Şanlıurfa'da "Şehadet Gecesi" programı 2020

Şehadet ayı olarak kabul edilen şubat ayında, canlarını İslam davası uğruna feda eden Müslümanlar, ülke genelinde anılmaya devam ediyor.

Şanlıurfa Peygamber Sevdalıları Derneği tarafından Devlet Su İşleri Konferans Salonunda düzenlenen “Şehadet Gecesi” temalı programda “Şubat Ayı” şehitleri hayırla yad edildi.

Programa; Şanlıurfalı Şehid Abdulvahit Kara ve 6-8 Ekim şehidlerinden Hasan Gökgöz’ün aileleri de katıldı.

Sunuculuğunu Salih Çelik’in yaptığı program, Celalettin Kılıç tarafından okunan Kur’an-ı Kerim ile başladı. Programa katılan ilahi ses sanatçılarından Bilal Güler ve Bülent Alkanat, şehadet ile ilgili Türkçe ve Kürtçe ezgi ve marşlar seslendirdi.

Geceye konuşmacı olarak katılan Şehitler Kervanı Platformu Başkanı Molla Ömer Çelik, Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin hadislerinde geçen şehadet kavramı ve şehidliğin önemi ile ilgili konuştu.

Şubat ayının şehadet ayı olarak kabul edildiğini ve bu ayda birçok dava adamının şehid edildiğini vurgulayan Çelik, “Birçok dava adamı ve önderi bu ayda Allah’ın ismi yücelsin diye mübarek canlarını seve seve feda etmişlerdir. Üstad Hasan El Benna, Molla Zeki, Molla Gıyasettin, Metin Yüksel, Abbas Musavi gibi nice İslam alimleri, önderleri ve dava adamları canlarını seve seve verdiler.” şeklinde konuştu.

Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) şehadet ile ilgili hadisine değinen Çelik, “Peygamber Efendimiz, hadisi şeriflerinde 3 defa ashabının içerisinde buyuruyor: ‘Nefsimi kudret elinde tutan Allah’a yemin olsun ki Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, tekrar Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, daha sonra tekrar Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi istiyorum.’ Eğer şehadet güzel ve değerli bir şey olmasaydı Peygamber Efendimiz(sallallahu aleyhi ve sellem), şehid olmayı arzular mıydı? Allah’u Teala yüce kitabımda bu makam ve mertebeyi bu kadar över miydi?” diye konuştu.

15-16 yaşlarında genç bir mücahid: Umeyr bin Ebî Vakkas

Şehid ve şehadetin sahabeye yansımalarından örnekler sunan Çelik, “Bedir Savaşı’nda Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ordu hazırlıyor. Eli kılıç tutan yiğitleri, hak ile batılın ayrıldığı ‘Furkan Savaşı’na götürecek. 15-16 yaşlarında olan genç sahabe Umeyr bin Ebi Vakkas savaşa gidecek ordunun içerisinde fakat kendini gizliyor. Bu durum bir sahabenin dikkatini çekiyor ve kendisine soruyor. ‘Ey Umeyr! neden kendini gizliyorsun?’ Umeyr diyor ki ‘Ben gencim, korkarım ki Allah Resulü, beni görür ve yaşım küçük olduğundan beni geri çevirir.’ Bu aşka bakın… 15-16 yaşlarında bir genç, daha önünde uzun bir zaman var. Ama o ölmek için can atıyor. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem), orduyu teftiş ederken Umeyr’i görüyor. Peygamber Efendimiz, ona kaç yaşındasın?’ diye soruyor. Umeyr: ‘16 yaşındayım Ey Allah’ın Resulü’ diye cevap veriyor.  Peygamber Efendimiz yaşı küçük olduğundan Umeyr’i ordunun içerisinden çıkarıyor. Şehadet sevdalısı Umeyr ise çocuklar gibi ağlamaya başlıyor. Abisi Sa’d Bin Ebi Vakkas’a dönen Umeyr, ‘ Ey Sa’d senle her zaman güreştiğimizi ve seni yendiğimi Allah Resul’üne söylesene’ diyor. Peygamber Efendimiz Umeyr’in, Sa’d’ı güreşte yendiğini öğrenince onu orduya alıyor. Umeyr Uhud Savaşı’nda şehid oluyor.” ifadelerini kullandı.

“Müslümanların olduğu bir ülke niçin işgal edilir”

Şehadete aşık ve meftun olanların sayesinde bu mübarek ve yüce dinin bu günlere geldiğinin altını çizen Çelik, “Şehadet yüce bir duygudur. Bu duyguyu kaybettik. Bu duygu elimizden bir kuş gibi uçup gitti. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) hadislerinde buyuruyor: ‘Öyle bir zaman gelecek ki kafirler leş kargaları gibi üzerinize üşüşecekler.’ Sahabe soruyor: ‘O gün sayımız az mı olacak?’ Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) diyor ki ‘Bilakis o gün sayınız fazla olacak ama kalbinize ‘vehn’ girecek. Sahabe soruyor ‘Vehn nedir? Ey Allah’ın Resulü!’  Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) diyor ki ‘ölüm korkusu ve dünya sevgisidir’ Irak’ta Müslümanların sayısı fazla ama ABD, İngiltere ve diğer kafir ülkelerin ne işi var orada? Nasıl olur bizim ülkelerimize girerler. Müslümanların olduğu bir ülke niçin işgal edilir? Suriye neden bu hale geldi? Yemen’de neden aşağılık insanların bombaları altında anne karnındaki bebekler ölür? Arakan niçin bu haldedir? Öldük mü biz, ne oldu bize? Ölü toprağı mı serpildi üzerimize?” diye sordu.

“Niçin bu haldeyiz?”

İslam ümmeti olarak neden bu hale geldiğine cevap arayan Çelik, “Hepimiz aynıyız. Başta kendi nefsimize soruyoruz. Niçin bu haldeyiz? Dünyada bir buçuk milyar Müslüman olmasına rağmen neden Arakan bu haldedir? Geçen gün Hindistan’da Hindular, camideki Müslümanları katlettiler. Dünyadan ses çıkmıyor. İnsan hakları örgütleri ve Birleşmiş Milletlerden ses çıkmıyor? Bizden zaten ses çıkmıyor. Allah aşkına herhangi bir Müslüman ülkede 2 Hristiyan ya da 2 Yahudi öldürülse bırakın bunların kendisini, bunların köpeklerine bu iş yapılsaydı şimdi dünya ayağı kalkmıştı.” dedi.

Program Mehmet Emin İdem tarafından yapılan dua ile sona erdi.

İLKHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Şanlıurfa Haberleri

Avukat Karadaş: "Kanun yapma sürecinde halkın manevi değerleri dikkate alınmalı"
Soluk borusuna süt kaçan bebek kurtarılamadı
İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kırhan: "Hareketsiz yaşam diyabete ne oluyor"
Balıklıgöl’ün duvar ve su kanalı çöktü
Yapılan zamların ardından halk fakirleşiyor