Doğru Çıkarım Yapmak

Hasan YILMAZ

Sosyal ve psikolojik varlık olan insan, yaşamı boyunca çoğu şeyi bir şekilde öğrenir. İnsanın Öğrenme şekli bilgi yoluyla olduğu gibi günlük deneyimlerle de olabilir. Örneğin havanın bulutlu olduğu bir günde toplumun bir parçası olan bireyler önceki deneyimlerinden yola çıkarak gerekli elbiseleri giyer hatta işini garantiye almak için şemsiyesini de yanına alır. Kimi de önceki deneyimlerinden yola çıkarak önceleri ıslandığı gibi tekrardan ıslanmayı göze alır ve ıslanır.

 Her iki davranış boyutunu irdelediğimizde her iki davranışta da bir akıl yürütmenin bir tercihin olduğunu görürüz. İlahi buyruklar da böyledir. Rabbimiz genelde bizden önceki insanların durumundan örnekler vererek akıl yürütmeyi ve bunun sonucunda iyi bir tercih yapmayı tavsiye eder. Bizlere akıl veren yol gösteren sonsuz kudret, bizden ona kul olmamızı ve verdiklerinden harcamamızı ister. Bunun karşılığını ise ziyadesiyle vereceğini kerim kitabında açıkça beyan eder.

Bu kadar cömertliğin karşısında bizlerin cimri olması, içinde bulunduğumuz nimetleri göz ardı edip tavsiye edilmeyen yolları seçmesi akıl karı mı? Hâlbuki bizleri ışığıyla aydınlatan, bizlere örnek yaşam tarzı sunan asrısaadetin yaşantısını ve onların nelere kafa yorduğunu hatırlayalım.

Hz. Ömer (ra) şöyle anlatıyor:

“Hz. Peygamber bir gün bizlere sadaka vermemizi emretti. O sıralarda mal bakımından oldukça zengindim. Kendi kendime “Eğer Hz. Ebu Bekir'i geçebilmem mukadderse ancak bugün olabilir” dedim ve malımın yarısını getirdim. Hz. peygamber “Aile efradına bir şey bıraktın mı?” diye sordular. “Evet, onlara da bir şeyler bıraktım” dedim. Ne kadar bıraktığımı sorduklarında da “Bunun kadar da onlara bıraktım” cevabını verdim. Biraz sonra da Ebu Bekir geldi. Hz. peygamber ona da “Ey Eba Bekir! Sen aile efradına ne bıraktın?” o da “Onlara Allah'ı ve onun resulünü bıraktım” dedi. Bunun üzerine onu hiçbir zaman geçemeyeceğimi anladım.” (Ebu Davud, Tirmizi)

Allah ve Resulü denildiğinde bütün malı mülkü feda eden bu anlayıştan hareketle imanlarını olgunlaştıran bu insanların beslendikleri kaynağı iyi okuyup anlamamız geremez mi? Henüz dünyadayken en güzel yatırımı yapan bu değerlerin tatlı rekabeti, bu manevi iklimde bu hayırlı ayda bize örnek olmalı. Bazı işlerin düzelmesi bazı mağduriyetlerin giderilmesi noktasında her inanç ve değer sahibi insanın bu örnekleri iyi düşünmesi gerekir.

Güven ve adaleti yansıtan bu değerler inandıkları gibi yaşadılar. Peki, bizler yaşamadan sadece konuşarak örnek olabilecek miyiz? Sorunlarımızı çözebilecek miyiz? Maalesef hayır halde bizler, akıl ve rızık nimetinden ziyade en büyük nimet olan dinimiz İslam'ı ve onu pratik edenlerin hayatlarını örnek alalım. Bu değerler gibi yaşamasak da yaşamaya çalışalım. Ancak böyle adaleti yakalayabilir, kendi insanımıza faydalı olabiliriz.

Artık tercih bizim ister deneyimlerimizden yola çıkar mantıklı bir ticaret yapar yâda ıslanmayı göze alır her türlü sonuca katlanırız.

Selam ve dua ile...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.