Evdeki Çocuk Zehiri: Televizyon

Betül YILMAZ

Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a,Salât ve selam da O'nun pak Resulüne olsun.

Müslüman olmamız hasebiyle hepimizin sorumlu olduğu şeyler var malumunuz. Bu sorumluluk ailevi olabilir, sosyal olabilir, mesleki olabilir. Ama illa ki bir sorumluluğu vardır Müslümanın. Bazen hoşlanmadığınız bir şey de sorumluluk sınırlarınız içerisinde olabiliyor. Bu konuya neden değindim? Yazmak istemediğim bir hususu birçok yerde görüp, ruhuma yaptığı ağırlıktan dolayı o hususu yazmak zorunda kaldığım için. Aylarca düşünürsünüz bazen; en sonunda ‘yazıp kurtulayım' dersiniz. Bu da o cinsten.

Bir yemeğe davetliydik ailecek. Kadınlı erkekli davetlerde evin hanımı lütufkâr biriyse sofrayı donatmıştır, yanına envai çeşit meyve, tatlı hazırlamıştır ve vakti mutfakta geçer. Neredeyse sofrada bile yüzünü göremezsiniz. Ev sahibi ikramlarla uğraşırken çocuklarıyla televizyon izlemek zorunda kaldım. İçeriği çok tanrılı dinleri özendiren yahut flört hayatını özendiren çizgi filmler… Birkaç defa uyardım. Dil ucuyla uyarı yapıldı çocuklara. Açıklama da geldi tabi: “Bizde bu kanallar yoktu ama iki hafta önce televizyonu yaptırınca bu kanallar da eklenmiş, silmedik daha.” İçimden ‘iiiki haaaftaaa!' dedim. Ama ev sahibi yine dışarı çıkmıştı, lafım ağzımda kaldı.

Az sonra bir çizgi film daha. Bunda da adamın biri her gece kız kaçırıyormuş. Bu adam kız kaçırmasın diye bir sürü kız getiriyorlar önüne. “Bu gece b… veda partisi düzenledik senin için. Birini seç, evlen. Bir daha da kız kaçırma!” diyorlar. Çocuklar gülerek izliyorlar, meselenin derinliğinden habersiz. Bense kıpkırmızı kesiliyorum, ‘başka kanal açın' diyorum; dinleyen yok. Kucağımdaki bebeğimin kulağına Esmâu'l-Husna fısıldıyorum o sözler bilinçaltında yer etmesin diye. Çizgi film devam ediyor. Kız kaçıran adam diyor ki: “Evlenirim ama bi şartla. Falan (kız) ile filan (çocuk) birleşirse evlenirim.” Bizdeki de bardak, depo değil. Apar topar hazırlanıyorum. O esnada da, gıybetimiz edilip vebale girilmesin diye olayı anlatmaya çalışıyorum. Dinleyen yok tabii. Adımın çıkması pahasına misafirliği terk ediyorum. Sonrasında başka başka yerlerde hoş olmayan şeyleri çocukların izlediğini ve ailelerin de buna göz yumduğunu görünce bir anne olarak kahroldum, hâlâ da kahroluyorum. Cahil insanları bir nebze anlasak da mü'minlerin bu tarz boşvermişlikleri gerçekten yürek yakıyor. Sert söylemleriyle ünlü bir hocaefendi bir vaazında şöyle diyordu: “Hep gâvurların kanalları vardı, çocuklarımızı zehirliyordu. Hamdolsun şimdi TRT Çocuk var da içimiz rahat.” TRT Çocuk'un ahlâkı içten içe çökerten yayınlarından ve reklamlarından haberdar olmak için on dakika seyretmek yeterli. Belki de hocaefendi “Hamdolsun artık kendi kendimizi zehirliyoruz.” demek istemiştir.

İnsan bir ağaçsa, çocuk onun meyvesi; ama insan akıllı bir ağaç, çocuk da ebediyet tohumu. Ahirette amel defterimizin önemli bir bölümünü kaplayacak bir imtihan o. Bedensel hastalığını önemsediğimiz kadar ruhsal eksikliklerini tamamlamaya çalışmazsak elimizden kayıp gidecek bir sabun. Ancak her yönüyle tamamlarsak, bizi öldükten sonra bile temizlemeye devam edecek bir sabun…

Telefonumuzu her şarj aletiyle doldurmayız ama çocuğumuzu türlü türlü pisliklerle dolduruyoruz. Bilgisayarımıza her programı yüklemeyiz ama çocuğumuza her türlü kirli programı yüklüyoruz. Evet, mobilyamıza, araba koltuklarımıza örtü seçtiğimiz kadar çocuğumuzun kalbine, ruhuna örtü örtmüyoruz. Basit eşyalarımıza verdiğimiz değeri evladımıza vermiyoruz. Telefonumuza giren virüsü iki saat bile bekletmeyiz ama çocuğumuzun ebedi hayatına mal olacak virüsü iki hafta televizyonumuzda saklayabiliyoruz. Başkalarının çocuğunu ihya edeceğiz diye kendi çocuklarımızı ihmal ediyoruz çoğu zaman. Misafir ağırlayacağız diye, çocuğumuzun ahlâkını uğurluyoruz. Sonra da kendimizi Nuh aleyhisselama nispet ediyoruz.

Rabbim bizleri, çocukların değerini bilen ve gereken önemi verenlerden eylesin. Hiç olmazsa, evladını kendi evinde zehirleyenlerden eylemesin. Evlatlarımızı bizden, torunlarımızı evlatlarımızdan hayırlı eylesin. Rahman'a emanet olunuz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.