Mutabakat Sağlandı(!) Hamd olsun

Mustafa CANAN
TBMM’de grubu bulunan dört partinin mutabakatıyla meclis başkanlığına kanun teklifinde bulunuldu. Peki Ak Parti, CHP, MHP ve BDP hangi hususlarda mutabakat sağladı. Her biri ayrı bir telden çalan bu partileri bir araya getiren ne oldu?

Suriye’deki zulümlerin son bulması, akan kanın durması için mi yoksa sesi kısılan, evlerinden yurtlarından edilen hatta diri diri yakılan Myanmar’daki Müslümanlara sahip çıkmak, Budist vahşetine “dur” demek için mi bir araya geldiler? Yoksa Amerika’nın dünya jandarmalığına, siyonist israil’in mazlum Filistinlilere karşı uyguladığı insanlık dışı politikalarına posta koymak için bir araya geldiler. Keşke öyle olsaydı.
 
Ümmet adına, insanlık adına Suriye’deki kanın durması adına ortak bir noktada buluşsalardı. Myanmar’daki mazlumiyetleri yüzlerinden okunan sahipsiz Müslümanların çektikleri çileyi sona erdirecek bir karara imza atsalardı. Ümmetin davası ve derdi olan Filistin davası için görüş birliğine varsalardı. Amerika’nın dünya jandarmalığına, siyonistin barbar saldırılarına “dur” diyecek, “dur” demekten de öte bu emperyalist güçleri ve İslam’a kafa takmış tüm zihniyetleri durduracak bir gücü doğuracak bir mutabakat sağlansaydı.
Nerde? Kimden neyi bekliyorum?

Ne yapayım, mutabakat sağlandı deyince bunları düşünmekten kendimi alamadım. Bunlar şu an için düşüncede bile komik gelen varsayımlardır. BDP’nin, CHP’nin ümmet adına Filistin davasına, Myanmar’daki Müslümanlara sahip çıktığına, aynı şekilde İslam adına, mazlumlar adına despotlara kafa tuttuğunu düşünsenize! Tabi, BDP’li Belediyenin siyonistleri Amed’te ağırladığını, yine bu BDP’li, CHP’li, AK Partili belediyelerin kutlu doğum etkinlikleri için sorun çıkardıklarını biliyoruz. Bunun için İslam’a, Müslümanlara ve mazlumlara dost olmaları ve destek olmaları bir yana, köstek olmamalarını küfre çanak tutmamalarını temenni ediyoruz. Yani anlayacağınız şu an için hayalden, seraptan da öte bunlar. Ne diyelim…

Gelelim tekrar mutabakat meselesine, mutabakat bunlarda sağlanmadıysa neyde sağlandı? Sağlanmışsa yeni anayasa taslağında sağlanmıştır. Bildiğiniz üzere Ekim 2011’de Anayasa Uzlaşma Komisyonu, yeni anayasa yapma çalışmaları kapsamında ilk toplantısını gerçekleştirmişti. O tarihin üzerinden bir buçuk yıl geçti. Normalde bu komisyonun yeni anayasa çalışmalarını 2012’nin sonuna kadar tamamlaması gerekiyordu. Olsa olsa yeni anayasa çalışmaları neticelenmiş ve mutabakat yeni anayasa taslağı üzerinde sağlanmıştır, diyeceğim.

Ama maalesef mutabakat yeni anayasa çalışmaları kapsamında da değildir. Hatta Anayasa Uzlaşma Komisyonu şu ana kadar 140 madde görüşüp tartışmış. Bu maddelerden sadece 30 madde üzerinde anlaşma sağlanmıştır. Partilerin anlaşamadıkları, fikir ayrılığına düştüğü konuların başında da vatandaşlık, resmi ideoloji, din hürriyeti, anadil konularının gelmesi, meselenin diğer boyutudur. Öyle ise mutabakat mı? Vekil haklarında mutabakat sağlanmış.

Millet meselelerinde, ümmet ve insanlık meselelerinde bir araya gelemeyen, anlaşamayan, birbirinin kuyusunu kazan, ağza alınmayacak hakaretleri birbiri için sıralayanlar maalesef mesele kendileri olunca bir araya geldiler. Milletvekillerinin haklarında mutabakat sağladılar. 4 partiye mensup 12 grup başkanvekilinin imzasıyla milletvekilleri haklarını içeren yasa teklifi Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Bu yasa teklifine göre milletvekillerinin önceden plakasını bildirecekleri bir araçlarına trafikte ceza kesilmeyecek. Ayrıca o araca geçiş üstünlüğü sağlanacak.
 
Yine o yasa teklifi milletvekillerine ömür boyu diplomatik pasaport hakkı, silah taşıma ve bulundurma hakkı, kamuya ait sosyal tesislerden en üst düzeyde yararlanma hakkı gibi yeni haklar getiriyor. Her şey tamam da milletvekili aracı trafik cezasından neden muaf tutulacak, cezayı hak etmesine rağmen milletvekilline trafik cezasının verilmemesinin neresinde adalet var? Vatandaşa bas cezayı, vekile geç kıyağı öyle mi?
 
Bu mu adalet, hakkaniyet? Ben de neler düşünüyormuşum. Kendi haklarında mutabakat şahane, yeni anayasaya gelince anlaşamıyoruz, mutabakata varamıyoruz. Ne güzel bahane! Ertele… Bu sene, olmadıysa seneye, olmadıysa önümüzdeki bahara/seçime…
 
Ne acelesi var? Neyse, Allah onları da ıslah etsin. Bu arada akil adamların çalışmaları neticesinde oluşturulan raporda Türkiye realitelerinden olan Hizbullah’a ve diğer cemaat, tarikat, dernek ve vakıflara; onların endişelerine yer verilmemesi düşündürücüdür. Demekki Diyarbakır Nevroz Parkı’ndaki, Batman miting alanındaki ve Kazlıçeşme miting alanındaki Peygamber sevdasıyla bir araya gelen milyonları, 258 kutlu doğum etkinliğinde bir araya gelen milyonlarca Peygamber Sevdalısını görmeyenler, görmek istemeyenler yine devrede.
 
Böyle düşünmemek elde değil ki. Kim neyde mutabakat sağlamışsa sağlasın, hamd olsun Allah’a ki biz de sırf O’nun için O’nun davasında ve Peygamberinin sevdasında mutabakat sağlamışız.
Milletin dünya ve ahireti adına hayırlı adımlarda mutabakata varacak siyasetçiler görmek temennisiyle… Selametle kalınız.
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.