanın ve üniversiteler arası işbirliği yapmanın öneminden bahsediyor. Dinen Çin’e karşı çıkmak caiz değildir.”

“Doğu Perinçek ‘in devrimcileri ihbardan burjuvaziyle ittifaka, ABD emperyalizminin çıkarlarının radikal savunuculuğuna varan kariyeri ortadır.”

“Son Dakika - Çin'in Sinovak aşısı diğer ülkelerde %51 etkiliyken, Türkiye'de %91 etkili olmasının sebebini Tıp Doktorları "Doğu Perinçek Etkisi" olarak nitelendirdi.”

“Bugün “Deniz Gezmiş ve arkadaşları benim emrimdeydi” diyen Doğu Perinçek’in 2017’deki bir açıklamasına bakalım! “Türkiye'deki ülkücüler arasında bir seçim yapalım, Devlet Bahçeli de aday olsun ben de olayım, ben kazanırım o kaybeder”

“Doğu Perinçek, yakında ‘gemileri karadan yürütüp İstanbul’u ben fethettim’ derse hiç şaşırmayın.”

DERSİMLİ

İstifa eden 3 vekilin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptıkları görüşmenin detayları ortaya çıktı. Deniz Zeyrek’in aktardığına göre HDP ile iş birliği eleştirilerine yanıt veren Kılıçdaroğlu, şunları söylemiş: “Biz HDP ile iş birliği yapmıyoruz. Ancak HDP ile de görüşebiliyoruz. Türkiye'de bütün partilerle görüşebilen tek parti biziz. Atatürk etnik kökenine, dinine, mezhebine bakmaksızın birlikte yaşamı savundu, birlik için mücadele etti.”

Demek ki, Atatürk, “etnik kökenine, dinine, mezhebine” bakmaksızın birlikte yaşamı savunmuş.

Bunu söyleyen bir Dersimli, dikkatinizi çekerim.

Şimdi burada, katliamlardan, Şark Islahat planlarından, “Dersim’in kayıp kızları”ndan söz edebiliriz; ama gerek yok öyle değil mi?

Kemal Beyin huzurunu bozmayalım.

KEMALİST ZİKİRLER

Ayşenur Arslan, moderatörlük yaptığı televizyon programında yine ilginç laflar etmiş:

“Benim bu söylediklerime karşı biz de inanç özgürlüklerinden yanayız denilmesin istiyorum. Neden? Zaten artık öyle olduğunu biliyoruz. Laiklik sözcüğünü günde 100 kere söylememiz lazım.”

Kemalizm dininin “saygı duruşu”, “Anıtkabir önünde secde”, “Kutsal kitap olarak Nutuk” gibi özelliklerini öğrenmiştik de “zikirlerinden” habersizdik.

Bunu da öğrenmiş olduk.

Yalnız Ayşenur Arslan, bu Kemalist zikrin hangi vakitlerde söylenmesi gerektiğini belirtmemiş, bu kafa karışıklığına neden olabilir.

En kısa zamanda Yılmaz Özdil’den altın varak işlemeli tanesi en azından 5 bin TL olacak “En seçkin Kemalist zikirler” kitabını bekliyoruz.

YAVAŞ YAVAŞ

Mansur Yavaş, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Melih Bulu’yu istifaya davet etmiş.

Evet evet, Ankara Büyükşehir Belediye başkanı olan Mansur Yavaş’tan söz ediyorum.

“Demokratik ifade özgürlüğü hakkını kullanıyor” diyebilirsiniz; ama mesele bu kadar basit değil.

Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’dan daha çok Ankara’da görünmesi ve adının “Cumhurbaşkanı adayı” olarak geçmesi Yavaş’ı rahatsız etmiş anlaşılan.

Öyle ya bazı anketler Yavaş’ı İmamoğlu’na göre önde gösteriyordu.

İstanbul’da bir üniversitede “Cumhurbaşkanı ataması”na karşı çıkıp istifa talebinde bulunması, hem Erdoğan’a, hem de İmamoğlu’na muhalefetin izlerini taşıyor.

Ama topa biraz hızlı girdi gibi.

Birileri kendisine “yavaş yavaş” demeli.

Öyle görünüyor ki, 2022 çok sıcak geçecek.

SADECE SORUYORUM

Boğaziçi Üniversitesi'ndeki provokasyonlara dış basının yakın takibi devam ediyor. Dün New York Times'ın geniş bir sayfa ayırdığı eylemlere bugün de BBC'den destek geldi. BBC'de yer alan haberde "Boğaziçi öğrencilerini desteklemek için Türkiye çapında yeni protesto çağrıları yapılıyor." denildi.

Dikkatiniz çekti ise aslında kendileri “çağrı” yapıyor ve eylemlerin her tarafa yayılmasını istiyorlar.

Sahi bu yayın organları Hollanda’yı karıştıranlara, Fransa’da yakıp yıkanlara neden destek vermiyor?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.