Feto'nun güvencesi

Nurullah AY

Kimi “Kero” soytarısının “Hero” tişörtü ile mahkemeye çıkışını konuşur, kimi FETÖ'nün ekonomik darboğaza girdiğini…

FETO, son konuşmasında “bin dolarla geçiniyorsanız, bunu sekiz yüz dolara düşürün ve iki yüz doları çevrenizde veya yurt dışına çıkmış birine yardımda bulunun, bu İsevi ruhtur. İsevi ruh ne demektir. İsevi ruh kardeşini kendi nefsine tercih etmektir” ifadelerini kullandı.

O ifadelerden sonra nedense herkes “ekonomik sıkıntıdalar” ifadelerini kullanarak rahatlamaya çalıştı.

Oysa o satırlarda çıkarılacak en son çıkarım ekonomik darboğazdı.

Her şeyden önce adamın tasavvurunda TL yok, TL olarak düşünmüyor ve örneklemlerini dolar üzerinde veriyor. Diğer bütün konuşmalarında da bu böyledir.

İkincisi Ensar olun demiyor, İsevi ruhtan söz ediyor.

Daha önce “Haçlılar sanıldığı gibi tecavüzcü veya yağmalama peşinde değildiler” sözlerinin devamını getiriyor, İsevi ruh ifadesiyle.

Batı dünyasına “sizdenim” diyor.

“Türkiye'ye karşı benimle olun, ülkeyi size peşkeş çekeyim” diyor ve bu satırları ABD, Almanya, Hollanda, Avusturya gibi devletler gayet çok iyi okuyor.

Bizde ise nedense ihanet ile muhalefeti karıştıran avanaklar anlamıyor.

İhaneti görev addetmiş “altın nesil” diye pazarlanan “batıl nesil”in anlamasını beklemek de yersiz.

Muhalefet anlamaktan aciz, batıl nesil görevi mucibince olaya yaklaşmada…

Bize “açık konuşsam da kaybedecek bir şeyim yok” diyor.

Tabanı onu eskisinden daha güçlü biliyor.

Etrafınızda ağlayıp sızlayanlar da verilmiş görevi yerine getiriyor.

Yani her şey aynen planlandığı gibi işliyor.

“Hizmet şu anda 15Temmuz öncesi kadar organizeli ve 15 Temmuz öncesinden de daha güçlü” diyordu tabandan olduğunu bildiğim bir zat.

Evet, aynen alıntıladığım gibi…

Yapının ülkeyi iyice sıkıştırdığını ve dünyada ülkenin yalnızlaştığını söylerken gözlerindeki umudu görecektiniz…

Ülkenin sıkışmışlığıyla başkasının piyonu görevini yaptığının farkında değil veya ihaneti hizmet belleyen doktrini içselleştirmiş.

Kayyım atanan firmaların ileride Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin vereceği kararlarla Türkiye ekonomisini batıracağını söylerken ağzı kulaklarında.

Sıkışmış bir Türkiye, batık bir ekonomi ve muzaffer bir FETÖ örgütü…

“İyi de bu bakış, ülkeye ihanet değil mi” diyorum.

“Hangi ülkeye” diyor.

Bir adamın sözüyle sokağa çıkan, tankın önüne atılan halktan neyi beklersiniz ki, sürü olmaya razı bir yığının nesine üzüleyim, diyor.

Bir adamın sözüyle halkın üstüne uçaklardan bomba atan hainleri soruyorum, “onları tasvip etmiyorum” diyor.

“Tasvip etmediklerine örgüt maaş bağlıyor” diyorum.

“Bu halk hiçbir şeyi hak etmiyor, bu halktan nefret ediyorum” diyor.

Anlaşılan umut pompalayanlar boş durmuyor, kafalar karışık, dudaklarda ezber cümleler…

Ancak bütün bunlardan da önemlisi, ihaneti görev bilmiş bir ruh yapısı var karşımızda.

11 EYLÜL OLAYLARININ YILDÖNÜMÜ…

11 Eylül saldırıları demiyorum, çünkü ne olay anı görüntüleri ne de olaylardan önce yaşananlar, olayların saldırı olduğu hususunda kani olmama yetmiyor.

Üst katına uçak çarpan binanın aynı saniyede alttan erimesini çelik konstrüksiyona bağlayanlar o bağlantıyla oyalanadursunlar.

Saldırı için aylarca kurs alanların görmezden gelinmesini “kendilerini iyi gizlemişler”e bağlamak da saf niyetten başka bir şey değildir.

Kendilerini gizlemeye çalışanlar, belki gizlendiklerini düşünmüşler ama MOSSAD tarafından izlendiklerini iyi biliyoruz.

MOSSAD'ın elindeki verileri CIA ve FBI ile paylaşmadığını iddia etmek, nakıs bir aklın belirtisi…

Sonuçta CIA'nın olayı bile bile seyretmesi söz konusu.

ABD'nin batık ekonomisinin düze çıkması için stratejik bir hamle gerekirdi.

Hamle yapıldı.

ABD'nin refah ve istikrarı için beş bin insanın feda edilmesi gerekiyordu.

Feda edildi.

Beş bin ABD'liye karşı Afganistan, Irak, Suriye'nin yer altı ve yer üstü zenginliklerine sahip olunacaktı.

Sahip olundu.

Beş bin insana karşı Katar, Ürdün, Yemen, Bahreyn ve Kuzey Afrika'nın tepesinde Demokles'in kılıcı gibi ABD'nin kılıcı sallanacaktı.

Kılıç sallandı ve sallanmaya devam ediyor.

Beş bin insana karşı Kuveyt, Katar ve Suudi Arabistan Şeyhlerinin ABD bankalarındaki parasına ipotek konacak ve ABD'nin istediği zaman ve istediği miktarda kullanılmasına izin verilecekti, böylece çekmeleri halinde tepetaklak olacak olan ABD'nin ekonomisi ve bankaları güvenceye alınacaktı.

Ekonomi sağlama bağlandı, bankalar güvenceye alındı.

Bütün bu ekonomik kazanımların dışında ABD, beş bin insanına karşı daha önceleri yüz binlerce askeri telef olan Haçlı Savaşı'nın intikamını alacak ve George Bush'un  “Bu bir Haçlı Savaşı'dır” dediği savaşı kazanacaktı.

Öyleyse beş bin insanı neden gözden çıkarmasınlar ki?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.