Ortadoğu çıkmazı ve inek kral

Kenan ÇAPLIK

Son Katar kriziyle, Ortadoğu'daki oyunun yeni bir sahnesine geçildi. Daha önce senaryosu yazıldığı belli olan bu sahnenin, daha büyük ve daha kanlı olayların ilk basamağı olarak perdesi açıldı. Oynanmakta olan oyunun, daha önce yüzlerce kanlı ve iç acıtıcı sahnelerine şahit olduk. Daha bir sahne bitmeden, oyunun diğer sahnelerinin perdeleri çok daha kanlı ve şiddet içerikli bir şekilde hemen açılmaktadır.

Son birkaç yıl içerisinde önce Tunus sonra Mısır, ardından Suriye ve hemen beraberinde Yemen, büyük bir acımasızlıkla tarumar edildi. Şimdi sırada Katar var. Katar'ın viraneye çevrilmesinden sonra sıra hangi ülkeye gelecek diye fikir yürütmeye gerek var mı? Hangi İslam ülkesi katliamsız kaldı? Hangi İslam ülkesi küfrün boyunduruğunu kabul etmemiş ise elbette sıra ona gelecektir.

Bütün bunların yaşanıyor olmasının tek bir sebebi vardır. İçimizdeki ihanet şebekelerinin küfrün emriyle hareket etmesidir. İçimizdeki küfrün kâhyaları, efendilerinden aldıkları emirleri harfiyen yerine getirmek için büyük bir bedbahtlıkla  hazır kıta beklemektedirler. Daha önce ihanetlerini gizli kapaklı yaparlarken, şimdi efendilerinin onlara verdiği emir gereği, her türlü işlerini zillet içerisinde açık bir şekilde yapmaktadırlar.

Şimdiye kadar Suudi kralı ihanetin sembolü idi. ABD'ye bağlılığı ve ülke kaynaklarının tamamının küfre peşkeş çekilmesi noktasındaki zilletini herkes artık kabullenmişti. Ancak Sisi adındaki başka bir kâhya çıktı ve kralın ihanetini gölgede bırakacak katliamlara imza attı. Kendi halkını bütün dünyanın gözü önünde öldürerek ne kadar da zelil olduğunu ve daha büyük bir hain olduğunu ispatlamaya çalıştı. Fakat Suudi kralı Yemen'i işgal ederek buradaki Müslümanları öldürmeye başladı. Yüzlerce çocuğun açlıktan, yetersiz beslenmekten ve son olarak kolera ve diğer salgın hastalıklardan ölmesini sağlayarak, Sisi'nin ihanetini tekrardan geçerek, aslında ihaneti kimseye kaptırmayacağını ispatladı.

Efendi Trump'ın Suudi ziyareti sırasında yaptığı silah antlaşmalarına bakıldığında, aslında Suudi, Amerika için çok süt veren, uysal ve sağmal bir ineğe benzemektedir. 380 milyar dolar silah satışını gerçekleştiren baş katil Trump, böyle elverişli bir ineğe sahip olduğu için çok mutludur. Alınan bu silahların nerede kullanılacağını herhalde söylemeye gerek yoktur. Ya da nerede kullanamayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Amerika'nın gözünde sağılan bir inekten farkı olmayan Suudi'nin, kralının da bir inekten farkı var mı?  Daha önce ihanetle eşdeğer olan bir ülkenin kralının, ülkesinin sağılan bir inek gibi değerlendirildiği bir zeminde kralına uygun görülen konumun ne olduğunu siz takdir edin.

Böyle elverişli bir kralın başıboş bırakılmayacağını en iyisi Amerikalılar bilir. İhanet etmesinden emin oldukları ve çokta sağmal olan böyle birisine, Katar'a haddini bildirmesini emrettiler. Bu elverişli kâhya hemen hareke geçerek Katar'a doğru taarruza başladı. Küçük bir yarımada devleti olan ve sadece Suudi'yle sınırı bulunan bu küçücük devlet neye uğradığına şaşırdı.

Peki, bu saldırıya sebep olan neydi? En başta 19 trilyon dolar borcu olan ABD, daha Trump seçim kampanyasında, bu borcu körfez ülkelerine ödeteceğini söylemişti. Zengin petrol ve doğalgaz rezervleri bulunan Katar'ın Suudi gibi sağmal bir duruma getirilmesi hadisesidir. Ölümü gösterip sıtmaya razı edecekler. Eğer direnirse, gerekirse de öldürecekler. Yemen de gerçekleştirdikleri katliamlar, açlıktan ve yetersiz beslenmekten ölen çocuklar, kolera ve diğer salgın hastalıklardan ölen hamile kadınlar ve çocukların durumu gibi. Zaten şu ana kadar Yemen'de öldürülen insan sayısı Katarlılardan daha fazladır.

Katar'a isnat edilen suç ise Hamas ve İhvan'a yaptığı yardımlardır. Uzun zamandır, Hamas yetkilileri bu ülkede bulunuyorlardı. İhvan'a karşı da mutedil bir duruşu vardı. İşte bu durum hainleri harekete geçirdi ve Katar'ı diplomatik ablukaya aldılar. Daha sonra süreç ise fiili saldırıya dönüşebilir. Bizdeki 15 Temmuz darbe teşebbüsü gibi bir darbe de söz konusu olabilir. Çünkü ihanetin başı Amerika'dır, beyinsiz ve gaddar piyonlar da verilen emri kayıtsız bir şekilde yerine getirmektedirler.

Şimdi Katar, yapılan bu taarruza karşı ne kadar dayanabilecek, kendisine yönelik bu oyunu bozabilecek mi? Ümmetin yeni ve çetin bir imtihanı...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.