HDP/PKK/KCK'nın gaz sıkışmalı karın ağrısı...

Faysal Sarıyıldız, “Gençlerin silah taşıdıkları öne sürülüyor. Bu doğru değil, bugüne kadar tek bir polisin bile burnu kanamış mı?” demiş.

PKK'nın yayın organına açıklama yapan HDP Şırnak milletvekili Faysal Sarıyıldız, “Gençlerin silah taşıdıkları öne sürülüyor. Bu doğru değil, bugüne kadar tek bir polisin bile burnu kanamış mı?” demiş.

Diğer HDP yöneticileri ve KCK yürütme konseyi de benzer açıklamalar yapıyor. Sarıyıldız telefonla bağlandığı İMC TV'nin canlı yayınında bunları tekrar etmekle beraber “sokaklara dökülen gençlerin ellerindekilerin, pompalılar ve kuru sıkılar olduğunu ve bunların bilinçli bir şekilde silah olarak gösterildiğini” söyledi.

6-7 Ekim'de ve Cizre'de sokaklara dökülenlerin kullanılandıkları silahlar, apaçık gerçek tabanca ve kalaşnikof türü uzun namlulu silahlardı. Bunlar canlı görüntülere de yansıdı. Onlarca insan bu silahlarla katledildi. Bunları bir tarafa bırakalım, Sarıyıldız gençlerin elindekilerin pompalı tüfekler olduğunu söyleyerek durumu meşrulaştırmaya çalışıyor. Genel bir taktiktir; ölümü gösterip sıtmaya razı etmek. Ancak HDP/PKK silah konusunda ölümü kullanıyor ama bunu Sarıyıldız gibiler üzerinden sıtma olarak göstermeye çalışıyor. Bunu yaparken de herkesi kendileri gibi ahmak sanıyorlar.

Farz edelim gençlerin ellerindekiler pompalı. Onlarca genç ellerine pompalı almış, hendeklerle muhasara altına alınmış mahallelerde bazı evlerin etrafını sarmış, ha bire içerdekilere ateş ediyor!

HDP/PKK/KCK'lılar, toplumun buna nasıl bakmasını bekliyorlar. “Canım ne var bunda, gençler ellerine pompalı almış söz konusu evlerin dam ve bahçelerindeki kuşları avlıyorlar, zaten pompalı dediğin de kuş avlamanın dışında bir şeye yaramaz ki!” demeye mi getiriyorlar. Ha bir ayrıntı daha; Cizre'den yansıyan görüntülerde, ellerinde uzun namlulu silahlar olan gençlerin üzerindeki PKK gerilla kıyafetlerine de son dönemlerde gençlerin aksesuar olarak kullandıkları elbiselerdir, diyorlar herhalde! Bundan korkacak bir şey yok, onlar bizim gibi insanlar. Bu yüzden HDP/PKK'liler onlara halk diyor ya! Onlar sivil halktır, siz kötüye yoruyorsuznuz!

6-7 Ekim'de ve Cizre'de ne oldu, nnlarca insanı kim öldürdü, görüntülere yansıyan 3 gencin vahşice katledildiği görüntüler neyin nesi, bu görüntülerdeki saldırganlar kim diyoruz? Ha canım, dedik ya o olaylar provokasyondur ve onları provokatörler öldürdü, görüntüleri yansıyanlar da provokatörlerdir.

İyi, hadi öyle kabul edelim. Bunlar provokatörlerdir, polis üç genci apartmandan linç ederek çıkranları kamera görüntülerinden net olarak tespit edip oradaki canlı tanıklarla teyit ettiriyor ve 25'ini tutukluyor. HDP/DBP'li üst düzey yöneticiler en ön safta yer aldıkları binlerce kişinin katıldığı gösteriler düzenleniyor ve tutuklamaları protesto ediyor. Adliyenin etrafını sarıyor ve serbest bırakılmaları savcı, hakimlere için baskı uyguluyorlar. Bu da yetmiyor, KCK üst perdeden tehdit ediyor: “Tutuklamalar devam ederse biz de tutuklamalara başlayacağız.” 

Siz bakmayın öyle bu mızrağın sizin çuvala sığmadığına, HDP/PKK'nın çuvalı büyük, onlarınkine sığıyor. Ne atarlarsa atsınlar, sığacak büyüklükte bir çuval. Bu sebeple HDP/PKK/KCK'lı yetkililer rahat atıyorlar. Tabi toplum bunları görüyor ve görecek, görmeyen bir kitle var ki o da kendi medyalarından ve siyasilerinden beslenen kitleleri, nerede ise insanlıktan çıkardıkları bu kitleyi çuvala dönüştürdüler. HDP/PKK'lılar ne atarsa çuval misali alıyorlar. Bu mızrak büyüktür, bu çuvala sığmaz demiyorlar, çünkü sorgulayacak aklı almışlar kafalarından.

Hatırlar mısınız; Ergenekon kapsamında ele geçirilen LAW silahları hakkında dönemin Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ, eline aldığı bir LAW silahı ile kameralar karşısına geçip “bunlar silah değil, boru” demişti.

Şimdi aynı kafayı HDP/PKK'lılar sergiliyorlar ve toplumdan da buna inanmalarını bekliyorlar.

Bu arada belki kaçırmışsınızdır; üç gün önce D. Bakır'ın Çınar ilçesinde yol kontrolü sırasında DBP'li Çınar meclis üyesi Nezir Altuner'in bulunduğu aracın bagajında dört adet kalaşnikof tüfek, bir adet M-16, bir adet av tüfeği, bir tabanca ve bu silahlara ait çok sayıda mermi yakalandı.

Eskiden HDP/DBP'liler silahın gölgesinde siyaset yapıyorlardı, şimdi ise ellerindeki silahlarla siyaset yapıyor.

Btütn bunlara rağmen KCK'lı yetkililer “HÜDA PAR silahla arasına mesafe koymalı” diyor.

Ellerinde silah olan ve sürekli bunu kullanan HDP/KCK'lıların sadece silah konusunda değil dezenformasyonları. Bülent Arınç bir defa partimizi ziyaret etti diye olmadık iftiralarda bulunuyorlar: “HÜDA PAR, Ak Partinin paramiliter gücü, sopası, Hizbulkontra-devlet işbirliği, HÜDA PAR devletten uzak durmalı vs vs.” Bunu söyleyenlerin yılların derin devletle ilişkisini bir taraf bırakalım, Ak Parti ile on yıla yakındır görüşenler, MİT'le ortak hareket edenler, ABD ve israile taşeronluk yapanlar, Bıji Obama sloganları atanlardır. 

Bana göre HDP/PKK/KCK, HÜDA PAR'ın kuruluşu ve güçlenmesi ile şiddetli gaz sıkışmalı karın ağrısı yaşıyor. Bu sebeple yaptıkları açıklamalarla etrafı kokutuyorlar. Yalnız gazın dışarıyı kokuttuğunu biliyorduk da aynı zamanda aklı da ifsat ettiğini/kokuttuğunu HDP/PKK'lılardan öğrenmiş olduk.

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Haber Analiz Haberleri

SDAM'dan "Aile Bakanlığı strateji planları" analizi
Birbirini besleyen ideolojilerin kıskacında 1 Mayıs ve İslami bakış
Vahşi bir savaş stratejisi ve teolojik kin
Kudüs Yahudiler için neden önemli?
Amaçları ve Neticeleriyle 15 Temmuz Darbe Girişimi