İslam Birliği ve Kürtler

Siyasal anlamda geleceğini İslam’la okuyan herkesin ve her hareketin ortak tasavvuru “İslam Birliği”dir. Bu, yönetime ilişkin siyasal bir projedir.

Siyasal anlamda geleceğini İslam’la okuyan herkesin ve her hareketin ortak tasavvuru “İslam Birliği”dir. Bu, yönetime ilişkin siyasal bir projedir. İslam’ın öngördüğü siyasal yönetimin amaçsal ve düşünsel sabiteleriyle beraber, maddi anlamda da sabiteleri vardır. Yanısıra İslam toplumlarının durumu ve dönemin koşullarına göre değişkenlik arzeden araç ve uygulamaların da olduğu, Hazreti Ömer’in devlet pratiğiyle de bilinmektedir.
 

Modern anlamda, insan, ülke ve egemenlik unsurlarından oluştuğu varsayılan devlet, temel olarak iki şekilde örgütlenir: Üniter (tekli) ve Birleşik devletler...  Birden fazla devletin kendi aralarında gerçekleştirdikleri bir anlaşma ile birleşmeleri sonucu oluşan devletlere Birleşik Devletler (Cemahir-i Müttefika) denilmektedir.

İslam Birliği dediğimiz proje “Birleşik Cumhuriyetler” modelidir. İslam Ümmeti Hazret-i Ali Efendimiz’in hilafetine kadarki 22 yıllık süre dışında hiçbir zaman tek devlet tarafından yönetil(e)memiştir. Ne 767 yıllık Abbasi, ne de 400 yıllık Osmanlı hilafetinde…

Osmanlı’nın yıkılmaya yüz tuttuğu süreçte de Bediüzzaman gibi İslam dâhilerinin ve öncülerinin İslam birliği tasavvuru üniter devlet değil “Cemahir-i Müttefika-i İslamiye” dedikleri “Birleşik İslam Cumhuriyetleri”dir. Bediüzzaman’a göre merkeziyetçi, tekçi, üniter devletler miadını doldurmuş, zaman her kademede çoğulculuğu ve şurayı zorunlu hale getirmiştir. Bu yüzden kendisi hilafet makamını uhdesinde bulunduran Osmanlı’yı buna yöneltmiş ve “Eski hal muhal (imkânsız); ya yeni hal veya izmihlâl (yokoluş)” demiştir. Ancak Osmanlı merkeziyetçi yapıda diretmiş ve nihayetinde yıkılıp tarih olmuştur.

Günümüzde BM’ye kayıtlı 193 devletle beraber, kendilerini bağımsız olarak tanımlayan devlet sayısı 250’dir. Halklarının çoğunluğunu müslümanların oluşturduğu devlet sayısı ise 62’dir. Bunlardan 58’i, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) üyesidir. Arap devletlerinden Suriye ve Mısır 1958’den 61’e kadar birleşmiş; birlik kısa sürede bozulmuştur.

Yüzyıllarca birbiriyle savaşmış Avrupa toplumlarının bile günümüzde “Avrupa Birliği (AB)” adı altında birlikler oluşturup, sınırları sembolik hale getirmesi, ortak pazarlar oluşturması, ortak para birimi gibi birçok alanda ortaklaşması(birlikleşmesi) karşısında, ortak değerleri tüm dünya toplumlarından kat be kat fazla olan İslam âleminde kalın duvarlar, tel örgüler ve mayınlı tarlalarla sınırların ve sıkı geçiş uygulamalarının devam etmesi, farklı alfabe, takvim, saat ve para birimlerinin kullanılması akıl karı değildir.

İslam Birliği’nin sağlıklı ve sağlam temeller üzerine kurulması Asya kıtasının olmazsa olmazıdır. Peki, bu birlik nasıl oluşacaktır? Öncülerimiz birliğin oluşma şartları olarak şunları saymışlardır: 1- Birleşik İslam Devletleri (Federatif) şeklinde olması, 2- Farklı halkların birliğini teşkil edecek yapıda üst kimlik olarak “İslam milliyeti”nin esas alınması, 3- Şura/Parlemento uygulamasının yönetimin temelini teşkil etmesi, 4- Ortak noktalarda biraraya gelişin sağlanması…

Güncel soru ise şudur: Kürd gibi günümüzde devletsiz toplumların İslam Birliği’nde durumu ne olacaktır?

