Referandumun toplumsal karşılığı

Kenan ÇAPLIK

16 Nisan'da halk referandum için sandık başına gidecek. Muhtemelen ülke yeni bir sistem ile yoluna devam edecek. Cumhurbaşkanlığı sistemi, olağanüstü bir gelişme yaşanmaz ise yeni yönetim biçimi olarak hayatımızda yer edinmeye başlayacaktır.

Kısmi anayasa değişikliği teklifinin mecliste büyük bir kargaşa içinde geçmesi için, ana muhalefet olağanüstü bir gayret gösterdi. Kavga, gürültü ve 'ısırmalar' bu hengâmede eksik olmadı. Millet, bu esnada yapılan bu değişikliğin içeriğinden çok, yapılan kavgalara odaklandı. Veya özellikle dikkatin buraya çekilmesine çalışılarak, maddelerin içeriğinin sağlıklı bir şekilde halka anlatılması engellenmeye gayret edildi.

Meclis'teki bu olumsuz tablonun sokağa yansıması için basın üzerinden müthiş bir savaş başlatıldı. Basında köşe başlarını işgal eden zevat, sokaklarda olmasını temenni ettiği hareketlenmeleri, sanki her gün oluyormuş gibi yalan-yanlış haberlerle yayınladılar. Bu yalan haberler üzerinden uçuk yorumlarda bulundular, halk arasında tasarladıkları kavgaların 'olamayışının' hayal kırıklığıyla, öfke nöbetlerine tutuldular.

Referandum kararından sonra, hızlı bir şekilde yine mevzi alarak, olumsuz bir havanın oluşması için yeni algı oluşturma çalışmalarına giriştiler. Özellikle ellerinde tuttukları medya gücünü kullanarak, evet/hayır tercihlerinin birbirlerine çok yakın olduğu ve 'hayır' tercihlerinin kimi durumlarda daha çok olduğu 'algısını pişirmeye' devam ettiler. Bütün bu gayretler dış salvolar eşliğinde bütün hızıyla devam etti. Dış basında, ülkenin diktatörlüğe doğru yol aldığı şeklinde, içerinden dillendirilen tezviratların amacına ulaşması için eşgüdüm propagandalar büyük bir titizlikle sürdürüldü.

Ancak bütün bu olup bitenlerin millet nezdindeki karşılığının hiç de öyle olmadığı ortadaydı. Halk günlük işinde gücünde, kavgadan uzak bir yaklaşım içerisinde, gelişmeleri hayretler içerisinde izlemeye devam ediyordu. Ve sabırla önüne gelecek olan sandığa gidip tercihini bildirecek ve ertesi gün yine işine kaldığı yerden devam edecektir. Üzerinden geliştirilmeye çalışılan bütün bu operasyonlardan habersiz ve dayatılan bu algılara kayıtsız kalarak, her zaman 'asli karar verici' olduğunu gösterecektir. Bir yerlerden 'görevli' olanlar yine hüsranı yaşayacaktır.

Her zaman halkın maslahatını ön planda tutan söylemler ve bu doğrultuda geliştirilen eylemler, olumlu karşılık bulmuş ve başarıya ulaşmıştır. Halkın hassasiyetini önemseyen politikalar değerlidir ve halk tarafından kabul görmektedir. Kendisine dayatılanlara da önüne sandık geldiğinde en güzel şekilde cevabını vermektedir. Zaman zaman dayatılan ve zorla uygulanan bazı politikalar ters tepmiş ve kısa süre içerisinde vazgeçilmek zorunda kalınmıştır. Dayatılan uygulamalar hiç kabul görmediği gibi, bu olumsuzluğu dayatanlar halk nazarında nefretle kınanmışlardır.

Değişecek sistemin adil olması, hakkın ve hukukun üstünlüğüne dayanması yeterlidir. Kişilerin, zümrelerin çıkarları milletin çıkarının üzerinde olacak ise sistemin adı ne olursa olsun bir anlam ifade etmeyecektir. Evet, bu kısmi anayasa değişikliği pekte bir şeyi değiştirmeyecektir. Şu anda fiili olan bir gerçeği, referandumla anayasal hale getirecektir.

Halk referandumla oturup, referandumla kalkmadığı gibi, önüne gelecek olan sandıktan da habersiz ve kayıtsız değildir. Muhtemelen 'evet' tercihiyle kararını belirtecektir. Bu karar ülke yönetiminde yeni bir eşiğin başlangıcı olmasını temenni ediyoruz. On yıllardır halka dayatılan olumsuzlukların son bulmasını ve tamamen halkın iradesine dayanan yeni ve tam bir anayasanın oluşturulması için bu referandumun bir basamak olmasını temenni ediyoruz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.