Açıklamada, namazın yalnızca bireysel bir ibadet olmadığına dikkat çekilerek, "Namaz, kulun Rabbiyle kurduğu en güçlü bağ ve imanın açık göstergesidir" ifadelerine yer verildi.
Resulullah'ın (Sallallahu Aleyhi Vesellem) "Kişi ile şirk ve küfür arasındaki sınır namazı terk etmektir" hadisi hatırlatılarak, namazın inanç sınırlarını belirleyen bir çizgi olduğu belirtildi.
"Alay ve küçümseme, ciddi bir inanç aşınmasına işaret ediyor"
İTTİHADUL ULEMA, özellikle gençler arasında namazın sosyal medya mecralarında alay konusu yapılmasının, ciddi bir toplumsal ve inançsal aşınmaya yol açtığını ifade etti.
Açıklamada, bu tutumların bireysel bir tercih olmanın ötesinde, ailelerin, eğitimcilerin ve kanaat önderlerinin sorumluluğunu artıran bir tablo ortaya koyduğu vurgulandı.
"Kur'an bu konuda açık ve nettir"
Kur'an-ı Kerim'de namazın açık şekilde emredildiği hatırlatılan açıklamada, Yusuf Suresi 65. ayete atıf yapılarak, "Allah'a kulluk bilinci, hayatın her alanına taşınmalıdır" denildi. Dijital mecralarda dinî değerlerin basit mizah unsuru hâline getirilmesinin kabul edilemez olduğu ifade edildi.
"Kimliğini korumak isteyen gençlik yetiştirilmelidir"
Açıklamada, çözümün yasaklayıcı değil, bilinçlendirici bir yaklaşım olduğu belirtilerek; imanını tanıyan, değerlerine sahip çıkan ve inancıyla barışık bir gençliğin yetiştirilmesinin önemine dikkat çekildi. Eğitimden sosyal hayata kadar her alanda namaz bilincinin güçlendirilmesi çağrısı yapıldı.
"Toplum kendi değerlerini korumazsa yozlaşma kaçınılmaz olur"
İTTİHADUL ULEMA, bir toplumun kendi değerlerini değiştirmedikçe Allah'ın da o toplumun hâlini değiştirmeyeceğini hatırlatarak, inançlara yönelik saldırıların normalleşmesine karşı herkesin sorumluluk alması gerektiğini vurguladı.