Kredi notunun düşürülmesi

Abdulhalim SEÇKİN

Moody's Türkiye'nin kredi notunu düşürdü. Türkiye'yi yatırım yapılabilir ülke konumundan çıkardı. Kredi notunu düşürmek siyasi, politik ve kasıtlı olarak görülse de ülke ekonomisine çeşitli etkileri oldu. Olmaya da devam edecektir. Bu yüzden dikkate alınması ve etkilerine karşı tedbir alınması gerekiyor.

Türkiye varlıkları, Temmuz ayında başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişiminden bu yana, görülen en sert kayıplarını kaydetti.

Türkiye piyasasında not indirimi sonrası dikkat çeken bazı gelişmeler:

-Borsa İstanbul Bankacılık Sektörü Endeksi yüzde 6 gerileyerek 18 Temmuz'dan bu yana görülen en sert kaybını kaydetti.

-Türk Lirası gelişen piyasalar arasında en fazla kaybeden para birimi oldu.

-BIST 100 Endeksi'nde işlem gören 100 şirketin üçü dışında tamamının hisse senetleri değer kaybetti.

-Türkiye 10 yıl vadeli hazine tahvilinin faizi 32 baz puan yükselerek gelişen piyasa benzerleri arasında en fazla artışı kaydetti.

-Türkiye 5 yıllık CDS'leri 15 bp yükseldi.

Not indirimi siyasi ve politik olsa da, not indirimine götüren çeşitli etkenler oldu. 15 Temmuz darbe girişimi, Doğu ve Güneydoğu'da terörle mücadele, Suriye topraklarında verilen savaş, ülkeyi yatırım yapmak ve ekonomisini büyütmekten büyük oranda alıkoydu/alıkoyuyor. Darbe girişimi bertaraf edildi. Ancak hala etkileri giderilmiş değil. Kimi mide bulandırıcılar ikinci bir girişimin olabileceğini açılayarak kafa karışıklıklarına sebep oluyor. Bu da piyasaları etkiliyor ve Moody's gibi kuruluşların böyle kararlar vermesine sebep oluyor.

Moodys'in analisti :“Başarısız darbe girişiminin Türkiye ekonomisinde yarattığı şok etkisi büyük ölçüde bertaraf edildi ancak uzun vadeli riskler devam ediyor” şeklinde açıkladı.

Moody's resmi açıklamasında ve not indirimine gerekçe olarak iki noktaya vurgu yaptı. İlki “ülkenin yüksek dış borç gereksinimi ve bunun çevrilmesindeki risklerin artmasıydı.” Bu konu tüm derecelendirme şirketlerince sıkça dile getirilen bir konudur. İkincisi “Daha önceleri destekleyici olan özellikle büyüme, kurumsal dayanıklılık ve destekleyici kredibilite temellerindeki zayıflama” olarak açıkladı.

Üç tane kredi derecelendirme kuruluşu var.  Dünyanın en büyük fonlarının birçoğu, bir ülkenin varlıklarını değerlendirmeye almak için bu üç büyük kredi derecelendirme kuruluşundan -Fitch Ratings, Moody's ve S&P Global Inc.- en az ikisinden yatırım yapılabilir seviyeye sahip olmayı gerektiriyor. Şu anda Türkiye'nin notunu düşürmeyen bir tek Fitch Ratings kaldı.

Moody's'in not indirimi sonrasında tahvil, eurobond, sendikasyon kredileri ve yurt dışı kaynaklı kredilerin genel tanımı olarak kullanılan “kredi pazarında” maliyet artacaktır. Nitekim bankaların aldığı son sendikasyon kredilerinden başlayarak sağladığı yurt dışı finansman maliyetleri artacaktır.

Türk bankaları iç piyasada yeterince tasarruf olmadığı için verdiği krediyi yurt dışından borç alarak sağlıyordu. Zaten bir süredir bu kredilerin maliyeti artmıştı. Şimdi ise iyice artacak ve bankalar iç piyasada kredi musluklarını iyice kısacaklardır.

Türkiye'ye tanınan kredi limitleri de azalacak hem miktar hem de maliyet baskısı altında kalınacaktır. Ancak piyasalarda konuşulduğu gibi not indi diye 8-10 milyar dolarlık “zorunlu satış” olmaz.

Yatırım yapılabilir ülke konumundan çıkarılmakla yabancı yatırımcılar yatırım yapmakta çekingen davranacak. Bu da yabancı sermaye girişini ve döviz girdisini azaltacaktır. Döviz girişinin azalması, haliyle doların değerini bir miktar tırmandıracak. Ancak bu aralık 3.000-3.050 aralığını geçmeyecektir.

Moody's gibi kredi derecelendirme kuruluşlarını haksız çıkarmak, meydana getirdikleri etkileri bertaraf etmek için, Türkiye 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında gündeme getirdiği reform önlemlerini şimdi aynı hızla gündeme almak ve uygulamak zorundadır. Bu yapıldığı takdirde reyting düşüşü pek sorun olmayacak, tersine reyting zaman içinde yeniden yükselecektir.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de Twitter hesabından, “Rating kuruluşlarına vereceğimiz en iyi cevap yapısal reformları daha da hızlandırmak, mali disiplini korumaktır. Durmak yok, reformlara devam” dedi ve Türkiye'nin temellerinin sağlam ve şoklara karşı dirençli olduğunu belirterek noktayı koydu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.