Mısır Seçimlerinde Beklenmedik Sonuçlar

Selahaddin YILDIRIM

Arap dünyasında başlayan devrim süreci devam ediyor. Sürecin ne zaman nihayete ereceğini bilemesek de, bunun sanıldığı kadar bir-iki yılda bitmeyeceği, belki on yıla kadar devam edebileceği ifade ediliyor. Tarihte meydana gelmiş devrimlerin hemen hepsi de, benzer bir süreçten geçmişlerdir. Bu nedenden dolayı Mısır’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlanmasıyla beraber işin biteceğini sanmak yanlış olacaktır. Fırtına henüz dinmiş olmadığı gibi, son seçimlerde ortaya çıkan tablo, muhtemel bir karşı tehlikenin de henüz tamamen yok sayılamayacağını göstermiş olması açısından manidardır. Eski diktatör rejime karşı duran cephede oylar parçalandı. İslami cephede yaşanan oy bölünmesi de eklenince, eski rejimin kalıntılarını temsil eden Ahmet Şefik aradan sıyrılıp finale çıkabildi.

Seçimin ilk turu bu beklenmedik sonucu ortaya koydu. Diktatör Mübarek döneminin son başbakanı Ahmet Şefik, oyların( %23,3)’ünü alarak ikinci tura kalan iki adaydan biri oldu. Bu zatın bu kadar oy alacağını kimse tahmin edememişti. Kamuoyu yoklamaları onu hep son sıralarda gösteriyordu. Ortaya çıkan bu sonuç üzerinde ilgili her kesimin daha dikkatli düşünmesi ve gerekli önlemleri alması lazımdır. Çünkü eski diktatör rejimin kalıntıları yeniden sahneye çıkmak için bir toparlanma azmi içinde olduklarını ve küçümsenmeyecek bir tabana sahip oldukları mesajını vermişlerdir. 

Ahmet Şefik’e giden bu oylar gerçekten kimin oylarıydı; Mısır’da bu kadar eski rejim taraftarı mı vardı, diye sorulacak olursa; elbette bu oyların hepsi eski rejim taraftarlarının oylarıdır denilemez. Belki de bu oyların yarısından fazlası İslami hareket ve cemaatlere karşı duyulan korku ve hoşnutsuzluğa tepki oylarıdır denilebilir. El hak Mısır’da İhvan’ın meclisteki çoğunluğuna bir de cumhurbaşkanlığı makamını da ekleme ihtimali, belli çevrelerde bazı korkular oluşturmuştur. Kıpti oylar ile bazı liberal ve laik oyların bu sebepten Ahmet Şefik’e gittiği doğrudur. İhvan’ın siyasi rakipleri ile medyanın “İhvanofobya”yı abartılı ve insafsız bir şekilde işlemesi, seçimlerde bu tablonun ortaya çıkmasını sağlayan temel nedenlerden biri olmuştur diyebiliriz.

Seçimler öncesi perde gerisinde hazırlanan bir senaryonun olduğunu ileri sürenler vardır ki, bunu da göz ardı etmek elbette mümkün değildir. Askeri Konsey, ta baştan beri kendi istekleri doğrultusunda birinin seçilmesi hesaplarını yaptı ve bu amaçla adayların kimini veto etti. İhvan’ın adayı Hayrat Şatır’ı saf dışı bırakmakla İslami cephenin oylarını bölmeyi ve kendilerine yakın olan Amr Musa’yı çıkarma hesapları açıkça belli oluyordu. Medya ve kamuoyu yoklamaları da bu senaryoyu doğrular hesaplar çıkardı ve finalin Amr Musa ile İhvan’dan ayrılan bağımsız aday Abdulmunim Ebul Fütuh arasında geçeceğini işledi. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı; aradan hiç hesap etmedikleri Mübarek’in adamı çıktı şimdi. Ortaya çıkan bu sonuç askerleri memnun etmediği gibi, halkın da öfkesini kabarttı ve halk protesto için meydanlara indi. Ahmet Şefik’in ikinci tura çıkması halkı kızdırmış olsa da, bu sonuç İhvan’ın adayı Muhammed Mursi’ye yaramıştır.  Şayet Ahmet Şefik değil de, Amr Musa veya Abdulmunim Ebul Futuh’dan biri finale kalacak olsaydı, muhtemelen Muhammed Mursi kaybedecekti, ama şimdi Muhammed Mursi’nin büyük bir fark ile kazanacağı kesinleşmiş görünüyor. İlahi kader, İhvan’ı, Mısır’ın hâkimi yapmak için kimsenin tahmin etmediği, bilmediği bir denklemi takdir edip ortaya koydu. “Hayır bildikleriniz şer, şer bildikleriniz hayır olabilir” ilahi hakikati bir kez daha tecelli etti ve İhvan aleyhine tuzak kuranların tuzakları da boşa çıkmış oldu. Müslüman Kardeşler, seçim sürecinde yaptıkları bazı siyasi yanlışlar nedeniyle parlamento seçimlerinde aldıkları oy seviyesine ulaşamadılar. Oylar bölünmüş olmakla beraber İhvan adayının aldığı oy oranı, Mısır’da en büyük organizasyon ve tabana sahip teşkilatın gene İhvan olduğunu göstermiştir.

Abdulmunim Ebul Fütuh’a gitmiş selefi oylar ile diğer eski rejim muhalifi oyların ikinci turda büyük çoğunlukla İhvan’ın adayı Muhammed Mursi’ye gidecek ve büyük bir ihtimalle Mursi cumhurbaşkanı seçilecek. Müslüman Kardeşler için işte gerçek iş bundan sonra başlamış olacak. Çok büyük sorunlarla karşı karşıya olan Mısır gibi önemli bir ülkeyi ayağa kaldırmak gibi bir yükün altından İhvan tek başına kalkabilir mi?

İhvan’ın bu çetin sınavın üstesinden nasıl gelebileceğini önümüzdeki aylarda göreceğiz. Şayet İhvan bu tehlikelerle dolu geçiş sürecini hikmetli bir siyasetle idare edebilir, kendi dışındaki devrimci güçlerle iş birliği yapıp kendi hakkındaki yersiz ve haksız korkuları izalede başarı sağlayabilirse; daha geniş halk kitlelerinin güven ve desteğine sahip olacak ve sorunları çözme konusunda elini güçlendirmiş olacaktır. Seçim sonuçlarının ardından yapılan açıklamalar İhvan’ın bunu yapmak istediğini gösteriyor.

Tunus’ta en-Nahda Hareketi bu konuda kayda değer bir ilerleme gösterdi. İhvan’ın da, Mısır’ı sahil-i selamete ulaştıracak birleştirici ve bütünleştirici yaklaşımını vakit geçirmeden açık ve net bir şekilde cesaretle ortaya koyması gerekir; yoksa yakaladığı bu fırsatı yitirirse, onu bir kez daha bulması çok zor olabilir. Rabbim kendilerine yardımcı olsun.

Doğruhaber Gazetesi

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.