Seçim sürecinde, sükunetin nedenleri ve konuşulmayan HÜDA PAR

Özkan YAMAN

Bu seçim süreci diğer seçimlerden farklıydı. Çünkü dersanelerin kapatılması tartışmalarıyla başlayıp 17 ve 25  Aralıkta farklı bir çizgiye gelen süreçte; seçimle yolsuzluk iddiaları ve Gülen grubuyla hükümet arasındaki gerilim içiçe girdi.

Birilerinin avuçlarını oğuşturarak beklediği sokak olayları ise yaşanmadı. Bdp’nin defalarca giriştiği saldırılar da, Hüdapar’ın sabrı ve sağduyusu sayesinde boşa çıktı.

Kışkırtıcı unsurları ve kırılganlığı çok olan birkaç ay, geldi geçti ama huzur ve sükunet bozulmadı. Bu, takdir edilmesi ve sebepleriyle konuşulması gereken bir husustur. Bunun bir çok nedeninden birkaçını şöyle sıralayabiliriz:

Birincisi; Allah’ın apaçık yardımıdır. Cenab-ı Mevla, Rasülünü(sav), yad etmek için köy köy, şehir şehir, aşkla şevkle biraraya gelip gözyaşlarıyla salavat getiren, dua eden, şu coğrafyanın mazlum ve mutazaf insanına sekinesini indirdi.

İkincisi; Toplum artık özüne dönüyor. Doğusuyla batısıyla, Türkü, Kürdü, Zazası, Arabı, Lazı Çerkeziyle, bu milletin özünde, Kuran ve Sünnet var. Özellikle anaların dilinde, kalbinde; dualar, zikirler salavatlar var. Gönlünde Şah-ı Nakşibendiler, Abdülkadir  Geylani’iler, Ahmed Rufailer, Süleyman Hilmiler, Bediüzzamanlar, Hüseyinler ve daha niceleri var.

Ve kamil olmasa da, yüreğinde kaynağını İslamdan alan, sabır, şükür, kanaat, tevekkül, tevazu, af, merhamet, fedakarlık gibi nice ahlaki vasıf var. Camileri, Cumaları, Ramazanları, Umreleri ile bereketlenen bir Hakka susamışlık var. Öyle olmasaydı inanın, laik rejimin deviremediği şu halkın iman ve kardeşlik ağacını batıdan esen modernizm ve dünyevileşme rüzgarı çoktan söküp atmıştı. 

Üçüncüsü; Şimdiye kadar ülkenin gündemini belirleyen, kaderine yön vermeye çalışan inançsız kesimler, gücünü iyiden iyiye kaybettiler. Kemalist rejim de, artık can çekişiyor. Soldan bacaklılar, beyaz Türkler ve onlara özenenler de fikren öldükleri gibi, beyin ölümleri de gerçekleşmiş durumda. Hem ülkenin kadim ulusalcıları ve kurtçuları da kaldırılan andı(mız)ı bile unutacak kadar sekerata düşmüş haldeler.

Dördüncüsü; Yakın ülkelerde yaşanan toplumsal ve siyasi felaketlerin ciddi bir caydırıcılığı var. Ülke insanını kışkırtıp faydasız bir şiddet sarmalına çekmeye çalışanların Suriye rejimi ve Mısır’ın darbecileri ile aralarının iyi olması ve tüm dünyanın lanetlediği israile yakın durmaları, toplumu kendilerinden ciddi ciddi uzaklaştırıyor.

Beşincisi; Ülkenin son yüzyılında hiç eksilmeyen zulümlerin, ihanetlerin, darbe ve ihtilallerin, siyasi çalkantıların, son dönemlerde hafiflemesi, kirli hesap içinde olanların deşifre olmaları da, toplumun daha insaflı ve akl-ı selimle hareket etmesine zemin hazırlamıştır.

Altıncısı; İslami sivil toplum kuruluşlarının ki, mesela yüzlerce noktada faaliyet gösteren Peygamber Sevdalıları’nın, son on yılda neredeyse arı gibi çalışmaları, büyük bir özveri ve gayretle toplumun huzur ve sükuneti için çırpınmaları da çok etkili olmuştur.

Yedincisi; Çözüm süreci, bir takım reform paketleri, ortak akıl ve yakalanan refah seviyesinin riske edilmemesi gibi nedenler.

Elhasıl bu seçim, ülkede yapılan ne ilk ne de son seçim. Nice seçimler geldi geçti ama bu seçimi diğerlerinden farklı kılan bir ayrıntı var.

İlk defa, İslam için, nice şehidleriyle mahkum ve tutsaklarıyla ciddi bedeller ödeyen bir kitle, Hüdapar ile seçimlere giriyor. Şimdi doğuda halk Hüdapar’ı konuşuyor. Ülkenin haramileri ise onları seçimden önce ısrarla görmezden gelseler de seçimden sonra çok konuşacaklar çook...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.