Evet, Biz Ahlak Bekçileriyiz

Edip AKAR

Allah’ın adıyla

Etrafında gördüğü yanlışlıkları düzeltme isteği insanın fıtratından gelen bir özelliğidir. Fıtratımızın bu özelliğinden ve fıtrat dini İslam’ın emrinden dolayı çevremizdeki yanlış davranışlara müdahale ediyoruz.

Ancak hemen ardından ardı arkası kesilmeyen uyarılara maruz kalıyoruz. Haram keyifleri bozulanlar, can sıkıntısı ve öfkeyle tepki veriyorlar. En meşhur tepkileri ise şudur: “Sen buranın ahlak bekçisi misin?”

Bu soru üzerinden, münkeratı ortadan kaldırmaya çalışan insanlar suçlu duruma sokulmakta, pozisyonlar değiştirilmektedir. Sanki kendi yaptıkları çok normalmiş de onları uyaranların tavrı anormalmiş gibi bir durum oluşturulmaktadır.

Esasen İslami değer ve tavırları itibarsızlaştırma projeleri, İslam düşmanlarının sürekli uygulaya geldikleri bir yöntemdir. Tıpkı Sodom halkının “bunlar çokça temizlenen insanlarmış!” diyerek Peygamberleriyle alay ettiği gibi; Allah’ın bir emri olan “nehyi anıl münker”i itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Oysa peygamberlik makamının yüceliği nispetinde, peygamberlerin görevleri ve o görevleri yerine getirmeye çalışanlar da yücedir.

Öte yandan “normallik”; her kişi ve toplumun “norm”larına (Ölçütlerine-kriterlerine) göre değişebilmektedir. Bu normlar da o toplumun inanç ve kültürü çerçevesinde şekillenen ahlaki değerler ile belirlenebilir. O halde yapılan davranış eğer toplumumuzun inanç ve kültürüne aykırı ise, normal görülemez. Yapılan kötü davranışları engellemeye çalışanlar da suçlu duruma sokulamaz.

Gel gör ki; sistematik ve kademeli bir şekilde uygulanan yozlaştırma planlarıyla toplum ahlaksızlıklara alıştırıldı. Özellikle şeytanın fedailiğini yapan ahlaktan yoksun kişiler, pratiğini uygulayarak; insanlarımızı tepki vermeyecek hatta zamanla benzerini taklit edebilecek hale getirdi. Nitekim başta giyim kuşam ve kadın-erkek ilişkileri olmak üzere toplumda yaygın hale gelen günahlar, 10 yıl öncesine kadar, şu an yapanların bile yadırgadığı hallerdi. Ancak göre göre alışarak, hiçbir tepki görmemekten cesaret alarak ve nihayetinde yaptıkça yaptıklarını normalleştirerek; o kişiler bile günahları sahiplenir oldu.

Gelelim “sen buranın ahlak bekçisi misin?” sorusuna.

Tek başına çarpıklılara meydan okuyan İbrahim’in milletinden ve âleme güzel ahlakı yayan Muhammed’in ümmetinden olmamız hasebiyle açık ve çekinmeden diyebiliriz ki; Evet, biz bu toplumun ahlak bekçileriyiz.

Ve 124 bin peygamberin olduğu gibi, toplum içinde gördüğümüz münkerata engel olmak gibi bir vazifemiz vardır. Çünkü “İçimizdeki beyinsizler yüzünden hepimizin helak olmaması” için gerekirse bekçi gibi dikkatli olmamız gerekir.

Vesselam

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.