Ebeveynlerin Sormadığı Çocuklar

Özkan YAMAN

Kocasının ilgisiz tavırlarının çocuklarını olumsuz etkilediğini belirten hanımefendi okuyucumuz şöyle diyor:

“İki oğlumuz iki kızımız var. En büyüğü oğlan. Lise ikinci sınıfa gidiyor. Diğerleri de ortaokul ve ilkokula gidiyorlar. Eşim esnaf, kendi işini yapıyor. Çocukların dersleri hiç iyi değil. Büyük oğlanın okula hiç ilgisi yok. Babası da bu yüzden ona çok kızıyor, birkaç sefer de dövdü.

Ben yakınımızdaki kursa gidip hocaya yardımcı oluyorum. Eşim de dükkandan sürekli geç geliyor, çocuklara hiç vakit ayırmıyor. Onlarla oturup konuşmuyor, durumlarını sormuyor. Büyük oğlan sigaraya başlamış, eşimin haberi yok.

Bir sefer okuldan çağırdılar. Oğlumla ilgili konuştular. Derslere odaklanamama ve dikkat dağınıklığı sorunundan bahsettiler. Kocama söyleyince daha da fazla sinirleniyor. Oğlumun arkadaşları da aynı onun gibi tembeller.

Diğer çocuklar için de öğretmenleri benzer şeyler söylediler. Ödevlerini yapmıyorlar diye şikayet ediyorlar. Benim eskiden de zaten okul derslerinden anladığım yok. Kocam da ilkokul diplomasını filan dışardan almış. Ödevlerine zaten yardım edemeyiz. Ne yapacağız bilmiyorum..”

İzlerin iyice birbirine karıştığı, önceliklerin hırs ve özentilerle yer değiştirdiği garip bir zamandayız.

Kendisi için zaruret zannettiği ihtiyaçların peşinde ömür tüketirken çocuklarını hoyrat ellerin insafına terketmek gibi bir aldanmışlıkla karşı karşıyayız.

Bu örnekte eşinden şikayet eden okuyucumuz farkında olmadan kendi hatasını itiraf ediyor.

Mideleri kadar kalplerinin de doyurulması gereken çocuklarını, kendisinin de ilgisiz bıraktığını belirtiyor.

Ayakları altına cennet serilen annelik makamını bırakıp başka faydaların eziyetine tahammül etmekle doğru bir tercih yapmadığınız açık.

Çoban olan sadece evin erkeği değildir. Siz de güttüğünüz sürüden mes'ulsünüz.

O çocukları her gün sormak, hikayelerini dinlemek ve aralarda güzel tavsiyelerde bulunmak evvela annenin sonra babanın görevidir.

Ailenin geçimini sağlamak esas itibariyle babanın sorumluluğunda olduğu için vakit konulu mazeretleri bir yere kadar makul görülebilir.

Ancak çocuklarına kendilerini değerli hissedecekleri kadar bir zaman ayırmamanın hiç bir özrü ve gerekçesi olamaz.

Okuyucumuz eşine bu hususta ısrarcı olmalı ve kırıp dökmeden ona hatırlatmalıdır.

Her şeye rağmen çözümsüz değilsiniz. Çünkü çocuklara ahlakını ve ibadetini öğretmekte yetersiz kaldığınız hallerde başkalarından istifade etmeniz gerekir.

Çevrenizde güzel insanları arayıp bulabilirsiniz.

Dua bekleriz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.