Öncesi ve sonrası ile Sultanahmet ve Çınar bombaları

Sait ŞAHİN

 11 kişinin öldüğü Sultanahmetteki patlamadan sonra Çınar'da da bombalı bir saldırı gerçekleştirildi. Bu saldırıda da altı sivil hayatını kaybetti. Sultanahmet'teki saldırıyı, Suriye uyruklu bir IŞİD canlı bombacısının gerçekleştirdiği bilgisi paylaşıldı.

PKK'nın bombalı saldırısından sonra Çınar, adeta Suriye'nin şehirlerinden birine döndü. Çınar'a Esed'in varil bombalarından biri düşmüş görüntüsü vardı. Hendekler, barikatlar, evlerin delik deşik edilmiş duvarları ve çatışmanın kurşun izleri ile öz yönetim ilan edilen yerler zaten Suriyeleştirilmişti. Belli ki PKK, çatışmaların olmadığı yerleri de bombalar üzerinden Suriye'ye dönüştürecek.

PKK şu anda alan hakimiyeti sağlamak için gözü dönmüş eylemler gerçekleştiriyor ve yeni stratejilere baş vuruyor. İşin garibi PKK, Kürt şehirlerini bombalayarak ve harabeye çevirerek, Kürtleri de katlederek Kürdistan'a özgürlük(!) getiriyor.

Biz bunları söylerken hastalıklı zihne ve kalbe sahip birileri hemen, “niye devlete bir şey söylemiyorsunuz” diyorlar. Bunu söyleyenlerin, söylemlerimizi takip ettikleri yok aslında. Sadece söylediklerimizin kendilerine dokunan kısmını görüyorlar. Onların amacı, gerçekten bizim devlete ve hükümete yönelik söylediklerimizden haberdar olmak veya bizim devlet ve hükümet hakkında söz söylememiz değil.

Onların tek bir amacı var; HDP/PKK ne yaparsa yapsın, HDP/PKK'ya tek bir söz söyletmemek. Yoksa iyi niyetli olsalar, hazırladığımız raporları, yaptığımız gündem değerlendirmelerimizi, yazdıklarımızı ve söylediklerimizi okurlar ve “Kürt meselesinin sebebinin devlet olduğunu, Kürtlere yönelik yüzyıllık devlet zulmünü, 90'lı yıllarda derin devletin Kürdistan'da işlediği katliamları, Kürtlerin gasp edilmiş haklarının pazarlıksız iade edilmesi gerektiğini, sokağa çıkma yasaklarının halkı mağdur ettiğini, sivil ölümlerden PKK'nın yanında devletin de sorumlu olduğunu, operasyonlarda başvurulan hukuksuzlukları ve kullanılan ırkçı söylemleri...” dile getirdiğimizi ve bunlara tepki gösterdiğimizi görürler. Ancak dediğim gibi bu hastalıklı zihinlerin amacı bunları görmek değil, HDP/PKK ne yaparsa yapsın söz söyletmemek ve bundan daha ötesi; HDP/PKK'nın kirli ilişkilerini perdelemek.

Şahsen ben, PKK'nın Çınar'daki bombalı saldırısını, Sultanahmetteki bombalı saldırıdan bağımsız görmüyorum. Ve bu bombalı saldırıları da Diyarbakır, Suruç ve Ankara bombalı saldırılarından bağımsız görmüyorum. Daha önce de bu konuda iki yazı yazdım. İsteyenler aşağıdaki linklerden bu yazılara ulaşabilirler:

http://www.dogruhaber.com.tr/yazar/sait-sahin/4929-buyuk-plan-hdp-pkk-ve-isid/ http://www.dogruhaber.com.tr/yazar/sait-sahin/5175-diyarbakir-suruc-ankara-bombalari/ Türkiye'deki bu bombalı saldırıların tümünü, IŞİD'in Kobani'ye saldırılarından bağımsız olarak da görmüyorum. IŞİD'in Kobani'ye saldırısı ile Diyarbakır, Suruç ve Ankara bombaları hepsi adeta HDP/PKK'ya destek sağladı. PKK Kürdistan'da halkı sokaklara dökmek ve bazı adreslere saldırmak istiyor, IŞİD Kobani üzerinden buna zemin hazırlıyor; HDP baraj sorunu yaşıyor, IŞİD Diyarbakır ve Ankara bombaları ile imdada yetişiyor; PKK 7 Haziran sonrası konuşturduğu silahlara gerekçe sorunu yaşıyor, IŞİD Suruç bombası ile yetişiyor. Bunların hepsi tesadüf olamaz. Sultanahmet ve Çınar bombalarının da peşi sıra olması tesadüf değil bence. Ve bütün bu yaşananlar da bana göre Rusya'dan bağımsız değil.

Putin'in bugünlerde yapmış olduğu, “Hem Esed'in ordusunu hem de silahlı muhalif grupları destekliyoruz. Bu gruplardan bazıları bunu açıkça söylüyor, kimileri ise sessiz kalmayı tercih ediyor. Ancak böyle bir desteğimiz var açıklamasını ve bahsettiği desteği, sadece Suriye ile sınırlı görmemek lazım. Putin'nin, Esed'in dışında destek verdiklerini belirttiği sözde muhalif grupların başında PYD (PKK) geliyor ve iki taraf da bunu gizlemiyor.

Türkiye Rusya'nın uçağını düşürdüğünde de tehditin Salih Müslim'den gelmesi ve Selahattin Demirtaş'ın Rusya'ya koşması bu desteğin göstergesiydi.

Putin'in, destek verdiklerini söylediği ve bunu açıklamayan diğer muhalif gruplar kim? Akla gelen Hizbullah ise bu, aklın yanılgısıdır, çünkü Hizbullah muhalif değil, müttefik bir grup. Geriye kuvvetle muhtemel IŞİD kalıyor.

Kobani saldırısı, Diyarbakır, Suruç, Ankara, Sultanahmet ve Çınar bombalarını bu ilişki ağı içinde değerlendirmek lazım. Rusya, Suriye'de destek verdiği gruplar üzerinden aynı zamanda Türkiye ile hesaplaşıyor olabilir. Ortadoğu'da başından beri AB, ABD ve israil destekli PKK, böylece Türkiye'ye karşı Rusya'nın da desteğini sağlamış oluyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.