08.12.2012 tarihli yazısına “Ortadoğu’da yönetimlerle birlikte siyasî haritaların da değişeceğini anlamış bulunuyoruz.” diye başlayan A.Bulaç, “Bölgede bir Kürdistan Cumhuriyeti’nin kurulması dünyanın sonu değildir. 22 Arap devleti, 6 Türk devleti, 2 Arnavut devleti var. Bir Kürd devleti de olsa kıyamet kopmayacak.” diyordu.

Bediüzzaman da yüz sene evvel “Osmanlı döneminde” Kürdler için “Değerli sahipsiz bir kavim” derken siyasal anlamdaki sahipsizliğe dikkatleri çekmekte ve İslam Birliği projesini en önemli reçetelerinden biri olarak sunmaktaydı. Ona göre Asya kıtasının ve “Değerli sahibsiz bir kavmin (Kürdler) reçetesi; ittihad-ı İslâm’dır.” Doğrusu bu, Kürd toplumunun tarihi, coğrafi, toplumsal ve siyasal anlamda olmazsa olmazıdır. Peki, Kürdler bu birlikte nasıl yer alacaklardır?

1900’lü yılların başında, Kürdler için bağımsızlık, özerklik, otonomi gibi konularda tartışmalar yapılmış, Bediüzzaman ve Seyyid Abdulkadir gibi Kürdistanlı önde gelen İslam öncüleri bu konudaki düşüncelerini net bir şekilde ortaya koymuşlardır… Bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Bediüzzaman’ın tüm müslüman topluluklar gibi Kürdler için de özel/özerk bir yönetim öngördüğü ve tüm bunları bünyesinde toplayan İslam birliğini tasavvur ettiği açıktır. Bediüzzaman’a göre olması gereken budur. Aksi takdirde zulümler ve haksızlıklar vücuda gelir, fabrikanın çarkları ahenkle çalışamaz. Varolan tüm devletlerin (Arap, Türk, Fars, Afgan, Çeçen, Urdu, Kırgız, Kazak, Azeri vb.) isminden bayrağına ırkı çağrıştıran her şeyi ellerinden alıp ümmetin ortak kavramlarını ve sembollerini yerine ikame ederek birliğe dâhil etmek istenmediğine ve mümkün de olmadığına göre; devlet olarak varolan halkların isminden bayrağına tüm kavram ve kullanımlarını ıslah edip, Kürd’ün eline de kendisini temsilen kirlenmemiş kavram ve semboller sunmak ve kendisinin İslam’ın cevaz verdiği tercihlerini saygın kabullenerek İslam birliğinde federal bir yönetimle katılmasına rıza göstermek en makul yol olarak önümüzde durmaktadır. Kürd ve Beluç gibi İslam toplumlarının binlerce yıldır yaşadıkları topraklarda diğer kardeşleri gibi egemenliklerini tesis etmesi, ne birilerini bölmek ne de İslam topraklarını eksiltmektir. Aksine bir asrı aşkın süredir akan kanlar duracak, yabancıların içimizdeki parmakları kırılacak; birliğin esası olan kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhu pekişecektir.

“Aheri yutmakla beslenen” ırkçılık hastalığına prim vermeden, tüm islam toplumlarıyla omuz omuza adil ve eşit koşullarda “Birleşik İslam Cumhuriyetleri”nde buluşabilmek dileğiyle… (Dogruhaber)

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

Asgari ücret 28 bin 75 lira olarak belirlendi
Sanal kumar gençliği tehdit ediyor!
Lastik ustaları: Kış lastiği 7 derecenin altında zorunluluktur
"Yüzyılın Konut Projesi" başvuruları yarın başlıyor
1,8 milyon kişinin ehliyeti artık geçersiz!