Programa Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamuran Eronat, akademisyenler, öğrenciler ve davetliler katıldı. Programın açılış konuşmasını Prof. Dr. Ramazan Sarıçiçek yaptı.
Anma programında konuşan Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamuran Eronat, Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı'nı yazdığı dönemin şartlarını, marşın tarihi arka planını ve Akif'in şahsiyetini anlattı.
Eronat, İstiklal Marşı'nın milletin ortak vicdanı ve Kurtuluş Savaşı'nın destanı olduğunu belirterek, Mehmet Akif Ersoy'un fedakârlığı, mütevazılığı ve güçlü hitabetiyle öne çıkan bir fikir adamı olduğunu ifade etti.
"Mehmet Akif Ersoy'un mütevazı ve onurlu bir kimliğe sahipti"
Eronat, "İstiklal Marşı'nın kabulünün 104'üncü yılında olduğumuzu biliyoruz. Bu marşın milletimizin Kurtuluş Savaşı destanı olduğunu ifade etmemize elbette gerek yok. Mehmet Akif Ersoy, 7 Şubat 1921'de bu marşı yazmıştır. 17 Şubat 1921'de Sebilürreşad Dergisi'nde, dört gün sonra, 21 Şubat 1921'de Kastamonu Hakimiyet-i Milliye Gazetesi'nde yayımlanmış ve 12 Mart 1921'de de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde birinci seçilmiştir." dedi.
Mehmet Akif Ersoy'un yaşadığı maddi zorluklara rağmen para ödülünü almadığını hatırlatan Eronat, "Mehmet Akif Ersoy'un mütevazı ve onurlu kimliğini bir kez daha görüyoruz. Mehmet Akif Ersoy, bu yarışmaya para ödülü konulduğu için katılmak istememiştir. Fakat daha sonra, özellikle o dönemin maarif vekili Hamdullah Suphi Tanrıöver'in ısrarıyla katılmıştır. Çünkü o zaman için muazzam bir servet olan 500 liralık bir para ödülü vardır ama Mehmet Akif Ersoy paradan kaçmıştır. Oysa Ankara'nın soğuğunda arkadaşının paltosunu giyen bir şahsiyettir. Dolayısıyla böyle bir yapıda ve kendisine arkadaşının çocukları emanet olmasına, kendi çocukları oldukça sıkıntı içinde yaşamasına rağmen bu parayı elinin tersiyle itmiştir. Bu paranın şehit ailelerine ve Darülmesai'ye verilmek üzere serbest bırakılması sözünü aldıktan sonra bu yarışmaya katılmıştır." ifadelerini kullandı.
"Mehmet Akif Ersoy'u sevenler çok sever, sevmeyenler de gizli sever"
Eronat, İstiklal Marşı'nın milletin ortak vicdanı ve Kurtuluş Savaşı'nın destanı olduğunu belirterek, "Şimdi bazı eleştirmenler, 'Mehmet Akif Ersoy şair değildir' gibi tanımlar getiriyor. Mehmet Akif Ersoy, millî ve manevi değerleri güçlü biridir. Milletinin sesi olmak için sahne almış, vizyona çıkmış ve o şekilde Ankara'ya gitmiştir. Kastamonu Nasrullah Paşa Camii'nde verdiği vaazları; Afyon'da, Konya'da, Dinar'da, Antalya'da ve tabii ki Ankara'da cephe gerisinde cepheye yönelik cesaret verici, maneviyatı güçlendirici ifadelerde bulunduğunu çok iyi biliyoruz. İstiklal Marşı'nı ilk olarak bir kızımıza okumuştur. Hatta kalem kâğıt bile yoktur; duvarlara kazımıştır. Nitekim bir keski aletiyle duvara yazı yazmak Osmanlıca'da daha kolaydır." şeklinde konuştu.
Eronat, "İstiklal Marşı realisttir, samimidir, umut aşılar. Ümitsizliğe yer yoktur. Sanat, daralmanın olduğu yerde vardır. Olağanüstü zamanlar, olağanüstü sanatçıların eserlerinin zamanıdır. Mehmet Akif Ersoy'u sevenler çok sever. Sevmeyenler de aslında gizli sever."
Program kapsamında düzenlenen panelde Doç. Dr. Mustafa Uğurlu Aslan da konuşma yaptı. Aslan, Mehmet Akif Ersoy'un edebi kişiliği, düşünce dünyası ve eserlerinde yer alan milli ve manevi unsurlar üzerine değerlendirmelerde bulundu.